Madem o kadar güçlüydünüz, Serdar Bilgili adayken niye çıkmadınız?
"O
zaman başkan arayışı yoktu. Şu anda da seçim ortamına girdiğiniz zaman insanların koltuk uğruna neler yaptıklarını görebiliyorsunuz. Bana üç ay önce
'Aday ol, seninleyiz' diyenler şimdi karşı tarafımda duruyorlar. Bende ne değişiklik oldu ki karşı taraftalar? Bu riskleri ben görmüştüm. Ben o zaman
malzeme olacaktım ancak şu an arayış var."
2.5 ayda ne değişti? Kongreden Bilgili'ye güvenoyu çıktı, ardından Samsun yenilgisi geldi, kulüp
yerlebir oldu.
"Takım başarılıydı, kulüp mali olarak da iyi idare ediliyordu. Tesisler süper. Beşiktaş ile ilgili problem yoktu. Takımın
çöküşü ile herşey başladı."
Mali durumun yönetimin söylediği kadar iyi olduğuna inanıyor musun?
"Şu anki raporda 18 milyon dolar
civarında bir borç gözüküyor. Ben buna inanıyorum kasadaki kaynaklar ve senetlerden dolayı. Bu normal bir borç."
Diğer adaylarla birleşme
girişiminde bulundun mu hiç?
"Yıldırım (Demirören) ile oldu. Ancak şekilsel bir birleşmenin fayda getireceğine inanmıyordum. Sadece dostlar
alışverişte görünsün diye bir birleşmenin zarar vereceğini düşünüyorum. Yönetimde o gün itibariyle aynı fikir görülebilir ama sonra değişirdi. Fikir
ayrılığı doğabileceği için birleşmedim. Fikir birliğinin olması gerektiğine inanıyorum. Nevzat ağabeyin de seçimde yıpranmamasını istiyordum. Eğer
girseydi yıpranabilirdi. Çünkü o artık Beşiktaş'ta önemli bir yerde."
Demirören seninle canlı yayında karşı karşıya gelmeyi kabul etmiyor
mu?
"Evet, neden bilmiyorum ama karşıma çıkmıyor. Bense ona hodri meydan diyorum. İstediği televizyon kanalında karşıma çıksın, projelerimizi
konuşalım."
Peki niye sadece Demirören'i çağırıyorsun, diğer adayları değil?
"Çünkü onunla rakip olarak daha ciddiyiz onu daha çok
önemsiyorum."
Kitapçığının arkasında Yıldırım Demirören'in çocuklarının resmi var. Bunu bilerek mi yaptın?
"Evet bilerek. Neticede
onun çocukları benim yeğenlerim saydır. Ellerimde doğdular. Onların fotoğraflarını gösterdiler, 'Çok hoş, kesin, koyun' dedim. Birbirlerimize rakip
olmamız düşman olduğumuz anlamına gelmez. Biz dostuz. Devamlı böyle kalacağız."
'Gruplara taviz vermeyeceğim, onlardan aday almayacağım'
dedin. Cem Bilge sizden girecek mi? O gruplara yakın bir isim. Özellikle en büyük grupçulardan İsmail Ünal'a...
"İsmail Ünal bu seçimde
tarafsız olacağını söyledi. Ayrıca dört aday da Cem Bilge ile çalışmak istiyor."
Bilgili'nin de, Cem Bilge'nin yönetime girmesini
istediğini biliyorum. Hatta 'Cem kimden girerse desteğimi arkasına almış olacak' dediğini biliyorum. Bunu nasıl yorumluyorsun?
"Grupçulara
verilmiş bir sözüm yok. Kendi yönetimimi yapacağım. Bilge, basketbol takımında başarılı olmuş bir isim. Kendisiyle çalışmayı istiyorum. Deniz Atalay
da benimle beraber. Çok iyi Beşiktaşlı, Ankara'daki derneklerin sevdiği bir isim. Derneklerin yapılanması hususunda önemli projeleri var. Bu dönem bir
arkadaş bana 'Şu kadar koltuk verirsen yanında oluruz' dedi. Ben de 'Gidin karşı tarafla çalışın' dedim. Gruplara karşı değilim. Çalışacağına
inandığım biri olursa alırım. Ama sırf bana destek verecek diye ona görev vermem. Kimseye taviz vermem."
Geçmiş dönemde Muzaffer Nasıroğlu
senin yüzünden mi istifa etti?
"Evet, doğru."
Nasıroğlu istifa etti, sonra tekrar Serdar Bilgili yönetimine girdi. Şimdi de senin
listende...
"Muzaffer geniş imkanları olan, çok düzgün bir insan. Beşiktaş kendisinden yararlanmalı. Geri dönmesini normal karşıladım.
Muzaffer ile bir bütünüz; geçmişten beri hiç ayrılmamışız. Onunla başka bir yerde olmamız söz konusu olamaz."
Bilgili yönetiminde yabancı
transferlerinde hep İbrahim Altınsay vardı. Bana göre Ronaldo dışında çok faydalı bir isim kazandırmadı. Bu konuda ona güveniyor musun?
"Ben
kendisine ve fikrine güveniyorum ama benim de diğer arkadaşların da görüşü olacak. Sonuçta, kısa dönemde en iyisini yapmaya çalışacağız."
Geldiğinizde para lazım, hazır mı?
"Paramız hazır. Bunu konuşmak istemiyorum çünkü Beşiktaş genel kuruluna saygısızlık olarak
düşünüyorum bu meseleyi. Ama şunu iyi bilin ki mali sıkıntımız yok. İstediğimiz transferleri yapacak güçteyiz. Bu konuştuklarımızın hepsi bütün
paralar borç. Bizim için en iyi şey verilen borcun iyi değerlendirilmesi."
Yani koyduğunuz parayı daha sonra geri alacak
mısınız?
"Evet alacağım. Ben bunu faizsiz bir ödünç verme olarak değerlendiriyorum. Örneğin ben seninle beraber yemeğe gittim. Sana yemeği
ödemen için parayı ben verdim. Borç olarak sen ödemiyorsun, yemeğin parasını ödeyecek kişi sensin. Aynı şey."
Menajerlik sistemine devam
mı?
"Aynen devam edeceğiz. Üç dört aday var. İçlerinde Metin ve Feyyaz da var. Futbol şubesini kaldıracağım. Profesyonel bir yapı getireceğim.
Komite olacak onun da başkanı ben olacağım. Sırf para verecek diye şube sorumlusu yapıyorsun, konudan anlamayıp camiaya zarar veriyor."
Anladığım kadarıyla önümüzdeki yıl kesinlikle şampiyon olunacak diye bir şart yok gibi düşünüyorsun. Bu tespitim doğru mu?
"Hayır.
Beşiktaş'ın hedefi her zaman şampiyonluktur. Zor bir sene bizi bekliyor. Ben gerçekçiyim. Tabii ki şampiyonluğu istiyorum. En azından önce ikincilik
daha sonra Türkiye'de ve Avrupa'da büyük başarılar."
Şampiyon olmasak da kimse şaşırmasın mı diyorsun?
"Evet öyle..."
İkinci senede de şampiyon olamadın. Bunda özrün yok. Devam eder misin, bırakır mısın?
"Hiçbir şekilde bırakmam ve olağan kongreye
gitmem. Doğru olanı, inandığımı yaparım."
Kongreden önce mali kongre olur, orada aklanırsın. Şimdi böyle bir durum yok. Geçmişe dönüp bazı
şeyleri ortaya çıkaracak mısın yoksa kol kırılıp yen içinde mi kalsın diyeceksin?
"Ben kimseyi aklamak için gelmeyeceğim. Haksızlık, yanlışlık
varsa söylerim tabii ki. Benim görevim arkamı temizlemek değil. Ne gördümse onu söyleyeceğim. Arkaya mazeret atıp da önümden kredi almaya
çalışmayacağım. Ortada bir yanlış varsa konuşulur. Ama ben Hüsnü Güreli'nin böyle bir yanlışlık içinde bulunacağına inanmıyorum."
F.Bahçe
ve G.Saray canlı yayınlardan 20'şer milyon dolar almak için ortak hareket ediyor. Buna tepkiniz ne olacak?
"Bu neye benzer biliyor musunuz?
'Ben sokakta birini öldüreceğim ve hapse girmeyeceğim' demekle aynı şey. Türkiye'de kanunlar var. Federasyon var. Bunun hiçbir mantıksal dayanağı yok.
İstedikleri kadar kendi taraftarlarını çok fazla göstersinler. Kim evinde dekoder olana telefon açıp hangi takımı tuttuğunu soruyor? Benim evimde üç
ayrı odada dekoder var. Beşiktaş'ın olmadığı bir ligi düşünebiliyor musunuz?"
Şu meşhur Beşiktaşlılık duruşunu bir de sen tarif eder
misin?
"Mesela F.Bahçe'nin başkanını genelde zengin, müteahhit, G.Saray'ınkini ise monşer, elinde sürekli purosu olan diye tanımlar herkes.
Beşiktaş'ın ise sakın, mütevazı, ılımlı, camianın içinden gelmeli, dürüst, sözünün eri olmalıdır. Biz bundan önceki başkanlarımızın çoğunda bunu
gördük. Beşiktaş başkanında bu özellikler olmalı; bunların da bende olduğuna inanıyorum."
Stat ne olacak?
"Dört aşamalı yeni bir
stat inşa edeceğiz. F.Bahçe'nin yaptığı gibi. Eski açıktan başlayacağız. Kapasite artacak, aşağı inecek. Statta taraftarın bir mutsuzluğu var bunu
gidereceğiz."
Mülayim bir insansın. Kimseyi kırmak istemiyorsun. Mesela Gökdeniz'i istiyorsun. Ama yakının rakip yöneticiler de onu
istiyor. Çıkıp alacak mısın?
"Alacağım. İş başka arkadaşlık başka. Beşiktaş'ın menfaatleri benim için herşeyden üstün gelir. Ben arkadaşlarımı
ancak şahsi ilişkilerimde kırmam. Yönetimden çok kongre ile ilgili çalıştım bugüne kadar. Ancak listemi verdiğim zaman açıklayacağım. Egoları yüksek
isimleri almak istemiyorum. Nedeni ise çok problem çıkarmaları. Levent Erdoğan, İbrahim Altınsay, Kerem Üstünkaya, Koray Deniz, Deniz Atalay, Muzaffer
Nasıroğlu şu an kesin isimler. İyi bir yönetim yapacağım. Bu geçiş döneminde para ile ilgili sıkıntı olmaz."
Kaynak:Kaya Çilingiroğlu'nun röportajı / Vatan Gazetesi
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın