Çarpıcı açıklamalarda bulunan Güreli, şunları söyledi: "Başarısızlıkta fatura kesmek bize yakışmaz. Gerekli transferleri yapamadıysak hatalı olan bizleriz. Samsun maçından sonra hata yaptık. İçeriye kızacağımıza suçu başkalarında -hakemlerde ve federasyonda- aradık. Lucescu’ya yönetim adına konuşma izni vermemeliydik. Yaptığı konuşmalarla sanki Beşiktaş’ı temsil ediyor izlenimi yarattı.
Biz, ekonomik yönden ülkenin en zor döneminde kulübü çok iyi yönettik. Bunu başardık ama sportif krizi önleyemedik. Lucescu’yu kontrol edemedik. O, hakkı ve yetkisi olmayan şeyleri söyledi.
O, sadece kendi işine bakıp sahada konuşmalıydı. Başkanımız Serdar Bilgili çok rica etti, ‘sus, konuşma’ dedi. Ama, ona hakim olamadık. Yetki ve sorumluluklarını bilmesi gerekiyordu. Luca’ya fazla nezaket gösterdik. Fatura bize döndü. Şampiyon olduk, bunun payı herkese dağıtıldı. Ama başarısızlıkta ilk suçlu bizler oluyoruz.
Lucescu’ya, ‘Ne olur iyi bir yabancı alalım’ dedim. Şampiyonlar Ligi benim için çok önemliydi. Benim için çıta Avrupa’ydı. Eğer isteklerimiz kabul edilseydi, Avrupa’da ilk 4’e girebilecek bir takım oluşturabilirdik. Bunu yapamadık.
Ahmet Dursun ile İlhan’ı verirken, ‘futbolcu alalım’ dedim ama hocanın inadını kıramadık. Devre arasında Lucescu’yi ikna etmek için İbrahim Altınsay’la birlikte çok çalıştık ama olmadı.
Oysa, Luca’nın bir dediğini iki etmedim. ‘Altaylı İbrahim’i al. F.Bahçe ve G.Saray da istiyormuş’ dedi. O gece işini bitirdim. 10 tane genç oyuncumuz var. Bu takımı ben mi oturtacağım? Yılda 2 tane genç oyuncuyu yıldız yapabilseydi bize yeterdi.
Türkiye’de para kazanmak ve başarılı olmak önemlidir. Ama daha önemlisi, Avrupa’ya ihracat yapabilmektir. Benim asıl işim budur. Her sene Avrupalıların 15-20 milyon dolarını alırsam çok iyi olur. Önemli olan Avrupa’ya futbolcu satmaktır. Hedefimiz hep denk bütçe oldu. Nihat’ı, İlhan’ı satarak denk bütçeyi tutturmaya çalıştık.
İlhan Mansız’ın satışından 10 milyon dolar kazandık. Peşin 4,5 milyon dolar aldık. Bir de İlhan’ın bizimle 2 senelik mukavelesi daha olduğu için Japonlar 5,5 milyon dolar daha ödediler.
Nihat’ı o sene satmasaydık, ondan sonraki seneye bedava giderdi. Kulüp yönetmek böyledir. Futbolcu alacaksın, gerektiğinde ve zamanında futbolcu satacaksın. Başka türlü ayakta kalamazsın.
Şu anda G.Saray’ın 110, F.Bahçe’nin 60-70 milyon dolar borcu var. Bizim borcumuz ise sadece 20 milyon dolar. Ezeli rakiplerimizle aramızdaki farka bakar mısınız? Bu farkı oluştururken çok çalıştım. Yönetimdeki arkadaşlarla birlikte 12 saat fiilen çalıştık. 24 saatimiz düşünerek geçti. Sağlığımı hiçe saydım.
Serdar Bilgili ile geldim. Beni çok onore etti. Onun yanından bir milim bile bile kıpırdayamam. Benim en çok zoruma giden ne oldu biliyor musunuz? F.Bahçe maçından sonra polis arabasıyla evime gittim. Ben ve arkadaşlarım kime, niye hizmet ediyoruz? Başarılı insanı çekemiyorlar, kıskanıyorlar.
O küfürleri hak etmedik. Onurumuz için bıraktık. Bırakmamızın ne kadar doğru bir karar olduğunu Divan Kurulu’nda gördük. Yine küfür ettiler. Küfür eden kişi, oğlu için bizden defalarca iş istedi. Biz de vermedik. O yüzden geldi, küfür etti.
Bir sürü psikopat Beşiktaş markasına zarar veriyor. Beşiktaş’ın aleyhine konuşan, Beşiktaş Başkanı’na küfür eden insan Beşiktaşlı olamaz.
F.Bahçe maçından sonra saat 01.30’da başkan Serdar Bilgili’nin evine gittim, ağlıyordu. ‘Usta bitti değil mi bu iş?’ dedi. Ben de ‘Bitti’ dedim. Divan Kurulu’nda bize edilen küfürler onaylandı. Çoğunluk hep sessiz kaldı.
Görev yaptığımız 4 yılda bizden rahatsız oldular, bu süreyi uzun gördüler. Bize, ‘Süreniz çok uzun. Sizi artık çekemeyiz’ mesajı verildi. Bu olay kesinlikle organizeydi.
Kendimizi başarısız olmuş bir yönetim olarak görüyoruz. Çünkü, bu şekilde ayrılmak zorunda kaldık. Ama, kurumsal, idari ve mali açıdan iyi ve yararlı hizmetlerimiz oldu. Mal iyi olmasa, 4 tane alıcı çıkar mıydı? Gelecek başkan ve yönetim çok şanslı. Onlara pırıl pırıl, yepyeni bir araba bıraktık. Bassınlar gaza, yürüsünler.
100 milyonlarca değeri olan mal varlığı bıraktık. Şu anda gelirimiz, 60 milyon dolar. Yeni yönetimin hedefi, bu geliri 90-100 milyon dolar yapmak olmalıdır. Hazırladığımız projeler uygulanır ve bitirilirse Beşiktaş, mali açıdan Real Madrid gibi olur. UEFA kriterlerine uyan ilk Türk takımıyız. Bu yüzden belge aldık. Çağdaş bir Avrupa markası olduk."
Kaynak: Hürriyet
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın