Yıllar sonra milyonlarca kişi hastanelere hücum edecek.
Ancak Beşiktaş'ın sağlık heyetindeki doktorların 1000 katı kaliteli tıp adamları
bile o milyonlarca insana bir türlü teşhis koyamayacaklar. Çünkü o milyonlarca insan, tıbben tedavisi çok zor olan bir hastalıkla boğuşuyor olacak.
İşin aslı o insanlar bir kere Beşiktaş'a gönül vermiş ve her şeye rağmen vazgeçmemiş insanların ta kendisi olacaklar maalesef...
Rakip 37
dakika 10 kişi oynarken, 11 kişi oynayan takım dünyanın her yerinde skoru korumaya çalışmak yerine geliştirmeye çalışır. Çünkü tecrübe ile sabittir:
Bir maçın skoru 1-0 devam ediyorsa, rakip 10 kişi bile olsa o skor tehlike arz eder. Hele hele 1-0 önde olan ve karşısındaki rakip 10 kişi olan takım,
2012-13 model Beşiktaş ise o tehlike çok daha büyüktür.
OYUNU TUTACAK KAÇ KİŞİ VAR Kİ?
Asıl mesele 'skoru korumak' ya da 'skoru koruyamamak' ise taktiksel doğruyu bulmak için Alex Ferguson olmaya gerek yok: Skoru koruyabilmek için en az bir tane topu tutup tempoyu ayarlayabilen, bir tane de hedef santrforluk görevini üstlenecek oyuncunuz olması gerek. Birinci oyuncu Beşiktaş'ta Fernandes'ten başkası değil. Zaten skor tabelasına yön veren de bizzat Fernandes'ti. Ersan'a attırdığı golde Fernandes'in kullandığı usta işi duran topu Beckham falan kullansa günlerce manşetlerden inmez. Ama söz konusu Beşiktaş ise Fernandes'e rağmen manşet belli: 'Skoru koruyamamak, geliştirememek'
DOĞRU OLAN HATAYI KABUL ETMEK
Elinizde Fernandes'le beraber skoru koruyup geliştirebilecek yegane oyuncunuz Niang'ı oyundan alıyorsanız, 11'e 10
oynarken gol yiyip puan kaybetmek sadece şanssızlıkla açıklanabilecek kadar basit olamaz. Niang'ın maç kondisyonunun %100 olmadığı herkesin malumu.
Ancak Niang çıkınca yerine kulübedeki tek mevkidaşını almıyorsanız, teknik direktörünüzde de hata vardır maalesef. 2 haftadır Sinan ısrarla
oynatılıyor ve teknik adama sorulunca 'Hatalı tercih değil' deniliyorsa, 3. maçta oyundan çıkan Niang'ın tek alternatifi Sinan oyuna alınmıyorsa ya
ilk 2 maçta ya da bu maçta tercih hatanız vardır.
Hataları kabul etmek insanı küçültmez. Aksine büyütür çünkü hatanızı kabul edince doğruyu
bulmak adına belirleyici adımı atmış olursunuz.