Beşiktaşımızın Bursaspor'u 1-0 mağlup ettiği maç sonrası yazarlar köşelerinde maç analizinde bulundu.
İŞTE O YAZILAR
Atilla Gökçe /Milliyet
Bursaspor - Beşiktaş ligin travmalı iki takımı... Yıllar önce ev sahibinin küme düşmesiyle oluşan algı, iki kulübü de rekabetten hasım pozisyonuna taşımış. En azından taraftarlar açısından durum böyle. Eh, durum böyle olunca saha içindeki oyun da etkileniyor elbet. Futbol rengini, derinliğini kaybediyor. Kısır bir itiş - kakışa dönüşüyor. Dahası, iki takım da bir kaza golüne takılmamak için enerjilerini de dikkatlerini de savunmada yoğunlaştırıyorlar.
Bursaspor dünkü maçta beraberliğe adeta razı oldu. Topu kazandıklarında
hücuma yöneldiler ama rastgele vuruşlardan doğru dürüst bir şut çıkmadı. Dahası, baştan da dediğimiz gibi savunma engellerini aşamadılar. Beşiktaş da
rakip savunmayı aşmakta çok zorlandı. Özellikle Mario Gomez! Serdar Aziz ve Dany’ye ilaveten Hosogai’nin de katılımıyla üçlü bir kıskaçın içinde adeta
hapsoldu. Topla buluşmalarından bir sol şut, bir kafa vuruşu çıkarabildi, fazlasını yapamadı.
***
Şenol Güneş’in Necip (Dk.46),
Olcay(Dk.74) ve Cenk Tosun (Dk.85) hamleleri doğruydu. Özellikle Olcay’ın katıldığı oyunda daha düzenli bir pas trafiği oluştu. Oğuzhan da Necip’in
Atiba’yı eşlemesinden sonra forvete daha yakın oynayarak etkin bir oyuna döndü.
Olcay-Gökhan-Atiba ve Oğuzhan’la oluşan pas zincirinde son adam
Oğuzhan klasına yakışır biçimde üç puanlık golü attı. Bursaspor’un sonraki çabaları yetersizdi.Lider, unvanını koruyarak dönüyor. Haftayı kayıpsız
kapamak önemli bir başarı. Ne var ki bu başarının yorgunluk tehdidi ile karşı karşıya olduğunu söylemeliyiz. Ezber on birler, gerekli olduğu halde bir
türlü gerçekleşmeyen rotasyon sıkıntı yaratabilir.
Erman Toroğlu /Fotomaç
Yalnız Beşiktaş bu maçta diğer
maçlara göre daha bir durgun oynadı.
Avrupa Kupası maçı onları yormuş.
Bursaspor da sezon başındaki Bursaspor değil her geçen gün üzerine
bir şeyler koymuş.
Beşiktaş takımının bu maçta orta sahası rahat iş yapmadı.
İkinci yarı değişikliklerle toparladılar.
Quaresma ile
Gökhan Töre çok zaman el freni vazifesi yapıyorlar. İkisini beraber oynatırsan ve ikisi de aynı tarz oynamaya devam ederlerse o zaman ikisi ancak bir
futbolcunun işini yapıyorlar. Yani takımlarını eksik bırakıyorlar.
Gomez faydalı bir oyuncu ama Quaresma ile Gökhan Töre zamanında topu
kullanmadıkları için Gomez rakip defansın göbeğine düşüyor.
Zamanında top alamayınca o da markaja giriyor. İlk yarı Bursaspor, Beşiktaş'a göre
daha maça hakim gözüktü.
Değişikliklerden sonra da Beşiktaş sazı eline aldı.
Oğuzhan'ın attığı gol kalite olarak başlangıcından sonuna
kadar üst düzeydeydi.
Oğuzhan vuruşu gözü kapalı yapmadı.
Top ancak oradan geçerdi o da oraya attı.
Ve Beşiktaş öyle bir puan çıkardı
ki buradan çıkarttıkları 3 puan onları mutlu sona ulaştıracak.
Genelde Beşiktaş maçları hakem açısından zor geçer.
Tuhaf şeyler olur ama bu
maç öyle olmadı.
Futbolcular da birbirlerine düzgün davrandılar.
Bir tek oyunun başında sahaya Teksas tribününden yabancı madde atılması
dışında!
Ahmet Çakar / Sabah
Ama Beşiktaş, sezon sonu şampiyon olacaksa dün geceki son dakika golünün büyük katkısı olacak.
Zira ilk yarıda iyi oynayan, hızlı kontratağa çıkabilen Beşiktaş, ikinci yarıda dakikalar ilerledikçe oyundan düşmeye başladı.
Aslında belki de Şenol Hoca, son 10-15 dakikaya girildiğinde beraberliğe razıydı ki, son dakikada sahneye Gökhan, Atiba ve gol vuruşunu yapan Oğuzhan çıktı. Artık maç berabere bitti diyorduk Gökhan topu aldı, Atiba'ya bıraktı o da vurur gibi yapıp Oğuzhan'ın önüne bıraktı. Ve Oğuzhan, gol olabilecek yegane köşeye vurdu, çok da iyi vurdu ve gol oldu. İşte bu hazırlanış bakımından harika gol, yorgun Beşiktaş'ı, mental ve fizik olarak aşırı yıpranmış Kara Kartal'ı üç puanla İstanbul'a döndürdü. Üstelik Bursa gibi çok zor bir deplasmandan...
Yemen Ekşioğlu /Fanatik
Bursa maçları Beşiktaş ve Beşiktaşlı için ayrı bir önem taşıyor. Yıllardır bitmeyen kin ateşi hep sıcak tutuluyor. Bunun tek sebebi de yöneticiler. Neticelere göre konuşuyorlar. Yazık olan sahadaki bu gençlere oluyor. Burada asıl problem Bursa taraftarında. Yeter artık. Ceza yemekten bıkmadınız mı? Yazık o oyunculara, Allah koruyor. Attığınız o su şişeleri, patlayıcı maddeler, çocukların bir tarafına gelmiyor. Kusura bakmayın bir araya gelince, ne oldum delisi oluyorsunuz. Delikanlılık bu değil. Maalesef kalabalıkta bilmem ama yalnızken rüzgardan bile korkarsınız. Her iki takım kadrosundaki 30 futbolcu dahil, bu kavganın sebebini bilmiyor, ayıptır, yeter. Bir müsabakada Beşiktaş ilk defa çok pas yaparak Bursa ceza sahasına yanaşamadı. Bu da gösterdi ki, Ertuğrul hoca Beşiktaş’ı iyi ezberlemiş. Ve oyuncularının da beynine yerleştirmiş. Atiba’yı etkisiz kılıp oyunu çok önde kabul etti. Bu da Beşiktaş’ı alıştığımızdan çok daha telaşlı bir ortama itti. Beşiktaş defansı oyunu kendi ceza alanı üzerinde kabul edince Bursa da çok rahat geldi. Kaptan Tolga ilk defa bu derece rakiple karşı karşıya kaldı.
Bu ara şunu da açıkça söylemeliyim. Rhodolfo, Ersan İsmail ve Beck geçmiş maçların aksine oyundan düşmediler çok diriydiler. Bir ateş lazımdı oyuna. Ufak bir kıvılcım. Şenol hoca, Sosa’yı kulübeye çekerek, Necip’i de Atiba’nın yanına alarak hem Atiba’yı rahatlattı hemde orta alanda üstünlüğü kurdu.Beşiktaş geçmiş maçlar gibi arka arkaya 5-6 pas yaparak bu trafikte topla buluşan Oğuzhan’ın ön direğe vurduğu güzel golüyle Beşiktaş, hem bu milli takım arasını rahat geçirip hemde en yakın rakip ile arasını muhafaza ederek tatile çıktı.
Metin Tekin / Sabah
1. Beşiktaş maçı neredeyse pozisyonsuz kazandı... Performansında bir düşüş var mı?
Ligin geride kalan 10 haftası ile kıyasladığımızda performans olarak daha aşağıda kalan bir Beşiktaş vardı. Buna çok sebep gösterebilirsiniz; "Avrupa Ligi'nde oynayıp, geldi. Takım yorgundu" dersiniz, "Bursa zor deplasman" dersiniz... Bunların hepsi de doğru olabilir ama Beşiktaş'ın ne olursa olsun şampiyonluk yolunda çok önemli galibiyet aldığını da söylemeliyiz. Evet, üretken değildi, oyunu 90 dakikanın hiçbir bölümünde eline alamadı. Ama geçen yıllarda yapamadığını yaptı ve finali çok iyi yaptı. Ve gole baktığımızda Beşiktaş'ı öne çıkaran, en büyük silahı olan öndeki o pas trafiğini mükemmel yaptı. Tabii ki bunda en büyük payı da Atiba'nın pas dokunuşu ve Oğuzhan'ın vuruşuna vermek lazım.
2. Güneş sürekli 13-14 futbolcu ile oynuyor. Bu rotasyon yeterli mi Beşiktaş için?
Bu soruyu duyunca biraz geçmişe gittim. O üç şampiyonluğun geldiği dönemdeki Beşiktaş maçlarını ve kadrosunu düşündüm. O zaman da belki Avrupa maçları bu kadar yoğun değildi ama o kadroda da en fazla 14 kişi ile dönen bir rotasyon vardı. O pencereden baktığımızda illa 18-19 kişi ile oynamak şart değil.... Aksine doğru 13-14 kişi bulup ve onları hazır tutarsanız daha fazla verim alırsınız. Çünkü tekrar ve oynama devamlılığı da bir oyuncunun performansında ve form durumunda çok büyük etkendir. O yüzden bu seçimlerinden Şenol Güneş'in vazgeçmesi düşünülemez. "Her şey iyi giderken oyuncuyu dinlendireyim" mantığı bana çok doğru gelmiyor. Bazı spor adamları, "Avrupa ile lig birlikte gitmez" diye düşünür. Ben ise tersine, doğru idman programı ile iki kulvarda gelecek başarının birbirini tetikleyeceğini düşünüyorum.
3. Milli maç arası Beşiktaş için avantaj mı dezavantaj mı?
Bence avantaj olacaktır. Avrupa ve ligdeki yoğun trafikten takımlar idman yapmaya vakit bulamıyor. Çünkü bir takım eksikleri idman yoluyla giderip, takıma uygulatmaya ihtiyaç duyar teknik adamlar. O açıdan bence Beşiktaş ve Şenol hoca için çok doğru bir zamanda geldi milli maçlar arası. Özellikle de kazanıp girdiyseniz bu molaya....
Güntekin Onay /Vatan
Beşiktaş'ın hücumda en az üretkenlik sergilediği maç oldu Bursaspor karşılaşması. Ancak
aksaklılara rağmen akılcı ve sonuç odaklı oynayan bir Beşiktaş vardı. Yeşil-beyazlılar, orta alanda diri, istekli ve organizeydi.
Özellikle de Oğuzhan’ın topla buluşmasını ve oyun kurmasını engellemeyi hedeflemiş Ertuğrul Sağlam. Bunda da büyük ölçüde başarılı oldu.
Pas akıcılığı sağlayamayan Beşiktaş’ta hatlar arasında kopukluklar ilk kez bu kadar belirgindi. Pas hataları, basit top kayıpları siyah-beyazlı
takımın oyununu olumsuz etkilediği gibi geriye de çok koşmasına ve yorulmasına neden oldu.
BURSASPOR DÜŞÜNCE...
Quresma dışında hücumda etkili işler yapan bir oyuncu çıkmayınca da maç tamamen mücadele oyununa dönüştü. Gökhan Töre top almıyor ve aldığı
zaman da kaybediyor. Maç boyunca pozitif anlamda hiçbir aksiyonun içinde olamadı. 2. yarıda Necip’in de varlığı ile Bursaspor’u kalesinden daha uzakta
tutan Beşiktaş, bu kez de etkili hücumlar yapamadı.
Ev sahibi Bursaspor ise enerjik görüntüsünü ofansif zenginliğe dönüştüremedi. Maç
boyunca yüksek eforla oynayan Bursaspor’un fiziksel olarak düşüş yaşaması ile birlikte son 20 dakika oyun Beşiktaş’ın lehine gelişti. Arka arkaya
kullanılan kornerler golü bulmak için en kısa yol olarak görünüyordu.
OZZIE TAM BİR YILDIZ
Zorluk derecesi
yüksek Bursa deplasmanında oyunsal anlamda bu kadar olumsuzluklar ile dolu bir Beşiktaş için son dakika golü ile gelen bu 3 puan henüz 11. hafta
olmasına rağmen şampiyonluk kapısının anahtarı olabilir. Başta Rhodolfo olmak üzere kaleci Tolga ile birlikte tüm savunma oyuncuları iyi bir maç
çıkarttı.
Oğuzhan kendi kalitesinin altında kaldığı ve baskı altında oynadığı bir maçta 3 puan getiren klas golü ile gerçek bir yıldız
futbolcu olduğunu bir kez daha ispat etti.
Şenol Güneş, yorgun takımını böylesine zor bir deplasmanda diri bir rakibe karşı dakika dakika
çok iyi yönetti ve doğru değişiklikler ile de sonuca gitmeyi bildi.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın