Slaven Bilic'in Beşiktaş'a gelmesinde gerek sitede gerekse de twitter ortamında kamuoyu oluşturan medyadaki bir kaç isimden biriyim...
Açıkçası geldiğinde de 'ya başarısız olursa, taraftara ne deriz!' diye de endişe ettiğimi ifade etmek isterim. Her ne kadar Beşiktaşlılığımız bilinse de bir teknik adamın bu kadar arkasında durmak başarısızlık olduğu taktirde sıkıntı yaratabilir.
Ama yıllardır Beşiktaş'ı takip eden, siyah beyazlı tribünlerin içinden gelen biri olarak, Beşiktaş taraftarının ve kulüp yapısına uygun ismin Slaven Bilic olduğunu görmek çok zor değildi.
Sonuç itibariyle ligde geride kalan üç haftada Beşiktaş'ın geçen sezona göre ne kadar yol aldığını hep beraber görüyoruz.
İlk olarak Samet Aybaba ile taraftarın yaşadığı gerilimin ardından siyasi duruşu ve olaylara bakışı sebebiyle Bilic'in siyah beyazlı tribünlerle kurduğu iletişim çok üst düzey durumda...
Takıma baktığımızda oyuna başlayan ve sonradan giren her ismin maksimum katkı için elinden geleni yaptığını görüyoruz..
Sahada başı boş, ne yapacağını bilmeyen isim yok. Kademe ise kademe, baskı ise baskı, savunma ise savunma.
Ligde üç hafta geride kalırken,
kalesinde sadece 2 gol görmüş, liderliği elde etmiş ve terinin son damlasına kadar savaşan bir ekip izliyoruz.
Almeida ve
Fernandes'in uyumu, Olcay ve Gökhan Töre'nin performansı ve Atiba'nın bir futbolcudan daha fazla bir atleti andıran performansı ile
savunmada verilen çaba göz kamaştırıyor.
Beşiktaş doğru yolda ilerliyor ancak sol bek transferi yapmamak büyük bir hata olur.
Yönetim, şu an Beşiktaş'taki tek eksiği görmeli ve transfer sezonunda kalan sürede bu eksikliği kapatmalı.
Siyah - Beyaz devam
Saygılarımla
Eray Emin Aydemir
https://twitter.com/ErayEAydemir
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın