Beşiktaş’ın emektar savunmacısı Tomas Sivok, uzun bir sakatlık döneminin ardından formasına yeniden kavuştu. Süper Lig’in ilk haftasında Mersin İdman Yurdu’na karşı 90 dakika sahada kalan Çek stoper yeni sezonla ilgili düşüncelerini Zaman’a anlattı.
Tecrübeli oyuncu şampiyonlukta Siyah-Beyazlı takımı oldukça iddialı görüyor. Avrupa’da ise keyifli bir yıl geçireceklerine inanıyor. Artılarını “Kaliteli bir teknik adama ve iyi bir futbolcu grubuna sahip olmak” şeklinde özetliyor. Türk Milli Takımı’nda iyi futbolcuların bulunduğuna ancak bunu sahaya yansıtma becerilerinin eksik kaldığına dikkat çekiyor. 10 Ekim’de İstanbul’da oynanacak Türkiye karşılaşmasından puan almaları halinde büyük bir avantaj elde edeceklerinin de altını çiziyor.
Geçen sezon iyi başlayıp düşüşe geçmiştiniz. Bu yıl bunun için bir önleminiz olacak mı?
"Geçen yıl yeni
bir hocamız vardı. Yeni sistemimiz vardı. Birçok şey bizim için yeniydi. Eğer bocaladıysak bunun etkisi büyüktü. Bu sezon da iyi başladık. Bazı küçük
sakatlıklar oldu. Hocamız da bunu aşmak için oyuncular arasında bir rotasyon yapmak istiyor. Farklı oyuncuları mümkün olduğu kadar verimli kullanmaya
çalışıyor. Bu sezon uzun olacak. Lig, Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi var. Bununla birlikte milli takıma giden oyuncularımız olacak. Hal böyleyken bütün
bunları aşabilmek ve daha verimli hale getirmek adına hocamız farklı oyuncuları kullanıyor. İnanıyorum ki bu sezon kupalarla biter. Çünkü artık
alıştığımız, bildiğimiz bir sistem ve bir hocamız var. Bu rotasyon doğru yapılırsa başarıya ulaşırız."
KALİTEYLE BİRLİKTE KARAKTERİ YAKALAMAK
Uzun yıllar Beşiktaş’ta olmana rağmen sadece bir şampiyonluk yaşadın. Bunu neye bağlıyorsun, neden daha fazla
olmadı?
"Şampiyon olduğumuz sene ligin ilk yarısını beşinci sırada bitirmiştik. Ve iyi bir ilk yarı geçirmemiştik. Devre arasında Fabian
Ernst ve Yusuf Şimşek takıma katılmıştı. Ve o sezon gerçekten özel bir hal aldı. Çünkü Mustafa Denizli gibi ligi çok iyi tanıyan ligin bütün
özelliklerini bilen bir teknik direktör vardı başımızda. Bir de karakteriyle birlikte kaliteli futbolcular bir araya gelmişti. Buradan örneği
aldığınızda o duyguyu ve başarıyı yakalamanız için sadece futbolcu topluluğu yetmiyor. Kaliteyle birlikte karakteri de yakalamanız gerekir. Biz o
sezon onu yapmıştık."
Sivok, yedek kaldığında ne düşünüyor?
"Tabii ki Beşiktaş’ta altı sene geçirdikten sonra yedek
kulübesinde oturmak kolay bir şey değil. Sakatlık geçirdikten sonra, sezon öncesinde antrenörümle konuştuğumda fiziksel olarak hazır olmadığımı ve
Ersan ile Pedro ile başlayacağını söyledi. Onları tercih etti. Bu gayet anlaşılır bir şeydi. Ama bugüne geldiğimizde fiziksel olarak iyi durumdayım.
Mersin maçından önce kendisiyle yine konuştuk. Ve zorlu bir fikstüre girdiğimizi rotasyon yapacağımızı söyleyerek bana forma verdi. Şurası kesin ki
her maçta oynamayı beklemek doğru değil. Bir maç ritminizin olması, onu yakalamanız gerekir. Sezon içinde ne olacağını bilmiyorum ama şans bulduğumda
en yüksek performansı göstermeye çalışacağım."
Sakatlandıktan sonra gönderilecek haberleri çıktı. Yazılanlar sizi etkiledi
mi?
"Buradaki gazeteleri ya da televizyonu takip etmiyorum. Ama tabii ki de arkadaşlarım bana çıkan haberleri anlatıyorlar. Benim kafam
berraktı. Çünkü sezon sonunda ve sezon başında Önder Özen ve Slaven Bilic ile konuştuğumda beni burada tutmak istediklerini söylediler. Dolayısıyla
kafamda hiçbir endişe yoktu. Buradaki son sezonum ve sözleşmem devam ettiği sürece yine elimden gelenin en iyisini vermeye çalışacağım."
Avrupa’da hedefler nereye konuldu?
"Kendi adıma söyleyeyim. Çok güzel bir Avrupa Ligi maratonu olacak. Avrupa’ya gidememek
çok kötüydü. Oradan uzak kalmıştık ve üzücüydü. Şimdi çok zorlu grupta bulunuyoruz ve güzel maçlar oynayacağız. Bir üst tura çıkmak için iyi bir
şansımız var. Avrupa’nın tadını çıkarmaya çalışacağız."
Futbolumuzun içinden biri olarak Türkiye’nin İzlanda’ya yenilme sebepleri
neler?
"Maçtan önce Türkiye’nin kolay kazanacağını söyleyenleri duyduğumda şaşırdım. Çünkü İzlanda’nın çok iyi takım olduğunu
biliyordum. Dünya Kupası play-off maçını Hırvatistan’la oynadılar ve iyi takım olduklarını gösterdiler. Özellikle iç sahada cidden zorlu rakip.
Oradaki stadyum, hava koşulları ve atmosfer birçok takımın alışık olmadığı bir düzen. Ama Türkiye’nin böyle kaybetmesinin elbette ki sebepleri var.
Türkiye’nin oyuncu kalitesine baktığımda bence Çek Cumhuriyeti’ndeki futbolcularla kıyaslayamazsınız bile. İlk 11 ve yedek kulübesindeki
futbolcularınız, bizimkilerden çok yüksek seviyedeler. Bireysel olarak bu böyle. Ama takım olarak sahip oldukları o becerileri gösteremiyorlar.
Türkiye’nin bu şekilde kaybetmesinin sebebinin başında bu geliyor."