İtalya’nın Bologna kentinde, dünyaca ünlü futbolcu Roberto Baggio’nun fizyoterapisti Antonio ile İsokinetik Tesisleri’nde tedavisini sürdüren İlhan, Japonya’ya transferinin sadece para için olmadığını da açıkladı ve çarpıcı konulara değindi: "Japonya’ya para için gelmedim. Yaşım 28. Takım içindeki kişiler ve yönetimdekiler, soyunma odasındaki hırsımı ve saha içindeki oyunu görünce şaşırıyorlar. Ben yıldız psikolojisinde birisi olsam, antrenmanlarda ve maçlarda işimi yapar paramı alırım. Hatta size bir anımı anlatayım.
İlk lig maçımızı kendi stadımızda oynadık. 45 bin taraftar vardı. Maçı kazandıktan sonra soyunma odasına başkan geldi ve galibiyet primini 1500 dolar olarak açıkladı. Ben de takım arkadaşlarımdan Japonca, ‘Keçi keçi sürüne’ pintiliğin ne anlamı var. Arttır şu primi dedim ve o sözcüğü tekrarladım. Bunu yapmamın tek nedeni, takımımızın yaş ortalaması 23. Genç oyuncuları motive edecek olan unsurun prim olduğunu düşünüyordum ve bu zammı takımım için istedim. Başkan da bunun altında kalmadı.
Yalnız bende halen, sanki Beşiktaş’tan gitmedim, ama gönderildim hissi hakim. Beşiktaş’ın, kalmamı sanki hiç istemiyor gibi bir tutumu vardı. Hatta, antrenör Feyyaz’ı bile araya soktular. Uçar’ın Japonya’dan bir arkadaşı bana telefon açıp, orada çok sevildiğimi söyledi. Ben Japonlara devre arasından önce de gelmek istemediğimi söylemiştim. Ama kalmamı kimse istemediği için gitme kararı aldım.’
Beşiktaş’ta Samsunspor maçı sonrası yaşanan düşüşe de değiniyor milli futbolcu...
"Düşüşün genel nedeni Samsunspor maçı değil. O sadece bir başlangıç olabilir. Nedenini bizim de bilemediğimiz bir bir düşüş başladı, o maçtan sonra. Esasında en büyük hata bizimdi. Maç öncesinde ve sırasında çok gergindik. O gerginliği atabilseydik, sonuçları öyle olmazdı. Kırmızı karta gelince. Keşke rakibime tekme atmasaydım. Allah’tan sakatlık olmadı. Topu elle kesip ya da formasından çekip kırmızı kart görebilirdim" diyor ve ekliyor İlhan, "Şartlar izin verirse 32. haftadaki Beşiktaş-F.Bahçe derbisinde Türkiye’ye gelmek istiyorum. İnönü Stadı burnumda tütüyor. Hele bir de Beşiktaş yenerse. Ben de o galibiyeti görürsem. Anlayın artık gerisini."
G.Saray’ın kendisini şaşırttığını belirten İlhan Mansız, "Üç büyükler hep zirvede olur. Onları orada görmeye alıştık. G.Saray’ın puan cetvelindeki yerini görünce inanamıyorum. Orada çok önemli dostlarım var. G.Saray çok önemli bir değer. Umarım 100. yılında, daha yukarılara oynarlar" dedi. İlhan, Japonya’daki futbol kültürünün, Türkiye ile çok farklılık taşıdığını belirterek röportajımızı noktaladı: "Türkiye’deki gibi coşkulu değil, ama çok kaliteli taraftar toplulukları var. Kaybedince bile alkışlama lüksü var. Maç sonunda yanımıza gelip, sonuç ne olursa olsun imza alıyorlar. Ben bunu Türkiye’de yaşamadım. Japonya’da en önemli spor beyzbol. Futbolu onun önüne çekmeye çalışıyoruz. Ben de bu gelişimin içinde olmaktan çok mutluyum. Genç bir takıma sahibiz. Kaptan ile iyi anlaşıyoruz. O da benim gibi moda, müzik ve spor arabalara ilgi duyuyor."
"Japonya’ya geldiğimde, takım kaptanımız ve yanımıza katılan iki futbolcu ile Kobe Valisi’ni ziyaretine gittik. Vali bizi çok sıcak karşıladı. Ama dönüp ‘Sizi çok seviyorum, ama kümede kalın yeter' demez mi. Aklımı oynatıyordum. Şampiyonluğa alışmış bir İlhan Mansız olarak bu sözcük çok garibime gitti. Fakat geçen sezonu düşündüğümde 13. sırada ligi tamamlayan Kobe bu inanışı yaratmıştı kentte."
"Türkiye’de, özellikle Beşiktaş’ta çok iyi dostluklar edindim. Bunlar benim için hayatımın en önemli parçaları. Onları hiçbir zaman unutmayacağım. Özellikle Zeus kardeşime (Tümer) bir mesajım var. Japonya’da İstanbul’dan gelecek bir telefonu bile mumla arıyorum. Ama Zeus kendisi aradığında pintilik yapıp, sadece iki dakika konuşuyor. Ben aradığımda ise 15-20 dakika konuşuyoruz. Zeus paraya bu kadar değer verme."
"Değişik bir karakter yapısına sahibim. Yapma denilirse yaparım. Japonya’ya gelir gelmez, Vissel Kobe yöneticileri beni motosikletlerle ilgilenirken gördü ve kullanmamın tehlikeli olabileceğini belirterek uyardı. Bunun üzerine, ertesi gün soluğu Harley Davıdson’un ofisinde aldım ve derhal bir motosiklet siparişi verdim."
İlhan Mansız, kılıçla bir Samuray gibi poz verirken, "İstanbul’da yaşarken, Japon
yemeklerinden özellikle sushi ve çorbalarını sürekli sipariş ederdim. Bunları Japonya’da daha leziz şekilde yiyebiliyorum" dedi.
Kaynak: Hürriyet Gazetesi