Spor yazar Mehmet Demirkol, Fanatik Gazetesi'ndeki köşesinde Kasımpaşa-Beşiktaş maçının tekrarlanacak olmasını kaleme aldı. Demirkol, kafalardaki
'Tahkim kararı bozar mı?' sorusunu değerlendirdi.
İşte Mehmet Demirkol'un o yazısı...
Hakkı nasıl tesis edersiniz?
Halkın yönetimiyle kuşkusuz. Ve yine kuşkusuz olarak halk tarafından yönetilerek. Ama bu kadar değil... Bunu ancak halk için yöneterek yapabilirsiniz.
Abraham Lincoln’ün bu unsurları son derece çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğu ünlü Gettysburg konuşması son dönemde çekilen büyük bütçeli Spielberg
filminin de çıkış noktasını oluşturuyordu. Takip etmişsinizdir.
Halk için, halk tarafından, halkın iktidarıyla.
Konu kolay ve anlaşılır durur onun tanımlamasında. Değildir. Her gün yeniden yaşadığımız üzere değildir.
Bir nüansı iyi anlamadan bu tanımı çözmek kolay olmaz. Kritik
nüans ‘halk için’ tanımlamasıdır. Güçlü olan için değil, çoğunlukta olan için de değil. Halk için. Tüm unsurlarıyla, halkı oluşturan her bir kişi
için. Hakkı böyle tesis edersiniz. Her bir bireyin haklarını koruma altına alarak... Bunu yapmanın tek yolu hukuktur. Yasa ya da kural değil, evrensel
hukuk... Geriye tek bir kişi dahi kalsa onun haklarını garanti edecek kavramdır hukuk. Yasa ise başka bir şeydir. Her rejimin yasaları vardır. Hakları
korumasa da. Adalete dayalı hukukun gözü ondan kördür. Kimin kim olduğuna bakmaz.
Gelişmiş ve dolayısıyla az sorunlu bir toplumun olmazsa olmazı
toplumsal kontratla sağlanmış sağlam bir hukuk, gerçek bir adalettir.
Biz maalesef bunu bir türlü tesis edememiş olmanın yalpalanmalarını
yaşıyoruz. Can sıkıcı sorunumuz bu. Bugün değil, hiç yapamadık neredeyse.
Konu siyaset değil, futbol...
Dün Ntvspor’da Spor Servisi
programına bağlanan Kasımpaşa Yöneticisi İhsan Kalkavan’ı dinlerken bir kez daha ikna olduğum mevzu üzerine yazıyorum bunları. Hepimiz çok iyi
biliyoruz ki tanıdığım en sağlam Beşiktaşlılar’dan olan Kalkavan, bundan 2 yıl önce bu konuda bir beyanatta bulunacak olsa söyleyecekleri 180 derece
farklı olacaktı.
Peki dün söyledikleri için onu eleştirebilir miyiz? Hayır, mümkün değil...
Çünkü düzen budur
Düzenin baştan bu
yana çalışma şekline uygun olan onun açıklamasıdır.
Ortadaki Donk olayı ve Fernandes’in saldırıya uğramış olması toplum vicdanını rahatsız
etmiştir ancak konuyu ele alacak hukuk ortada yoktur. Adalet kavramı çoktan sıfırlanmıştır. Ve salt çıkarlar üzerinden yürümektedir tartışma.
Bu yüzden futbol dünyasındaki hemen herkes, açıkça herkesin bildiği bir oyun oynandığına inanıyor bugün.
Açık olalım. TFF olayın ertesi günü
resmi olmayan kararını vermişti. Alttan alta bir kural hatası olmadığını kamuoyuna pompaladılar. Tüm uzmanlar bu konuda kural hatası olmadığı yönünde
görüş bildirmişlerdi. Ancak kamuoyu vicdanı tersini söylüyordu. Takım taraftarlığı bir kenara büyük çoğunluk bu maçta bir sorun görüyordu. Ama kural
hatası var diyecek kimse bulunamadı. Çünkü sorun başkaydı.
Sorun maalesef hakemin Donk’un pozisyonunda fazla iyi niyetli davranmasından
kaynaklanıyor.
Akını kesmek, Almeida’nın gol şansını etkilemek istemedi. Burada sorun yok. Doğrusu bu. Ancak Donk’un beklenmedik hareketinden
sonra adaletin terazisini kaydırdı.
İki şey yapabilirdi. Donk’a sarı kart ve Beşiktaş lehine endirekt serbest vuruş.
Donk’a kırmızı kart ve penaltı. (Yani ünlü top artık bir cisimdir yorumu)
Ama son derece olumlu bir tavırla akını kesmeyen hakem korkunç bir panikle durumu
kurtarmaya karar verdi. Topu sarı kart gösterdiği oyuncuya verdi. Akıl dışı ve hukuk dışı olanı yaptı yani.
Sorumluluk ve sorun sadece buydu
aslında.
Dolayısıyla tartışma konusu bile olamayacak bu durumdan yine hukuka dayanmayan bir çıkar tartışması ortaya çıktı.
28 gün bunun
üzerinde debelenildi. Hakem camiası tüm unsurlarıyla kendisine ait unsuru korumaya çekildi. Geri kalan herkes de sağlı sollu saldırdı.
Konu özünden uzaklaştı. Flulaştı. Çünkü her zamanki gibi mevzu hukuk ve haktan çıkıp çıkar tartışmasına dönüştü.
Benim görüşüm de hemen herkesinki gibi bu maçın kimyası bizzat hakemin paniği nedeniyle bozuldu. Ve ayrıca bana kimse bir oyuncunun sahada dayak yediği bir maçın devam etmesini de anlatamaz. Burada sorun vardır ve büyüktür.
Ancak sorunun en büyüğü mevzuda hukuk olmayışıdır. Adaleti değil durumu kurtarmayı amaçlamaktır. İşte durum bu olunca TFF yönetiminin bu kararı nasıl olsa Tahkim bozar, biz de baskıdan kurtuluruz diye düşündüğünden şüphelenmeden yapamıyor insan.
Bu kadarını da yaparlar mı?
Bilmem siz söyleyin...