Bu haberi yazdır
Bu kulüp taraftarın Quaresma'nın değil
Yazarlarımızdan Burak Ozan, kendine has esprili tarzıyla aslında 7'den 70'e tüm Beşiktaşlılar'ın düşünmesi gereken bir yazı kaleme aldı.  
Bu kulüp taraftarın Quaresma'nın değil
İçimizin karardığı bu güzel güneşli bahar gününde, işmiş okulmuş, aşkmış, kuşmuş, böcekmiş hiçbirşey umurunuzda değil değil mi sevgili Kartallar..?

Dün gece rüyamda maç 1-1 bitti, neymiş demek çok şey istemiyormuşuz.. Ama adam yerine konuyor mu Beşiktaş taraftarı? Ne yapsak biz daha anlamıyorum ki?

Eskiden topçu kovalardı abilerimiz o taktiğe mi dönsek.. Ümraniye’de sağlık koşusu mu başlatsak her Pazartesi..? Ama şimdi iki ayrı grup var diğer bir grup Akaretlerden yukarı koşturulmalı..

Giydiniz formanızı taktınız atkınızı, okula işe gidiyor, serviste renklilerin gırtlağını sıkmamak, kantinde üstlerine çay dökmemek, suratlarının ortasına hapşırmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz biliyorum.. El spastikoya da şurda 2 gün kaldı ben de diyorum ne yapsam 3-4 gün Kıbrıs’a falan mı kaçsam 20 uyku hapı içip Pazartesi mi uyansam da yaşamasam buralarda..

Seneler önce 1985 falandı sanırım evde ödevlerimi yapıp heyecandan sallanan diz sendromu ile akşamı bekliyorum, keza İngiltere ile milli maç var o zamanın Rıdvan Dilmen'leri Tv den sabahtan beri gaz veriyor şöle yenebiliriz, böle başa çıkabiliriz vesaire, o zaman öyle İngiltere milli takımını sakızdan çıkan resimler dışında sürekli takip şansı yok bir takım isimler malum, İstiklal marşları okunurken dedimki içimden hmmm demek bu Tuna nehrinin bu tarafındaki insanlar hep ufak tefek ve bıyıklı oluyor, anaaam adamlar dev gibiler..

Neyse bin bir umut maç başladı.. İlk top sağdan ortaaa, defanstaki bıyıklı topun arasına uçarak geliyor iki metrelik sarışın bir abi ve komedi başlıyor.. Ulan adamlar ne vursa gol oluyor, kalede lakabı ile ünlü kova Yaşar var (düşün benim ki bile Toldo)..

Devre arası oldu tabiki acar TRT muhabiri daldı kameramanla sahaya Yaşar’a uzattı mikrofonu; Yaşar zor anlar yaşıyor ve yaşatıyorsun, bunun sırrı nedir?
Yaşar, şöyle bir klark çekti kameraya ve bombayı patlattı: Saha biraz çok ağır ondan uçamıyoz..

Benim için Türk futbol tarihinin makus talihinin başlangıcıdır o akşam..

Ve o günlerde çocukken futbolu iyi ve yakından takip eden bir grup vardır hatta zamanla birbirimizi internetten de bulduk, hiç bir turnuvada şampiyon olmamasına rağmen Türkiye turnuvada yoksa biz İngiltere’yi tutarız.. Stockholm sendromu mudur nedir bilmem, sormuştuk kendimize, yahu bunlar 20 kişi mi oynuyor nasıl bir topa 4 kişi basıyorlar nasıl iki kat fazla mesafe iki kat fazla pas yapabiliyorlar buna tutulmamak imkansızdı o tarihlerde..

İşte o yüzdendir ki o İngiltere’nin mutlak şampiyon olacağı bir turnuvada Maradona gene çok içtiği bir gecenin ertesi günü tek başına bunların façasını bozduğundan Messi isterse 4 milyar gol atsın dünyanın en büyük futbolcusu kıyamete kadar Maradonadır.. En azından Messi, Maradona’nın içtiğini içse bugun yataktan kalkamazdı... Kıyaslarken bunu da göz önünde bulunduralım lütfen..

Neyse zaman içerisinde Piontek geldi, Fatih Terim yetişti gurbetçiler ülkemizde daha çok yer almaya başladı, bir neslin beslenme alışkanlıkları değişti, bunlar kas yapısını değiştirdi özellikle rüzgarda hız kesen ense üstüne uzayan saç, cemaat sakalı, pos bıyık gibi spoilerler sanayide çıkarttırıldı, tesisatlar yapıldı, özel yetenekler bir araya toplanmaya başladı vesaire bir baktık artık 11 e karşı 11 oynayabiliyoruz..

Gittik gerek kulüp takımları gerekse milli takım halinde Brezilya’lara, Barcelona’lara Arsenal’lere United’lara kafa tutmaya başladık.. Ülke futbolunun bir ismi oluştu dünyada..

Yıl 2012, 8 -10 yıllık bir yönetici grubu borçsuz kulübü eski parayla 600 trilyon borca getirip bugün önümüze ne sundular ?

1985 yılında İngiltere karşısındaki milli takımı.. Pes.. Bu ihanettir.. Bütün takım bıyık bıraksın, kaleciden forvete herkese lakap takılsın.. Cenk kendisi seçsin lakabını.. Zaten fazla şansı yok malum..

Cenk meselesine değinmek artık farz oldu..

Kimseyle göbek bağımız yok kimseden korkumuz yok.. Ben dün maçı eski açıktan seyretmiş, Kabataş Erkek Lisesi mezunu semtin kokusunu 10 yaşından beri neredeyse 30 yıldır içine çeken, kalp ve ruh sağlığını gözeterek kongre üyesi olmayan, hiçbir güç odağının yanına hiçbiyerde sokulmamış sade bir Beşiktaş’lıyım.. Biletimi alırım maça girerim, abilerimle dertleşir fikir alır, kardeşlerime öğrendiklerimi aktarırım, neyse mevzuya gelelim..

Artık Rüştü ile yollar ayrılmalı.. Bir seçenek alternatif değilken öyleymiş gibi kulübede durması diğer kaleciye zarar verir artık..

Cenk’in önüne mutlaka ve mutlaka kariyerinin son 3-4 yılına gelmiş dünyaca ünlü “yabancı” bir kaleci gelmeli, Zafer hocanın yerine de Cordoba getirilmelidir..

Kaledeki sıkıntı böyle çözülür. Cenk böyle kurtulur.. Artık adamı sahaya indirtecek duruma getiren bir genç kardeşimiz bu şekilde seneye de alternatifsiz oynattırılarak kaybedilir. Kaleci oynaya oynaya falan da olunmaz.. Kaleci oynayacak duruma gelir, bir akşam çıkar, formayı alır iş biter.. Hatayı her kaleci yapar ama Cenk’inkiler hata değil..

Bakın bu çok önemli Cenk anlık hata yapmıyor.. Cenk “kalede duramıyor” arkadaşlar.. Kalecilikte yok yeri yaptıklarının.. Her karşı karşıya topta artık bu gol oldu napalım ben de kendimi bir savurayım diye süpürge atlayışı yapılmaz.. Sen büyük takım kalecisisin bir ayakta kal bir dik dur.. Cenk’in geri dönüp bazı dersleri baştan çalışması lazım.. Yediği golü geç, bir kaleci kendine gelen dikey top ceza sahası dışında sektikten sonra mutlaka ikinci kez ceza sahası içinde sekecekse çıkar o topu alır gerekirse kendi stoperini sakatlar çıkar alır.. İkinci yarıda oldu bu pozisyon, ayrıca gol falan da olmadı ama en basitinden teknik olarak yaptığı en büyük hata buydu.. Birisi Cenk’e kanatlanıp uçmayı tekrar elinden tutarak öğretmek zorunda.. O da belli ki Zafer hoca değil..

Bakın arkadaşlar zaten bu yönetim değişecek.. Bence hocasından yıldızına komple dağıtılır bu takım.. 3-4 sene de Gençlerbirliği sıtayla takılırız, ilk 4 zor olur, kendinizi hazırlayın, özellikle Çarşının çocuğuyuz diye mahallede hava atan genç arkadaşlar, Kartaliçeyim çizerim cırmalarım diyen genç hanım arkadaşlar için yeni bir sınav başlıyor şimdi işte formayı armayı bırakmayacağımız günler yaklaşıyor.. Şimdi görücez işte kimler hakikaten Beşiktaşlı ölene kadar bu cefayı çekmekte gönüllü, kimler sadece Gutinin saçlarını, trivelacı Kuyedi beyi izlemeye geliyor...

Kulübü gene bazı “büyük” isimler büyük başarı ile birbirine katıp Serdal Bey’i de küstürdüler.. Neymiş sayın Süleyman Seba falancayı işaret ediyormuş.. Süleyman abi şu an hastanede yatıyor ve onu kullanıyor bunlar, bunları bilin.. Sonra madem asırlık kulüp sadece Süleyman Abi’nin işareti ile başkan seçiyor kongre neden yapılıyor? Sayın Süleyman Seba da bugün aynen bu şekilde düşünmektedir. Bunlar yanlış işler, Sayın Seba ile yakın abilerimizin birebir sohbetlerinden aktardıklarına göre bu konuda çevresine aşırı sinirli, bunları da bilin.. Sayın Onursal Başkanımız Süleyman Seba’ya laf ederken adamın 7 kere düşünmesi gerekir camia iyice şuurunu kaybetmeye başladı.. Değerli abilerimizin her platformda bunları insanlara aktarmalarını istiyoruz.. Herkes gerçekleri bilsin kongre bir kaç uyanığın oyuncağı olmasın..

Bugün pek tatlı bir yazı olmadı malum..

Sonuç olarak biz sade taraftarlar, takımın başına bir abi istiyoruz.. Bizler bu kulüpte kim ne iş yapıyor bu kulübün bir lirası nereye harcanıyor bilen yöneticiler istiyoruz, biz Değil Kuyedi isterse Zubinbeşyüz olsun adı, 3 bacağından trivela yapabilsin, hocasına atar yapan topçunun kulağını çekecek yönetici istiyoruz.. Kim Kuyedi, ayrıca “fubolcu” kimdir ya??? Neyse şimdi ağır gireceğim bu sefer yazı çıkmayacak.. Siz anladınız.. Kimse Beşiktaş’tan büyük değildir.. Hele maaşlı futbolcu..!

“Bu kulübün sahibi taraftarıdır.”

Bunları unutmayalım..

Sevgi ve saygılarımla..

Toldo
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yazarın diğer yazıları
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL