Usta gazeteci Şansal Büyüka, Milliyet'teki köşesinde Beşiktaşımızın son durumunu değerlendiren bir yazı kaleme aldı. İşte Büyüka'nın Bilal Meşe ile söyleşi şeklinde belirttiği fikirleri:
Bilic, deyim yerindeyse Trabzon’u kilitledi. Hırvat hoca bu karşılaşmada dersini çok mu iyi
çalışmıştı?
Milliyet’te Ercan Güven’in Beşiktaş ile ilgili yazısını okudum. Yakın zamanda Beşiktaş’ı bu kadar güzel anlatan bir başka
yazı görmedim. Ercan Güven ne diyor? “Gönüllerin puanları Beşiktaş’ın...” Doğru söylüyor... Beşiktaş puan cetvelinde resmen şampiyon olabilir,
şampiyonluğu kaçırabilir. Ama son haftayı beklemeye gerek yok, Beşiktaş bu sezon gönüllerin şampiyonudur. Şu açık ortada: Türkiye, Beşiktaş’ı seviyor.
Niye seviyor, Başkan Fikret Orman ortalığı germiyor, polemiklere girmiyor, daha önce de çok söyledim, çok yazdım, Başkan Orman bu tavrı ile benim için
sanki “Küçük Süleyman Seba” gibi... Başkan Vekili Ahmet Nur Çebi ile Ümraniye’de dostluk, insanlık, huzur ve içtenlik var. Futbolcuları çok iştahlı...
Profesyonel olmasına rağmen o forma için kafasını gözünü patlatanlar, yüzünü “Çarşamba pazarına” çevirenler var. Mustafa Pektemek’e de büyük geçmiş
olsun. Tribünle uğraşmıyorlar, rakiple uğraşmıyorlar, kötü görüntü vermiyorlar. Kazanabilirler, kaybedebilirler, çamura yatmıyorlar. Türkiye’de
futbolsever bunu istiyor. Kavga, sinir, gerilim, insanlar bıktı, hatta nefret etmeye başladı. Beşiktaş; şu görüntüsü ile “İyiliklerin, güzelliklerin
takımı” gibi...
Böyle nereye kadar!
Sivas maçını Ankara’da, Trabzon karşılaşmasını da Konya’da kazandılar.
Nereye kadar gider böyle...
“Nereye kadar?” diyorsun, doğru. Beşiktaş yuvasız kuşlar gibi... Kartal her hafta bir yere kanat çırpıyor.
Tamam, Kartal’ın yuvası yok ama yuvasını bütün sıcaklığı ile Kartal’a açanlar var: İşte Ankara, işte Konya... İnönü Stadı’nın canlanan ruhunu
buralarda görmedik mi? Bu ülkede “İyilerin kazanma zamanı” geldi de geçiyor bile...
Beşiktaş’ın kurtuluşu
Beşiktaş’ın yerli kadro kalitesi hiçbir takımda yok. Yabancıları da faydalı... Ara transferde takviyeye ihtiyaç var mı sizce?
“Beşiktaş’ın yerli kumaşı iyi” diyorsun, doğru da bu rastgele olmadı ki... Aradılar, araştırdılar, menajerleri aradan çıkardılar, kılı kırk
yardılar, en önemlisi görüşünü aldılar ama transferi hocaya bırakmadılar. Hem parayı, hem kadroyu düşündüler... Üstelik yerlilere bak, önlerinde dolu
dolu en az 5-6 yılları var. Bugün Olcay’ı, Veli’yi hangi paraya alırsın? Gökhan Töre’yi nereden bulursun? Almeidaların, Fernandeslerin gidişi gerçek
anlamda Beşiktaş’ın kurtuluşu oldu. Beşiktaş kaprisli yıldızların değil, takımı için kafasını gözünü patlatanların takımı oldu. Sosa’da, Demba Ba’da
bir afra tafra gördünüz mü? Takım maçı kazanıyor, Demba Ba, sağ ayağına basamamasına rağmen tek ayağıyla, sol ayağıyla zıplaya zıplaya seviniyor. Ara
transferde iyi bir stoper alacaklarını duydum. Golcü derseniz, Beşiktaş yatıp kalkıp dua etsin, Demba Ba’ya bir şey olmasın.
Saygı duyarım
Mustafa Pektemek yine sakatlandı? Çok mu cesur yoksa profesyonelce düşünmüyor mu?
Mustafa Pektemek’i
cesur olduğu için eleştiremeyiz. Hatta saygı duymalıyız. Neyi var, neyi yok ortaya koyuyor. Sadece çok şanssız. Oyundan çalmıyor, durumu idare
etmiyor, içten, çalışkan, dürüst bir oyuncu... Ben böyle bir oyuncuyu sık sakatlanıyor diye eleştiremem, sadece saygı duyarım.
Bir
başka usta Hıncal Uluç'tan Slaven Bilic değerlendirmesi