İşte Ali Ece'nin son yazısı:
Maksatlı ama zavallıca belaltı vuruşlara rağmen taraftar kısa sürede Önder Özen’i çok sevdi. Özen ve Özen’in getirdiği Biliç’e bir şey dikte etmek yerine onlardan modern futbol adına feyz alınmalı.
Beşiktaş yönetimi, bunu benden daha iyi biliyor: Beşiktaş Kulübü kongre yapısı, son 10 yıldaki haliyle takımın asıl sahibi olan
Beşiktaş’a gönül verenlerin futbol duygu ve görüşlerini yansıtmıyor. Ancak kısa bir zaman sonra bunun yeni ve “daha da bağımsız” üyelerle
değişeceğinin de farkına varmalı ve ona göre hareket etmeli. 5 sene sonra hakikaten Beşiktaş taraftarının futbol duygu ve görüşlerini yansıtacak bir
kongre olacak ve o kongrede o taraftarın yönetimde görmek istediği birçok yeni isim de aday olacak!
O yüzden mevcut Beşiktaş yönetiminin bu yaz
yapması gereken en önemli icraat, eski hataları tekrarlamamak ve özellikle futbol takımının yeniden yapılanması ve profesyonelleşmesi sürecinde işi
modern futbolun uzmanlarına bırakmak.
EN HAYATİ KREDİNİZ!
Taraftarın kafasında seçim sonrası ortaya çıkan tereddütler biraz ortadan kalktıysa bunun 2 ana sebebi var:
Birincisi “maksatlı ama zavallıca belaltı vuruş”lara rağmen duruşu, futbol zekâsı ve ahlakı kadar icraatlarıyla da taraftarın kısa sürede çok
sevdiği, bağrına bastığı Önder Özen. İkincisi ise Özen’in getirdiği Slaven Biliç.
Öncelikle bu iki isme bir şeyler dikte etmek yerine bol bol onları dinleyip modern futbol adına feyz almak tüm yönetim kurulu üyelerinin lehine olacaktır. Tabii ki bu “dinleyip öğrenme” meselesinde söz konusu transfer ise geçen sezonki durumu tekrar hatırlatmakta fayda var. Geçen sezonun 2 yerli yıldızı Oğuzhan ve Olcay’dı ve onları da kısa süre görev yapmasına rağmen takıma kazandıran İbrahim Altınsay’dı.
KAFALARI BULANIK
Geçen yaz Altınsay’ı kaçırtan, adeta istifa etmeye zorlayan modern futboldan bihaber zihniyet son günlerde yine Beşiktaş’a gönül verenlerin keyfini kaçırmakla meşgul! Buna karşın ise takımın asıl ve nihai sahipleri “Altınsay’ı kaçırdınız, Önder Özen’i yedirmeyiz” diyorlar.
Bu yüzden Beşiktaş’ta bu transfer döneminde her şey şeffaf ve bilimsel olmalı.
Bu sadece taraftarın değil yönetimin de lehine! Ben de birçok kişi gibi Sezer’in kötü bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ama yine birçok kişi gibi transferin yapılış biçiminde ortaya çıkan çarpıklığa itiraz ediyorum. Kulüpler hele hele Beşiktaş gibi büyük kulüpler “Ama ona söz vermiştim, buna söz vermiştim. Bu kırılmasın, onunla denge bozulmasın, herkese mavi boncuk dağıtalım” bulanık kafasıyla yönetilmez.
SEBA’NIN MİRASI SÖZ
Yönetimin tutması gereken tek söz vardır o da seçildiğinde otomatik olarak ortaya çıkan, Süleyman Seba’nın mirası en önemli söz: “Beşiktaş için bir şeyler yapmak istiyorsanız, hiç kimsenin adamı olmayın!”
Şimdilik bu kadar, ama aynı bulanık kafa gölge etmeye devam ederse, daha çok yazacağımız var!
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın