İki farklı maç seyrettik Kamil Ocak Stadı'nda...

İlk yarıda sezonun başından beri alıştığımız, ısıran, mücadele eden, golü düşünen bir Beşiktaş vardı sahada. Almeida'nın sol kanada açılıp yaptığı orta ve Olcay'ın attığı gol bir anlamda hem Almeida'nın hem de Olcay'ın ne kadar hazır olduğunu gösterdi hepimize. Topla oynama, rakip yarı alanda hücüm etkinliği her şey bizim lehimizdeydi.

İkinci yarıda ise madalyonun öte tarafını gördük. İlk yarıdaki o baskın takımının yerinde yeller esti. Orta sahamız oyundan düştü ve hemen akabinde korku filmi görmeye başladık. 1-1'in ardından endişe ile bir şeylerin değişmesini beklerken bir futbol ustası Fernandes çıktı sahaya ve yaptığı asist ile skor tekrar lehimize döndü. Yıldız futbolcuların önemi bu tip krize giren maçlarda ortaya çıkıyor. Takım kötü oynadığı anlarda bir anda "ben buradayım" diyerek her şeyi değiştiriyorlar.

Tam "maçı alıyoruz 3 puan deplasmanda şeker gibi" derken Sivok'un yaptığı penaltı bir çuval inciri berbat etti. Kötü bir günündeydi savunmamız. Orhan'ın attığı gole ise söylenecek bir şey yok. İyi şut ve sonucunda iyi bir gol.

Ancak şunu da unutmamak lazım ki bu tip puan kayıplarından ders alındığı taktirde yaşanan kayıp Beşiktaş'a bir fayda getirebilir. Mücadele eden bir takımız ancak Fernandes'den başka oyunun yönünü değiştirecek bir ismimiz yok. Quaresma konusu çözüldüğü taktirde Portekizli futbolcu yedek kulübesinde olsa bile krize giren maçları çevirebilir.

Son olarak bir sözüm de rakip takım teknik direktörü Sayın Hikmet Karaman'a, kendisi maçın ardından Almeida'nın vasat bir forvet oyuncusu olduğunu söylemiş. Maçın ardından yapılan açıklamaların ne düzeyde sağlıklı olduğu her zaman tartışma konusudur. Ancak kendisi Almeida'nın kariyerine iyi bir şekilde baksın. Zira o 'vasat' dediği Almeida Porto, Werder Bremen'in ardından Beşiktaş formasını giyiyor. EURO 2012'de de Portekiz Milli Takımı'nın kadrosundaydı. Sadece hatırlatayım istedim.

Twitter: https://twitter.com/ErayEAydemir