Bu haberi yazdır
Sanicatak!
Özgün Başpınar, Beşiktaş Sanica Boru Elazığspor maçını değerlendirdi.  
Kaynak : Karakartal.com
Sanicatak!
Beşiktaş İnönü’ye dönüyor ama takımın yarısı Ümraniye’de kalmış. Biliç dışında herkes sakat neredeyse… İlk onbirin altısı ilk değil, stepne.

İlk onbirdeki Oğuzhan, Gökhan Töre ve son ayların ranza personeli Fernandes olmayınca teknik kapasite fena halde düşmüş. Fakat bu isimlerin enerji ve mücadele eksiklerini de yerlerine oynayanlar muhteşem kapatınca en azından gerçek Beşiktaş ibi rakibi bunaltan bir takım çıkmış ortaya…

Göbekte Necip Veli, önde Holosko, Olcay ve Uğur orta beşlisi isim olarak doğru ama diziliş olarak fena halde yanlış. Olcay 10 numara giyiyor diye onu 10 numara oynatmak, 10 numara yanlış.

Olcay her zaman geniş alanların oyuncusu. Oyun sıkıştığı zaman teknik olarak kanatlarda bile sırıtıyor. Göbekte, sahanın en dar alanına, oyunun en fazla teknik kapasite isteyen bölgesine onu mahkum etmek abesle iştigal.

Halbuki aynı kadro, 4-2-3-1 yerine 4-4-2 ile oynasa her şey değişir. Veli, Necip göbekte, kanatlarda Olcay ve Uğur, forvette Mustafa, Holosko ikilisi ideal olur.

Ki ikinci yarı buna yakın bir sistemle oynayınca herşey değişti zaten. Hem Olcay daha serbest kaldı, hem de kanatta var mısın, yok musun’u oynayan Holosko göbekte yıldızlaştı.

İlk yarı tek tük rakip kaleye giden Beşiktaş, Sivok’un her zamanki usta hava topu zamanlaması ve Zülküf’ün uçaklara el sallamak için altıpasa çıkmasıyla bedava bir gol buldu.

Hemen arkasından Serdar’ın müthiş consierge hizmetiyle Deniz bomboş pozisyonda beraberliği sağladı. Sanica Elazığ’a karşı bile panik atak yapabilmek sadece Beşiktaş defansının becerebileceği bir şey herhalde. Sane topa duvar olurken, Deniz gol vuruşunu yaparken bizim defansın öyle bir eli ayağı dolaştı ki, gören Barcelona’yla oynuyoruz zanneder.

Pozisyonda Sivok’un da hatası var ama Serdar her zamanki gibi başrolde. Ben Serdar’ı sahada görebilmek için ciddi bir efor sarfediyorum. Yine de pek başarılı olamıyorum. Deniz’in attığı golde süvari alayı gibi 5 dakika sonra cezaalanına yetişiyor mesela.

Hayır, müthiş bindirmeler falan yapsa, acaip ofansif katkıları olsa bi şey demeyeceğim ama zaten ileri çıktığı anlar sayılı. Ne yapıyor da, pozisyona yetişemiyor anlamıyorum.

Bu sene yediğimiz gollerde hep sekizde sekiz kusurlu. Ya ofsaytı bozuyor, ya adamını kaçırıyor ya kanadını kapatamıyor. Devre arası halefinin bulunması şart!

İkinci yarı Olcay’ın kanatlara, Holosko’nun merkeze yaklaşmasıyla ve takımın istekli baskısıyla fark çok rahatça geldi. Sanicatak’ımızı çabuk tedavi ettik ve kolay bir galibiyet yakaladık. O yüzden gollerden ziyade isimlerden bahsetmek daha yerinde olur.

Uğur, Holosko’nun aksine kanatta iyi bir alternatif olacağını gösterdi. Bir kere en büyük avantajı, klasik çizgi adamı olarak oynaması. Bu sayede Beşiktaş bu sezon ilk kez çizgiye inip orta kesen bir kanat adamı gördü. Almeida’nın merkez olduğu sistemde buna çok ihtiyaç var.

Olcay’da, Gökhan’da kanatlarda ters ayakla oynadıkları için hep içeri katediyorlar ve takım kanatlara inip orta kesemiyor. Uğur bu boşluğu çok iyi doldurabilir.

İsmail bildiğimiz gibi. Geçen senelerde saç tellerimin %50’sini kaybetmeme neden olduğu için ona fazla bir umut bağlamıyorum. Kel kalmak istemem açıkçası. Necip koşu istatistiklerine baktığımızda acaip mesafe katediyor ama bireysel gelişiminde en ufak bir mesafe katettiği yok. Hep aynı, ilerleme sıfır.

Bomboş pozisyonda, ceza yayı üstünden dağlara taşlara vurduğu topta inanın heyecanlanmadım bile, bu ondan beklediğim performanstı. Ama verdiği emeğe saygı duyuyoruz tabii. Olcay ise tam tersi bir grafik sergiliyor.

Bir futbolcu her maçta ama abartmıyorum her maçta biraz daha ilerleyebilir mi? Her maçta yeni bir özellik ortaya koyabilir mi?

Adam yapıyor. Geldiği günden beri aldığı yol inanılmaz. Ben dahil neredeyse tüm spor yazarları Olcay’ın teknik bir kazma olduğunu söyledik geldiğinde. Fakat kendini öyle bir geliştirdi ki, hiç beklemediğimiz şeyleri ondan bekler hale geldik. Olcay durup durup öyle asistler yapıyor öyle goller atıyor ki, hepimizi utandırıyor. Bugün de doksana çaktığı top, ayakta alkışlanacak cinstendi. O böyle devam etsin, ben hep utanmaya razıyım. Bravo!

Mustafa da, mücadele timinin liderlerinden ama bir forvet olarak gol atmamaya yeminli. Beşiktaş’ın santrforu böyle ucuz ve kolay goller kaçırma lüksüne sahip değil. En kısa zamanda gol pozisyonlarında soğukkanlı kalmayı öğrenmeli yoksa yolcu koltuğunda bulur kendini.

Elazığ o kadar zayıf bir ekip ki, Metin Ali Feyyaz şu yaşlarında sahada olsalar yine 10 gollü bir skora rahatça ulaşırdık. Fakat takımdaki final pası ve son vuruş eksiği her zamanki gibi kendini gösterdiğinden 4 golle yetinmek zorunda kaldık.

Haftalardır ilk kez bir maçta Tolga’ya pek iş düşmedi. Bu da önemli bir anektod. Önemli diğer anektod ise, taraftarın Karakartal’ın üçüncü kanadı olduğunu bir kez daha görmemizdi. Taraftarı olmayınca Kartal uçamıyor, bu çok net.

Takım taraftarı özlemişti, taraftar da Beşiktaş’ı özlediğini gösterdi, maçın en önemli hücum presini yaptı. Bundan sonra hep birarada kalmak dileğiyle…

Ha, bir de Fernandes diye bir adam vardı. Onu arayan kimse olmadı bugün.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL