Çok merak ediyorum. Geçen hafta yazdığımız yazıya bolca hakaret yağdıran arkadaşlar acaba bu akşam ne düşünüyorlar?
Yine sol ayaklı sağ bekimizle başladığımız maçta yaptığımız 36 ortadan sadece 4'ünün isabetli olması konusunda ne gibi fikirleri var?
Hala kadronun geniş, transferlerin yeterli olduğundan eminler mi? Hala transfer komitesine tam destek veriyor, kendilerini başarılı buluyorlar mı? Kendi sahamızda Rize gibi bir takımla oynarken çalan alarm zillerinin artık farkındalar mı?
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, bu doğa kanunu oldu artık. Bu yüzden ben artık çadırı kurdum, ovada yaşıyorum. Köyde falan kalmak gibi bir derdim yok. Bu yüzden bu hafta söyleyeceklerim de hoşlarına gitmeyecek bu arkadaşların.
Ama bu haftadan önce geçen hafta bana atılan bazı iftiraların cevabını vermem gerekiyor. Sağolsun editör arkadaşlar bütün bu iftiraları yayınladılar ama nedense benim yanıtlarımı kırmızı noktalı gördüler, yayınlamadılar. O yüzden ben de buradan yanıt vermek durumundayım.
Birincisi, ben bu köşede yazdığım yazılar için tek kuruş para almıyorum. Bu yüzden bana para yiyici falan gibi hakaretler edenler kendi zekalarını ortaya koyuyorlar.
İkincisi, şu anda 38 yaşındayım. Şu yaşıma kadar herhangi bir Beşiktaş başkanına en fazla yaklaştığım mesafe, Süleyman Seba'nın cenazesinde, omuz vermek için tabutuna yaklaşabildiğim beş metrelik mesafedir. Hiçbir Beşiktaş başkanıyla bundan daha yakın bir diyaloğum, iletişimim olmadı. Bu nedenle bana yönetimden nemalanmak falan gibi abuk subuk cümlelerle saldırmak da abesle iştigaldir. Bir anlamı olmaz, sadece IQ testi yaptırmak için bahane olabilir. Vazgeçin.
Benim yazılarımdaki tek derdim, tek amacım Beşiktaş'ın daha iyi bir takım olması, daha iyi noktalara gelmesidir. Bu yüzden gördüğüm her yanlışı hiç eğmeden, bükmeden sadece inandığım için söylerim. Bu yanlışı kim yapmış olursa olsun, aynı tonda, aynı tarzda söylerim. Ne başkan, ne yönetici, ne futbolcu ayırmam. Bunu desteklemek yerine goygoyculuk yapmamı istemek Beşiktaş'ın kültürüne terstir bir kere…
Beşiktaş'ın şampiyon olmadığı, Avrupa'da zirveye yürümediği her sezon da başarısızdır bana göre… Şartlar ne olursa olsun bu böyledir. Borç çok, saha yok, altyapıdan adam çıkar, yıldız sok farketmez. Ne olursa olsun, Beşiktaş başarısız olduğu sürece ben burada yazarım. Başkana da yazarım, yöneticiye de, futbolcuya da… Hiçbiri Beşiktaş'tan üstün, önemli değildir çünkü.
Bu yüzden kimse kişisel bir neden aramasın yazılarımda. Prensip olarak herkese eşit mesafedeyiz. Ülke ve dünya çapında kıyak ya da düşmanlık yapacağımız tek personel bulunmamaktadır.
Neyse.
Şimdi her arkadaş kendi üstüne düşeni aldıysa bu haftaya geçebiliriz.
Yine, yeni, yeniden söylemek zorundayız ki, sağbekte İsmail olmuyor. İkinci yarı gördüğümüz kadarıyla maalesef sol bekte de İsmail olmuyor gerçi ama sağ bekte hiç olmuyor. Hele Gökhan Töre ve İsmail'in ikisi birden sağ çizgide hiç olmuyor. İkisi de ters ayaklı olduğu için bizim için sağ kanat, ceza alanı çizgisinde bitiyor. Çizgiye inmek gibi bir ihtimal kalmıyor. İlle topu sol ayaklarına çekmek zorundalar ve bu hareket cezaalanına kesme orta yapılmasını imkansız kılıyor.
E, iyi de biz çift forvet nasıl oynayacağız kanattan orta gelmezse? Çift forvet ne yapsın, tek pas gelmezse?
Nitekim bu kaidenin hüküm sürdüğü ilk yarı boyunca tek pozisyonumuz yok. Tamam Rize'nin de yok ama Rize'nin derdi pozisyon değil puan olduğu için bu onların umurunda değil. Bizim olmalı.
İlk yarının sonunda ve ikinci yarının başında Gökhan'la Olcay'ın kanat değiştirdiği toplam 15-20 dakikalık bölüm en etkili olduğumuz bölüm. Bunu ne kadar çok yapsalar o kadar iyi.
Ve yine kadro genişliği! Bir Oğuzhan sakatlanınca bütün sistem çöküyor. Yaratıcı oyuncu eksiğimiz had safhada. Demba Ba, Sosa, Oğuzhan acilen takıma girmeli. Bence üçü birden ilk onbire girmeli. Pas yapamıyoruz, topu taşıyamıyoruz, asistimiz sıfır!
Çok güzel bir gol yedik. Gol dışında hiç pozisyon olmadığı için neredeyse sevinecektik golü yediğimize. Çok güzel bir vuruş yaptı Ümit ve maçın ilk pozisyonunda golü yedik.
Maçın ikinci pozisyonunu göremeden bizim golümüzü gördük. Olcay fol yok yumurta yokken iğne deliğinden geçirdi topu ve büyük bir piyango çıktı bize…
Maç namına ne olduysa da bu dakikadan sonra oldu. İyi bir baskı kurduk, Rize kontrataklar denedi. Fakat yine organize ataklar olamadığı için doğrudüzgün pozisyonlar da doğmadı. Ve yine iki pis puanı kaybettik.
Hep böyle yapıyoruz. Sene sonunda da bu kaybettiğimiz puanlara yanıp duruyoruz. Bu sene daha fazla olmasın artık.
Diğer Rize'leri yenelim bi zahmet.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın