Spor yazarı Ali Ece, Beşiktaş'ın yeni transferi Nicolas Loderio'nun röntgenini çekti...
"SÜRPRİZ YILDIZ ADAYI"
2010 Dünya Kupası'nın hemen öncesinde Dünya Kupası eki
hazırlarken her takımdan bir "Sürpriz Yıldız Adayı" seçiyorduk. Sonradan finale çıkacak Hollanda için Van der Wiel'ı seçmiştik. Van der Wiel, o
dönemde Ajax'ın hücumcu sağ bekiydi, hem turnuvada iyi oynadı hem de sonrasında PSG'ye giderek yüzümüzü kara çıkarmadı. O dönemde Van der Wiel'ın
Ajax'tan takım arkadaşı olan Lodeiro'yu ise Uruguay'ın "Sürpriz Yıldız Adayı" seçtik. 4 yıl sonra yeni Dünya Kupası'nın arifesinde Lodeiro halen
"Sürpriz Yıldız Adayı" kategorisinde.
YETENEK ÇOK AMA İSTİKRAR YOK!
Lodeiro'nun doğal yetenekleri çoğu otoritenin tartışmadığı kadar özel. 2009 yılında henüz 20 yaşındayken formasını giydiği Nacional takımını Güney Amerika Devler Ligi Copa Libertadores'te yarı finale kadar taşıdığı parlak performansı ve sonrasında 2009 yazında U20 Dünya Kupası'ndaki göz dolduran oyunuyla yeteneklerinin ne kadar özel olduğunu çok genç yaşta tüm dünyaya kanıtlamış bir isim Lodeiro. Grup maçlarında Özbekistan'a uzaktan attığı gol, halen U20 Kupası tarihinin en güzel gollerinden birisi.
2010'DAKİ SAKATLIĞI ATLATTI AMA…
Ancak Lodeiro, yeteneklerini istikrarlı bir şekilde performansa dönüştürme bağlamında maalesef aynı ölçüde başarılı olamadı. U20 Dünya Kupası'ndan sonra Atletico Madrid'in transfer etmek istediği Uruguaylı, 2010 Ocak ayında Ajax'a giderek ilk kez Avrupa'ya adım attı. Başta frikikleri, kornerleri ve driplingleri olmak üzere birçok ofansif özelliğiyle büyük potansiyele sahip olan Lodeiro, Ajax'ta hayal kırıklığı yarattı. Bu hayal kırıklığında 2010 Dünya Kupası'nda yaşadığı sakatlık ve bu yüzden 2010-11'de Ajax'ta tek maç oynamamasının rolü büyük.
TOP AYAĞINA GELİNCE OYNUYOR
Yaşadığı ciddi sakatlığı geçtikten sonra Nicolas Lodeiro'nun Ajax'ta hayal kırıklığı yaşatmasının bir diğer nedeni de oyununun yüzde 90 tek yönlü olması. Ajax Teknik Direktörü Frank de Boer için 24 yaşındaki Uruguaylı oyuncu, ofansif açıdan büyük bir potansiyel ama en büyük sorunu oyunun savunma kısmında neredeyse hiç olmaması, amiyane tabirle sadece top ayağına gelince oynaması.
YÜKSEK KAPASİTESİ İLE KATKI SAĞLAR
Hollanda için bile fizik açıdan zayıf kalan Lodeiro, Türkiye Ligi gibi maalesef çetin bir sertliğin hüküm sürdüğü ligde de bu açıdan zorlanabilir. Ancak mesela fiziksel açıdan çok da güçlü olmayan Batalla gibi hızını tek pas oyunuyla birleştirirse yüksek teknik kapasitesiyle Beşiktaş'a önemli katkı yapabilir. İşin aslı Güney Amerika futbolunu avucunun içi gibi bilen Önder Özen'in listesinde Lodeiro'dan da daha iyileri, en azından daha istikrarlıları vardı. Ancak Beşiktaş yönetimi tıpkı Motta transferinde olduğu gibi mali açıdan bu kadar imkân tanıdı. Transferin siyah tarafı yaz boyu Adebayor adı zikredildikten sonra Eneramo'nun gelmesiyle kışın yaşanan taraftar-yönetim arası tartışmanın bir benzerinin Ronaldinho-Lodeiro ekseninde tekrarlanma riski.
BÜTÜN MESELE 2009'A GERİ DÖNMESİ
Transferin beyaz tarafında ise Lodeiro'nun Biliç'in ofansif planlarını çeşitlendirecek potansiyelde olması var. Belki Lodeiro ile Beşiktaş'ın sezonun ilk yarısına göre çok daha güçlü bir ilk 11'i olmayacak. Ancak özellikle son maçlarda başarılı ilk 45 performanslarından sonra opsiyon darlığından 2. yarılarda yaşanan düşüşü engellemek için Lodeiro hiç yoktan iyi olabilir. Bilic'in artık Oğuzhan ve Gökhan Töre dışında kolayca rakip eksilten bir oyuncusu daha var. Artı uzaktan şutları ve serbest atışları da çok etkili bir oyuncu Lodeiro. Bütün mesele Lodeiro'yu 2009 ayarlarına döndürüp yıllar sonra yeteneğini istikrarlı hale getirebilmek.
ÜÇ YERDE DE OYNAYABİLİR
Lodeiro, Ajax'ın 2012'de kazandığı şampiyonlukta rol oynadı ama başrolde olmadı. Bunun da ana sebebi tek santrforun arkasındaki 3'lünün her yerinde oynayabilen Lodeiro'nun bu üç yerin hiçbirinde takımın en iyisi olamaması. Ofansif merkez orta sahada kendi jenerasyonunun diğer yeteneği Eriksen daha istikrarlı ve taktiksel açıdan çok daha disiplinli olduğu için 10 numarada Lodeiro'yu kesti. Şimdilerde Tottenham'da oynayan Eriksen'i kesemeyen Lodeiro, sol önde ise kendisinden daha genç Viktor Fischer'in muazzam çıkışı üzerine Danimarkalı'nın gerisinde kaldı. Ara sıra sahte 9 olarak şans bulan Lodeiro bir türlü De Boer'in A planında kalıcı olamadı. (Aynı dönemlerde Ajax'a döndükten sonra kalıcı olmayı başaramayan K.Paşalı Babel'in Türkiye Ligi'nde yarattığı etkiyi de hesaba katalım.) Ajax yazın Eriksen'i satmasına rağmen Lodeiro ile de yolları ayırdı. Çünkü artık Lodeiro, 2010 Dünya Kupası Play-Off'unda Kosta Rika karşısında maçın adamı seçilecek kadar yaşından olgun oynayan Lodeiro değildi. Lodeiro'nun hızlı yükselişi sekteye uğradı.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın