Bu haberi yazdır
Tümer: "Tek Hedef Parma!"
 
Tümer: Tek Hedef Parma!
Beşiktaş için bu sezon tek maç var; o da Parma. Samsun, Kayseri, İstanbul gibi takımları yenmek olay değil. Önemli olan, Parma’yı yenmek. Biz takım olarak UEFA Kupası’nda ilerlemeye kararlıyız. Biz, önemsiz görünen maçlarda kaybettiğimiz puanlar yüzünden zirveden uzaklaştık. Ben hep şunu söylüyorum; biz çok iyi takımız. İnanırsak, kazanamayacağımız maç yok.

Tümer Metin, ‘yıldız futbolcu’ tanımlamasını en çok hak eden isimlerden biri. Kendine özgü futbol stili ve raket gibi kullandığı sol ayağıyla Beşiktaş’ın umudu, rakiplerinin ise korkulu rüyasıdır. Aynı zamanda iyi bir profesyoneldir. İşini severek yapar. Özel yaşamı son derece düzenlidir. Hiçbir zaman küsmez. İsterseniz aylarca oynatmayın, gene de sesini çıkarmaz. Sezon başında, Beşiktaş’tan gönderilecekler arasında adı geçen Tümer, haftalarca forma yüzü göremedi. Buna rağmen yılmadan çalıştı. En sonunda formayı Samsunspor maçında kaptı. Eski takımına 2 gol atıp 4-2’lik galibiyette başrolü oynayan Tümer, ardından 2-1’lik İstanbulspor maçında 1 gol, 1 asistle yine ön plandaydı. O da yetmedi, geçen haftaki Kayserispor maçında 1 gol atıp, takımının 2-1’lik galibiyetine katkıda bulundu.

Futbol yeteneği herkes tarafından kabul gören Tümer, özel yaşamında içine kapanıktır. Basından köşe bucak kaçar. Arkadaşlarını özenle seçer. Bu yüzden de kimilerine göre ‘zor’ bir insandır. Onu ‘Aristokrat’, ‘Dik kafalı’ ya da ‘Çok bilmiş’ diye tanımlayanlar bile vardır. Bütün bu tanımlamaların aksine, Tümer son derece mütevazı bir insandır. Uzun bir aradan sonra evinin kapılarını sadece Hürriyet’e açan Tümer Metin’e Beşiktaş’ı, hedeflerini ve özel yaşamını sorduk. O da hakkında bilinmeyenleri tüm içtenliğiyle anlattı...

Birkaç iyi maçtan sonra medyayı işgal edip süslü laflar etmeyi sevmiyorum. Bu yüzden elimden geldiğince basından uzak durmaya çalışıyorum. Beşiktaş bir futbol ordusu. Sezon bitimine kadar savaşmak zorundayız. Bu savaşta bazen ben, bazen takım arkadaşlarım başrolü oynar. Hepimizin amacı tektir; Beşiktaş’ın başarılı olması.

Sistem sorunu yok
Beşiktaş’ta kesinlikle sistem sorunu yok. Kadromuzda çok yetenekli futbolcular var. Önemli olan, doğru kadroyu doğru zamanda kullanmak. Biz, önemsiz görünen maçlarda kaybettiğimiz puanlar yüzünden zirveden uzaklaştık. Ben hep şunu söylüyorum, biz çok iyi takımız. İnanırsak, kazanamayacağımız maç yok.

Beşiktaş için bu sezon tek maç var; o da Parma. Samsunspor, Kayserispor, İstanbulspor gibi takımları yenmek olay değil. Önemli olan, Parma gibi büyük maçları kazanmaktır. Biz takım olarak UEFA Kupası’nda ilerlemeye kararlıyız. Ligde üzdüğümüz taraftarlarımızı Avrupa’da sevindireceğiz. Bunu başaracağız.

2006’da Avrupaya gidebilirim
Beşiktaş’ta misyonumu tamamladıktan sonra kesinlikle yurt dışına gideceğim. Avrupa’daki menajerler sürekli teklifler getiriyorlar. 2006 yılından sonra Türkiye’ye veda edebilirim.

Antrenman ve maçlardan arta kalan zamanlarda, eşimin belirlediği tiyatrolara ve Nişantaşı’ndaki lokantalara giderim. Nişantaşı’nda Osmanlı yemekleriyle ünlü Tad Lokantası ile Armani Cafe, Beymen Brasserie, Buzz ve Mezzaluna favori yerlerim arasında. Eskiden Peapermoon’a da çok gidiyorduk, ama şimdi o kara listede.

Aslolan Beşiktaş gerisi hikaye...
Gerçek taraftar, takımına sadece iyi günlerde değil, kötü günlerde de destek olandır. Bu yönden Beşiktaş’ın muhteşem bir taraftarı var. Fakat, bazı önemsiz kişilerin Beşiktaş Kulübü’nü kullanarak prim yapması bizleri üzüyor. Bu kişiler iyi günlerde kulübü ve bizleri övmekten geri kalmazlar. Hatta bizlerle fotoğraf çektirip, methiyeler düzerler. Kötü günlerde ise bunların hiçbirini yanınızda göremezsiniz. Aslolan Beşiktaştır, gerisi hikaye.

Futbol yaşamımın dışında en büyük hobilerim kitap okumak ve bilgisayar kullanmak. Tam bir kitap kurduyumdur. İnternette sık sık sörf yaparım. Beşiktaş ile ilgili siteleri düzenli olarak takip ederim. Böylelikle camianın havasını kokluyorum.

Sergen-Tümer geyiğinden bıktım
Geçen yıl Lucescu’nun çıkardığı ‘Sergen-Tümer yan yana oynar mı?’ geyiğini artık konuşmak istemiyorum. Çünkü bıktım. Teknik patron sahaya kimleri koyarsa onlar oynar, oynamak zorundadır da. ‘Bu ikisi aynı takımda oynamaz’ diye bir mantık yok. Futbol 11 kişiyle oynanır.

Takım 10 kişi kalınca şalterim atıyor
Sezon başından beri şans bekliyordum. O şansı Samsun deplasmanında buldum. Samsun’da çok hırslıydım. Üstüne üstlük tribünlerin o iğrenç küfürleri kulağımda çınlayınca iyice kamçılandım. Aslında o maçta takım olarak hırslıydık. Kazanmayı o kadar çok istiyorduk ki, karşımıza kim çıkarsa çıksın, hiç şansı yoktu. Bir de takım 10 kişi kaldığında şalterim atıyor. Gözüm kimseyi görmüyor.

Ben hepinize yeterim
Samsunspor maçının devre arasında Samsunsporlu Adnan ile diyalog yaşadık. Bizim takım ikinci yarı için henüz sahaya çıkmamıştı. Ben tek başıma sahanın ortasında Juanfran ile değişmeyi bekliyordum. Adnan, çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Bana, takımımın sahaya çıkmadığını söyledi. Megaloman değilim ama, ona dedim ki, ‘Maç bir başlasın, ben tek başıma size yeterim’ dedim. Güldü. Maç bitiminde Adnan’ı üzgün bir şekilde sahayı terkederken gördüm. Kayseri deplasmanında da inanılmaz inançlıydık. Kazanacağımız, maç öncesinden belliydi. 

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL