A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Faroe Adaları'na 2-1 yenildiğimiz maçın ardından konuştu.
Maçı değerlendiren Kuntz, "Eleştirileri haklı buluyorum. Oyuncularımı suçlayacak değilim. Gördüğümüz, bizim kadar güçlü olmayan ama sahada daha çok isteyen, mücadele eden, koşan bir takım vardı karşımızda. Geçen maç yumruk yedik demiştik ama bu sefer nakavt olduk. Gerçekten acıtıyor. Ayağa kalkacağız, pes etmeyeceğiz." dedi.
Kadrodaki zorunlu değişikliklere değinen Alman teknik adam, "Bahane üretmemek lazım hiçbir şekilde. Belli şeyleri söylemek gerekirse, hiçbir milli takım en kaliteli 10-11 oyuncusunu kaybederse onun yerine başka oyuncular koyması zor oluyor. Takvim belli. Keşke daha fazla bir araya gelip idman yapabilsek. 4 maçlık periyotta daha fazla bir arada olma imkanımız vardı. Şimdi az zamanda daha az idman şansımız var." açıklamasını yaptı.
AYRILIK SORUSUNA FLAŞ CEVAP
"Ayrılık gündemde mi?" şeklinde gelen soruya ise Kuntz şu cevabı verdi:
"Şu anda bir teknik direktör değişikliğinden söz etmek kolay. Hocayı değiştirelim demek kolay. Gerçeklerle yüzleşmek
lazım. Türk Milli Takımı'nın şu andaki gerçek durumu bu. Bir hoca değiştirerek, şu anki realitenin hemen değişmesini beklemek de pek gerçekçi değil.
Evet durumumuz acıtıcı, üzücü. İlk başta zor bir hedefimiz vardı. Playoff hedefini zorladık, yaptık. Portekiz maçında bitime 5 dakika kala penaltıyı
atamadık. O iş öyle kapandı. Uluslar Ligi'nde B Ligi'ne yükseldik. Bunu yaptık. Tüm ekibim burada çalışıyoruz başarı için. Kuntz olarak söyleyebilirim
ki asla vazgeçmem, vazgeçmeyeceğim. Şu durum beni daha çok motive etti. Daha fazla emek vereceğim, uğraşacağız."
"BAHANE DEĞİL, BENİM AÇIKLAMAM"
Hem Lüksemburg hem Faroe maçlarında hep rakipten daha az koştuk. Her iki maçta da daha az ikili mücadele kazandık. Bunlar futbolun temel unsurları. Eski zamanda da, modern futbolda da böyle. Bu noktalarda başarılı olamazsanız toplamda da başarılı olamıyorsunuz. Herhangi bir milli takımda 10-11 üst düzey oyuncu yoksa, onlar kadar iyi oynayanları yerine koymak kolay olmuyor. Bu ikinci nokta. Bahane değil bu, benim açıklamam, deklarasyonum.
"KALİTE ANLAMINDA DURUM BU"
"Yüzde yüz şundan oldu, doğru noktalara temas edemeyebilirim. Gerekçemi söyledim. Kamuoyu önünde oyuncularımı eleştirmek istiyorum. Yağmur, rüzgar, Faroe Adaları'nın performansı... Bu koşullar altında değerlendirdiğimizde Türk Milli Takımı'nın şu andaki gerçeği ve kalite anlamında durumu bu."
"Faroe'nin performansı bizi şaşırtmadı. Böyle oynamalarını bekliyorduk. Bizim buna reaksiyon gösteremememiz sürpriz oldu."
"AYNI OYUNCULARLA OYNANSA BAŞARI GELİR"
"Bu 10-11 oyuncu aramızda yoksa bu tür sonuçlar olabiliyor. Aynı ölçüde oyuncu koyamıyoruz demek bu. Aynı oyuncularla sürekli oynama şansımız olsa, FIFA sıralasında daha yukarılara çıkabiliriz. Geçmişi bilirsiniz. Türk Milli Takımı 1-0 veya 2-0 geride giderken organizasyon konusunda çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Lüksemburg maçında bütünlüğü koruduk. Geriden gelip beraberliği bulduk. Bir noktada bunu yapınca 1 gol bulabildik."
"AYRILIK
İDDİALARI NEDEN ÇIKTI, ANLAMIŞ DEĞİLİM"
"Ben neden görevimden ayrılacağıma dair söylentiler 1 ay önce çıktı, anlamış
değilim. 4 galibiyet almıştık, 4 galibiyetten sonra tatmin edici olmayan ne vardı? Şu an elbette insanlar eleştiri yapmakta serbest ama sabırsızlık
hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. İlk hedefimiz Dünya Kupası elemelerinde playoff zorlamaktı. Bunu başardık. Portekiz'e karşı son dakikalarda golü
atabilseydik sansasyonel bir şey olacaktı ama olmadı. Şansımızı zorladık. Benden istenen bu kısmı yapabildim. İkinci noktada hedef B Ligi'ne
yükselmekti. Son 2 maçta olumsuz olsa da bu hedefi gerçekleştirdik. Ben yüzde 1 bile istifayı düşünmüyorum. Daha fazla motive olmuş durumdayım. Daha
fazla mücadele etmek istiyorum. Oyunculuk zamanımda da bu tarz durumlar yaşadım. Buralardan daha farklı şekilde çıkmak lazım."
"Bu iddialar gündeme geldiği zaman; büyük büyük manşetler atıldığını görüyoruz. Bunlar karşısında başkanımız ve Hamit Altıntop gerekli cevapları veriyorlar. Onlar daha ufak yayınlıyorlar. Bilemiyorum, bu kültürel bir durum mu bu? Gözlemim bu..."
"BİR YORUMCU NASIL BÖYLE BİR ŞEY SÖYLEYEBİLİR"
"Gözlemlerimi söylemek istiyorum. Yargılama amaçlı söylemiyorum. Trabzonspor - Kopenhag maçı için Trabzon'da ve otel odamda TV'ye bakıyorken bir tane yorumla karşılaştım. Adımın geçtiğini gördüm. İzlemeye başladım. Daha sonra takım menajerimiz Mert'ten bu yayını izlemesini rica ettim. Konuşmaya başladık. Sonra anladım ki yorumcu arkadaşımız, Trabzon'da olmama ve maçı izlememe rağmen bu karşılaşmayı izlemem gerektiğini, gelmeyerek Trabzon'a ve Türkiye'ye büyük saygısızlık yaptığımı dile getirmiş. Halbuki stadyumdaydım. Buraya gelmişken akademiyi ziyaret etmem gerektiğini söylüyor. Halbuki o ziyareti de yaptım. Futbol kulüp ilişkisi, okullar, okul futbol ilişkisi sorunlarını konuştuk. Bu arkadaş bunlardan habersizdi ki bu yorumları yapabildi. Söylemleriyle kamuoyuna yön veriyor bu kişi. Nasıl bir yorumcu böyle bir şey söyleyebilir. Gerçekten bunu kendime sordum."
"BU ŞEKİLDE Mİ KABUL ETMELİYİZ?"
Yine bir TV izliyorken bana iletildi. Yorumcu, moderatör arasında bir sohbet oluyor. Moderatör 'Serdar Dursun daha önceki bir teknik direktör
döneminde çağrıldı, değil mi?' diye soruyor. Yorumcu da, eski bir teknik direktörü kastederek 'Evet evet onun döneminde çağrılmıştı bu' diye cevap
veriyor. Ben Stefan Kuntz olarak, bu oyuncuyu ilk kez biz çağırdık. Net gerçekleri bile çarpıtmak mümkün. Bunlar beni şaşırtıyor. Herkes kendi
fikrini, düşüncesini çıkarsın. Sormamız lazım, böyle mi devam etmeliyiz. Bu şekilde mi kabul etmeliyiz.
"KISA SÜREDE DEĞİŞİKLİK BEKLEMEK OLMAZ"
"Yorumcunun ismini vermeyeceğim. Amacım hedef göstermek değil. Durum
tespiti yapıyorum. Herkes istediği kanalı izlemekte özgür ama böyle de bir durum var. Hoca değişikliği iddiası gündeme geldiğinde 4 maçın 4'ünü
kazandığımız zaman böyle bir iddia gündeme geliyor. Ulaşılmak istenen nokta, bir süreç. Sürecin hemen olmayacağı gerçektir. Hemen kısa sürede
değişiklik beklemek olmaz. Yolda zorluklar olacaktır. Bu durum bizleri acıtıyor. Oyuncularım da bunu yaşıyor. Bu duyguyu da hissetmeleri gerekiyor.
Bunu yaşayarak benzer bir durumla karşılaşırlarsa farklı reaksiyon vereceklerdir. Bu karşılaşma, bir ders çıkarma adına önemli olacaktır."
"AYNAYA BAKIP YÜZLEŞMEMİZ GEREKİYOR"
Kesinlikle göründüğü gibi değilmiş,
düşünüldüğü gibi değilmiş. 30-40 kişilik havuzla ilgili konuşanların düşüncesi, düşünüldüğü gibi değilmiş. Bu da başka bir şey. Bunla da yüzleşmemiz
gerekiyor. Gelecekte iyi oyuncular olmayacak demek değil. Şu anki tabloyu çiziyorum. Gerçek bu. Aynaya bakıp yüzleşmemiz gerekiyor. Lütfen, sormak
istiyorum. Hepiniz beni tanıyorsunuz. Gerçekten benimle oyuncularım arasında bir iletişim kopukluğu olabilir mi?"
"İLETİŞİM KOPUKLUĞUMUZ YOK"
"Küçük bir detay vermek istiyorum. Bu konuyu komplo teorisi haline getirmeyin. Konuyu deşmeyin. Oyuncu grubum adına mutlu oldum yaşadığım olaydan ötürü. Belli oyuncularımız bana geldiler ve kalplerini açtılar. Kendi düşüncelerini, korkularını anlattılar. Zihinlerindeki düşüncelerini paylaştılar. Aramızda bir iletişim kopukluğu olsaydı bu kadar açılabilirler miydi bana."
"SALİH'İ ALSAYDIN DAHA İYİ OLURDU
DENEBİLİR"
Salih Uçan konusuna gelirsek... Söylenenleri, yazılanları biliyorsunuz. Beşiktaş maçlarını izledim. Geçmişimi biliyorsunuz. Beşiktaş ile olan bağlantımı da biliyorsunuz. Oyuncu kararlarımızı verirken düşünüyoruz. Eren'i alırken, uluslararası maç oynamış olmasını değerlendiriyoruz. Ferdi, sol bekte daha güçlüdür ama fayda verdiği başka yerler de var. İsmail'i milli takıma kazandırmak için görüşmelerimizi yaptık. Jesus ile görüştük. Milli Takıma yakın olmasını istedik. İsmail diğerlerinden iyidir, kötüdür, biri diğerinden iyidir. Bu tartışmayı her zaman yapmak mümkün. Karar verici olan benim. Herkes söyleyebilir. Salih Uçan'ı alsaydın daha iyi olurdu denebilir. Fikirlere saygı duyarım. Komplo teorisi yapan kişiler; Stefan Kuntz'un şu oyuncuyu neden almadığını söyleyeyim tarzında konuşan kişiler ile problemim. Böyle bir şey yok. Sorun söyleyeyim. Her sorunuza cevap veriyorum. Kimsenin üzerimde tesiri yok, özellikle TFF'de. TFF dışındaki arkadaşlarım bana fikirlerini söyleyebilir. Karar verici olan benim. TFF içindeki kişiler kararlarıma tesir etmiyor, teşebbüsünde bulunmuyor, böyle bir niyetleri de zaten yok. Ben Türkiye'yi seviyorum. Beni bu şekilde değerlendirin lütfen. Çalışıyor mu, işlerini düzgün yapıyor mu, kadroda gelişme var mı gibi konularla beni değerlendirin. Kendi tanıtımımı yapmak gibi bir niyetim yok. Hoca değiştirebilirsiniz. Hoca değiştirseniz dahi bu bir sonuç getirmeyecektir. Bunu da tekrardan vurgulayalım."
"KUTLAMA YAPACAĞIMIZ ÇOK GÜNLER GELECEK"
"Ferdi'yi ve Salih Özcan'ı Türk Milli Takımı'na kazandırdık. Çaba sarf ettik. Türk Milli Takımı'nı umursayarak, ciddi ilgilenerek yapıyorum. Bu yapılanlara iş gözüyle bakan birisi bu konularla bu kadar ilgilenmezdi. Yaşadığımız durum acıtıyor. Gerçekten acı veriyor. En büyük motivasyonum, buradan yükselerek çıkmak. Gelecekte kutlama yapacağımız çok günler olacak."
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın