Maça Trabzonspor'un daha iştahlı başlaması sürpriz değildi. Trabzon'da yaşayan hangi arkadaşım, hangi meslektaşımla konuşsam tarihi önem taşıyan
bir ayrıntıya dikkat çekiyordu: "Bir futbol sezonunda ilk kez Trabzon şehri için bir Beşiktaş maçı, Fenerbahçe ile oynayacağı karşılaşmadan bile daha
önemli"
Nedenlerini hepimiz biliyoruz: Trabzon bu maçtan önce son 6 Süper Lig karşılaşmasını baz alarak yapılan Form Grafiği Puan
Tablosu'nda sondan 3. sırada, artı bu maç öncesi son 6 maçta ligin en az gol atan takımı Akhisar'ın son 6 maçta atabildiği kadar gol atabildi.
Trabzon'un "kaçınılmaz iştah"ını dengeleyen ilk yarıda Fernandes ve Niang'ın çabaları oldu. Bir hafta önceki derbide galibiyetin gizli kahramanı
olan Emre ilk 38 dakikada o kadar kötüydü ki Samet Aybaba'nın erken de olsa oyundan almaktan başka seçeneği yoktu. Fernandes ve Oğuzhan'ın aynı anda
oynamasına rağmen ilk yarı sonunda Trabzonspor 74 daha fazla isabetli pas yapmış, % 18 topa daha fazla sahip olmuştu. Bunun ana nedeni Trabzon'un
iştahı kadar Beşiktaşlı oyuncuların bazılarının aklının halen İnönü'deki son derbide kalmış olmasıydı. Fırat Aydınus ise maç öncesi yapılan
polemiklerin etkisinde kalmış gibiydi.
KRONİK KONDİSYON SORUNU
Yine de her şeye rağmen Beşiktaş 2. yarıda bu
maçı alabilirdi, almalıydı! Ancak sanki bazı oyuncular hafta içinde 50'şer röportaj yapmış 150'şer kez Gangnam mı mangnam mı her ne ise onun dansını
yapmış gibiydi. Belli dakikadan sonra 1 puana razı görüntü teknik heyetin takdiri miydi yoksa mental, fiziksel yorgunluk muydu, bilemiyoruz. Ancak
Beşiktaş'ın sezon başından beri kondisyon anlamında çektiği sıkıntılar ve nedeni malum!
Bari İnönü yerine yeni yapılacak stadın altına
mutlaka bir psikiyatri kliniği yapılsın. Aksi halde şampiyonluk yolundaki rakip kaybettikçe bu kadar bozulan bir Beşiktaş'ı izlemek sadece ömür
kısaltır! Tabii bunun yerine Beşiktaş'ta özlenen klasta kondisyon verebilecek bir hocanın transferi daha akıllıca olur sanki!