Fanatik gazetesi köşe yazarı Cem Dizdar, Genk - Beşiktaş karşılaşmasını köşesinde değerlendirdi.
İşte o yazı;
"SONU KÖTÜ BİTTİ"
Zor
zamanlar geçiren Beşiktaş için ‘çıkış maçı’ olarak sunulan karşılaşmanın ilk 35 dakikası geçmiş yıllardan çağrışımlar taşıyordu. Üstelik 12. dakikada
Lens’in sakatlığıyla plan değiştirmek zorunda kalmış olmasına rağmen. Topa sahip olma, onu gezdirme konusundaki rahatlık üst düzeye çıktığında
Oğuzhan’ın tek topla Pektemek’i kaleciyle karşı karşıya bıraktığı pas maçın gösterişli anlarından biriydi. İlk devrenin son 10 dakikasında oyun elden
gittiyse de soyunma odasına önde girmek önemliydi. Bu durum ikinci devrenin planı için Şenol Güneş’e ciddi rahatlık sağladı.. Ve Beşiktaş, bu rahatlık
avantajını özellikle orta saha baskısında kaptığı toplarla pozisyonlara girdikçe daha net gösterdi. Zaman zaman baskı yemiş olsa da maç boyu kontrolü
kaybetmeden doğru oynadı Beşiktaş. Ta ki o son ana kadar!.. Oyun seviyesi iyiydi ama sonuçlandırma konusundaki sıkıntıları maçı kazanmalarını
engelledi.
Gecenin sorusu
Rize maçında aslında yanlış yere koşarak en zor pozisyondan fantastik bir gol çıkaran Mustafa Pektemek’in karşı karşıyayı kaçırmasını nasıl
açıklayalım?
Maçın starı
Son zamanlarda konu Beşiktaş, soru ‘maçın adamı’ olunca ilkin Ricardo Quaresma’yı zikretmeden olmuyor. Ve maçı kaybetmeyi engelleyen Tolga
Zengin elbette...
Maçın
olayı
İlk maçta olanlar ve kulübün genel problemleri düşünüldüğünde bu maçta kazanmanın kapısından dönmüş olmak bile başlı başına
olaydır...
Kısa mesaj
İyi oynamak 'evet' ama maçı elde tutmayı becerebilmek de şart. Bu da takımın gelişmişlik seviyesinin göstergelerinden biridir.