Bir gün birisi Beşiktaş’ın pisi pisine kaybettiği Avrupa maçlarının çetelesini tutarsa rahatça kitap çıkarabilir. Yazacağımız şeyler ezberde artık; ahtı, vahtı, yazıktı, tuhtu, az kalmıştı!!! Yazmak resmen abesle iştigal.

Ama madem Beşiktaşlısın, alışıksındır, fazla durmazsın üstünde. Tarihimiz bunlarla dolu bizim, biliyorsun. Çekilen gaspet kuralarla, son saniyede pisi pisine kaybedilen elemelerle, üç dakikada üç gol yiyip elenmelerle…

Dün de klasik eğriden en ufak bir sapma olmadı. Yine pisi pisine, boku bokuna elendik. Üstelik bin türlü avantaj yakalamışken. Rakibin kadrosunda bi dolu sakat varken, yerlerine oynayanlar fena halde formsuzken, son onbeş dakika rakip bir kişi eksik kalmışken. Elemeyi geçebilmemiz için olabilecek her şey oldu. Ama yine de beceremedik.

Devrenin son dakikasında gol yememiz şanssızlıktı ama Arsenal’e çok pozisyon verdik bu kez. Bol keseden harcamasalardı bu pozisyonları üç dört farka gidebilirlerdi. Tabii İspanyol hakem bizim penaltıları bol keseden harcamasa biz de iki farkı yakalayabilirdik. Bence Pektemek’in de, Motta’nın da pozisyonları penaltıydı. Hakem o anlarda inceden doğradı bizi.

Defansta açık verirken hücumda da zayıf kaldık. Demba Ba’nın yan ağlara vurduğu top dışında koca maçta rakip kaleye şutumuz yok.

Takıma söyleyecek tek laf yok. Hepsine helal olsun. Canlarını dişlerine takıp oynadılar, yüzdeyüzlerini hatta yüzdeyüzonlarını verdiler. Böyle bir takıma böyle bir stadı dar ettiler. Taraftar zaten kainatüstü, 5000 kişiyle 50000 kişiyi susturdular. Hepsinin helali hoş olsun.

Tek sözüm Gökhan Töre’ye… Kardeşim, bu takım senin bonservisine 4,5 milyon euro’yu böyle maçlarda fark yaratasın diye verdi. Böyle bir maçta bu kadar kötü oynayıp takımı sabote edeceksen kusura bakma, o paraya değmezsin. Biraz konsantre ol, kendini takıma ver. Bütün kadro, hatta stattaki 5000 kişi bu maça insanüstü konsantre olmuşken senin sersemliğin, dağınıklığın akıl almazdı. Sana güvenilen her anda hayal kırıklığı yarattın, sana verilen tüm opları berbat ettin. Oyunda kaldığın sürede Demba Ba’ya yaptığın orta dışında tek olumlu hareketin yok. Kafanda daha önemli sandığın ne varsa bi zahmet temizle de, bundan sonra kafanı sadece saha içine ver. Yoksa zaten saha dışında problem adamsın, takımı taşımazsan hiç çekilmezsin.

Ve sevgili yönetim. Umarım bu takımın, bu taraftarın gösterdiği mücadele size örnek olmuştur. Hiç kusura bakmayın, bu takım sezonun en önemli maçına yedek solbekini, sağbeke koyarak başlıyorsa üstüne edecek tek laf yoktur. Bu sizin beceriksizliğinizin resmi belgesidir. Bu saate kadar zahmet edip, küçük hesaplarla iki transfer yapamadığınız için şimdi sizin vizyonunuz olan daha küçük bir ligde mücadele etmek zorundayız. İki kuruş fazla para ödemeye kıyamadığınız için Şampiyonlar Ligi’nden alacağımız yaklaşık 13 milyon euro’dan da olduk. Üstelik aranızda haberi olan var mı bilmiyorum ama biz potadan çıktığımız için G. Saray yaklaşık 8 milyon euro bonusa kondu. Yani kendi cüzdanımızı deldiğimiz yetmiyormuş gibi bir de ezeli rakibimizi kalkındırdık. Ne diyeyim size, bravo!

Bari bundan sonra biraz vizyon geliştirin. Takımın potansiyelini gördünüz, Avrupa Ligi’nde kupadan daha aşağı bir hedefi aklınıza bile getirmeyin. Ve artık bu saatten sonra gerçekten yıldız bir 10 numara ve adam gibi bir sağbek alın. Bakın tekrar yazıyorum, eminim bunları okurken bile kafanız yine ucuza, kolaya kayacaktır ama okuduğunuzu iyi anlayın. Google’da bile ismi çıkmayan, abidik gubidik transferler yapmayın. Paraya kıyın ve büyük bir zaferle bu takımın tarihine geçin.

Geçmek derken unutmayalım. Tüm Beşiktaşlılara geçmiş olsun. İnşallah bundan sonra her şeyin en güzeli olsun. Herkes büyük düşünsün, büyük zaferler bizim olsun.