Beşiktaş orta sahasında bir piston gibi durmadan çalışan, enerjisi hiç bitmeyen, siyah-beyazlı taraftarların ‘askeriniz’ dediği Veli Kavlak, Vatan’a konuştu...
Beşiktaş’ta 4. sezonunu geçiren; Olcay’ın kankası, Atiba’nın partneri Veli’yle yaptığımız keyifli sohbeti sizlerle paylaşalım:
Seni Beşiktaş’a kim getirdi? İlk geldiğinde neler hissediyordun?
”Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu beni
istemişler. Özellikle Tayfur Hoca, ‘Veli’yi takımda görmek istiyorum’ demiş. Ben de geldim. Burada çok güzel bir ortam vardı ve orta sahada inanılmaz
bir rekabet yaşanıyordu. Guti, Quaresma, Simao, Necip, Aurelio, Fernandes gibi büyük oyuncuların hepsi Beşiktaş’ın yıldızıydı ve onların içerisinde
kendime yer buldum. Tayfur Hoca ayrılınca Carlos Carvalhal geldi. O da bana güveniyordu. Bana idmanlarıma devam etmemi ve takımda oynayacağımı
söylemişti. Çok yardımcı oldular. Bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum. Onların yardımları sayesinde bugünlere geldim.”
‘ASLA ‘HAYIR’ DEMEZ’
Biliç hakkında ne düşünüyorsun? Sence o nasıl bir çalıştırıcı?
“Her hocanın ayrı bir
çalışma sistemi vardır. Bizim milli takım hocamız İsviçreli Marcel Koller ile çalıştığımda dünyanın en iyisinin o olduğunu düşünüyordum. Ama Biliç’le
çalışınca fikrim değişti. Şu an Biliç için ‘Koller’den daha iyi’ diyebilirim.
Hocamız kişilik olarak da çok iyi bir insan. ‘Adamın dibi’
diyebiliriz. Örneğin geçen hafta ağrılarım olduğu için 1 gün fazladan izin istedim. Kesinlikle ‘Hayır’ demez. ‘Git, tedavini ol, öyle gel’ dedi. Çok
sıcakkanlı olduğu için sevdiğim bir hoca. Konuşkan ve hâl hatır soran bir insan. Şu ana kadar çalıştığım en iyi hoca.”
5 yıl daha kalmak istiyorum
“Burada mutluyum ve kalmak istiyorum. Bu sezon sonu sözleşmem bitiyor.
Yeniden anlaşma gibi bir durumumuz var. Sözleşme konusunda gereken tüm işlemleri menajerim ve yöneticiler yapacak. Ben çok karışmıyorum. Zaten
sözleşmem henüz bitmedi ve hâlâ bu takımın futbolcusuyum.
Şu an çok önemli bir sezonun içerisindeyiz. Şampiyon olmak istiyoruz. Tamamen
futboluma odaklandım. Zamanı geldiğinde menajerim, yöneticilerimizle gerekli diyaloğu kurar. Benim fikrim belli. Kesin olarak kalmak istiyorum.”
Beşiktaş’ta oyuncuların aldığı ücretler konusunda bir denge var. Sen sözleşmeni yenilemek için bunun dışında farklı bir talepte bulundun
mu?
”Hayır, öyle bir şey kesinlikle yok. Zaten bu benim karakterime de yakışmaz. Ben sadece hak ettiğimi alırım. Diğer tüm
konuları menajerim halleder.”
Kaç yıllık sözleşme yapmak istiyorsun?
"Ben uzun yıllar daha Beşiktaş’ta kalmak
istiyorum. Kaç sene olur, hiç düşünmedim ama rekora gitmek hedefim. 4 senedir buradayım. Sanırım bir 5 sene daha burada olacağım.”
‘Stat bitse şampiyonluk garantiydi’
Geçen sezon Beşiktaş neden şampiyon olamadı
sence? Bunun sebebi neydi?
“Son dakikalarda çok puan kaybettik. Bu sezon da oluyor ama artık biz de atıyoruz. Örneğin Bursa’ya
85’te attık. Şimdi sıra bizde.”
Beşiktaş bu sezon şampiyon olur mu?
“Şampiyon olacağımıza inanıyorum. Şampiyonluk
zor bir şey ama dediğim gibi bir seri yakalamamız lazım. Evimizde puan kayıpları yaşıyoruz. Rize’ye, Eskişehir’e puan veriyoruz. Bunların olmaması
gerekiyordu. Bundan sonraki karşılaşmalarda ne yapıp edip kazanmamız lazım. Yeni stadımız da bir olsaydı şampiyonluğumuz garantiydi.”
‘Omzum kilitleniyor’
Omzundan yaşadığın sakatlık neydi? Kulüp doktoru
Ertuğrul Karanlık bu sorununu çözemiyor mu?
“Omzumda bir tendonum kopmuştu. 2 senedir bunun ağrısını çekiyordum. Bu yüzden yazın
Almanya’da ameliyat oldum. Orada Avrupa’nın omuz tedavisinde en iyi hastanesi var. Fakat ameliyattan sonraki süreci hafife aldım. İçeride kanamalar
oldu ve enfeksiyon kaptı. Oradaki dokular donmaya başladı.
Kolumu rahat oynatamıyorum. Birkaç tane sinir tıkanmış ve zedelenmiş. Doğru
kan dolaşımının olmaması nedeniyle kolum kilitleniyor.
Rahat hareket etmem için bu sıkıntımın tamamen geçmesi gerekiyor. Çok şey denedik
geçmesi için fakat hiçbir faydası olmadı. Tedavimi Avusturya’da yaptırıyorum. Fizyoterapistler ve masörler sayesinde yavaş yavaş düzeliyor. Birkaç
hafta sonra tamamen düzeleceğimi söylüyorlar.”
‘Kendimi Türk hissediyorum’
Avusturya Milli Takımı’nın oyuncususun. Türk Milli Takımı’na neden gitmedin ya da çağrılmadın mı?
“Avusturya'da doğup
büyüdüm. Avusturya beni ilk kez 17 yaşındayken milli takıma çağırdı. O zamanlar Türkiye’den teklif gelmemişti. Benim de seçebileceğim ikinci bir
seçenek olmadığından Avusturya Milli Takımı’na gittim. Ruh olarak Türk gibi hissediyorum ama bu profesyonel bir iş.”
‘Vücudum dengesiz’
Ofansif anlamda kendini geliştirmeyi düşünüyor musun? Bunun için yaptığın
özel çalışmaların oluyor mu?
“Özel çalışmalar yapıyorum. Dikine oynamaya çalışıyorum. Önümdeki insanları topla buluşturmaya
gayret ediyorum. Fırsat olursa atağa katılmak ve ceza sahasına da girmek istiyorum. Geçen sezondaki son 10-12 maçta hücumlarda etkiliydim. Bu sezon da
eski formumu yakalamak için uğraşıyorum. Dediğim gibi şu an ufak tefek ağrılarım var. Bu beni biraz tutuyor. Omzumu tam hareket ettiremiyorum.
Vücudumda bir dengesizlik var. Yavaş yavaş onları halletmeye çalışıyorum.”
‘Olcay’ın babası bize
üzüm pekmezi getiriyor’
Sahadaki bu bitmek bilmeyen enerjin nereden geliyor. Bunun sırrı ne?
“Genetik yapımla alakalı bir durum olabilir. Ya da sahadaki azim ve isteğimden dolayı enerjim sürekli yüksektir. Ama bunun için fazladan idman da
yapıyorum.”
Bu enerjini korumak için özel olarak yediğin, içtiğin bir şey var mı?
“Öyle bir takıntım yok.
Sadece düzenli ve sağlıklı besleniyorum. Bir de üzüm pekmezi yiyorum. Olcay’ın babası sağ olsun, her zaman bize getiriyor. Sabahları idmana gitmeden
önce yiyeceksin diye de tembihliyor. Ben de bir büyük yemek kaşığı yiyorum.”
‘Deplasmanda toplar
fişek gibi gidiyor’
Olimpiyat Stadı’nda sizi olumsuz etkileyen şey ne?
“Biz de çözemiyoruz.
Asteras ve Eskişehir maçlarında öne geçiyoruz, ikinciyi atsak rahatlayacağız. Sonra bir bakıyorum, takım psikolojik olarak geri çekiliyor. Hep o ‘Son
dakika gol yiyebiliriz’ korkusu var. Biz o psikolojiyi atamadık.
Ancak son oynadığımız karşılaşmalar iyiydi. Oyunumuza zemin de çok etki
ediyor. Karşı takım da aynı zeminde oynuyor fakat onların işine geliyor. Kötü zeminde oyunu bozmak çok daha kolay. Dışarıda oynanan maçlarda zemin
iyi. Toplar fişek gibi gidiyor. O yüzden deplasmanda daha iyiyiz.”