İşte Orhan Can'ın son yazısı;
İlk maç Belediyeyle..
“N’olcak bu Beşiktaş’ın hali” diye düşünürken uyumuşum..
Nefes alamıyorum Tanrım..
Gözümü açıyorum.
Üstüme çökmüş vuruyor da vuruyor.
Kendimi korumaya çalıyorum. Nafile..
Dalağımı tutuyor, sıkıyor..
"Ula oğlum sıkma, acıyooo".. Yine
nafile..
Dalaktan sonra karaciğerime saldırıyor adam.
"De git oğlum vurma" diyeceğim de diyemiyorum. Çünkü bir eliyle boğazımı sıkıyor.
bir sağ, bir sol daha çakıyor.. Çaresizim, yakalamış herif beni dövüyor..
O karanlıkta, ara sıra yüzünü görmeye çalışıyorum.
Beni yok
etmeye çalışanın kim olduğunu öğrenmeye çalışıyorum.
Hayal meyal görebildiğim silüetin kim olduğunu bulmaya çalışıyorum.
Her yer karanlık..
Ara sıra bir ışık çakıyor. Ortam siyah beyaz yani..
Silüetini görüyorum.
Ben bu adamı bir yerden tanıyorum ya.. “Hadi hayırlısı”
diyorum..
Siyah takım elbise var üstünde. alnını iki yanı açık..
Burnu yay gibi kavisli.. Karadeniz imalatına benziyor ama Karadenizli
değil.. Eminim..
Tahminen okyanus kıyısı ürünü..
Tanrım nereden hatırlıyorum bu adamı..
Gırtlağımı sıktıkça sıkıyor. Artık nefes
alamıyorum..
Resmen gidiyorum yani..
"Nereye..!?"
Nereye olacak, 4 "kürekli" üstü kapalı bir sandala binmeye..
Önde biri
yürüyecek, hissediyorum.. Arkada da beni uğurlamaya gelmiş bir kalabalık..
"Hep Bering Boğazı'nı geçmeyi hayal ederim ya ondandır" diye hayra
yoruyorum, ama değil!
Son bir gayretle kurtulmaya çalışıyorum.
Ümüğümü sıkıyor herif!
"Gıyııığ" diye bir ses çıkıyor benden..
Yanağımı ısırıyor.
"Ahğğ" diye bağırıyorum..
Üstü üste yumruklar atıyor.
"Aneyyy" diyorum..
Elimle yüzümü tutuyorum.
"Lan
de git ısırma.."
Karabasan bu yarabbim..!!
Yanak yanağa boğuşuyoruz artık.
Ben de onu ısırmaya çalışıyorum.
Bir kapsam var ya,
Allah canımı alsın kopartacağım yanağı, kulağı..
"Nedir be senden çektiğim. Parayla mı verdiler seni yoksa sırayla mı?" diyorum..
Sen misin
canımı yakan, bir künde, tak adam yerde..
Bacağını kapıyorum o an.. Yanağımı ısırırsın ha.. Dişliyorum alt baldırını..
Cıngıl cıngıl
bağırıyor..
Yüzümde, ince bir zafer çizgisi.. Dişlerimin arasında ise bir ayak!
Bir yandan parmaklarımla dalak karaciğer arıyor, buluyorum
ve sıkıyorum ha..
Topaç gibi döndürüyorum artık..
"Hain" bir gülümseme sarıyor her yanımı..
Fark ediyorum ki kaşları ‘v’ harfi gibi.
“Ya kim di bu adam.. Hatırlasana” diyorum içimden.
Artık şahlanmışım bir kez.. Durduramaz kimse beni.. O ısırıyor ben ısırıyorum.
"Um, dois,
três.." diyor.. Karşı saldırı yapmak için sayıyor. Anında çakıyorum köfteyi..
Aha, bingo.. Hatırladım..!
Okkalı yakalasam bir var ya, marş
söyleteceğim ona..
İstanbul'dan haykıracak, Portekiz'den duyulacak..(!!)
Yatılı okul geleneğidir bu..
Başka birinin evden çalıştırsa
finali oynatacağı takımı quatro (4'üncü) yapan adam..
Anımsayın canım, Bolu'ya elenen adamı..
Avrupa'nın en iyi kadrosu tarumar oldu
hani!
"Sen benim yanağımı ısırarak sakalımı tıraşladın. Ama ben senin, bacağını ısırarak gözlerini ÇAKMAK ÇAKMAK yapıyorum(!)” diyorum..
Takadı kalmadı.. Dişlerim, yanağında.. Kopartmazsam namerdim. Uykuyu zehir etti bana..
Hoş, o da geçen sezonu “ahı” etmişti Beşiktaşlı'ya. O
güzelim takım ne hale gelmişti.
"Sen nereden çıktın" diyorum..
"E, artık İBB'nin başındayım" diyor..
Desenize, kabus görmem bu yüzden..
Karabasanlar çökmesi bu yüzden..
İlk maç İBB ile ya, ondandır..
Ama neyse..
Geçen yıl koca Beşiktaş seksenbeş parçaya bölündü ya,
İBB'ye neler olur kim bilir..!?
Korkuya gerek yok yani.. Beşiktaş geçen yıl bu kabusu atlattı.
Gerçi ilk maç diye asılacaktır İBB'li
oyuncular..
Taktiksel değil, tamamen bireysel yetenekleri ile ama.. Söylemedi demeyin sonra..
İnşallah "Cinco" (5) yapar BJK. "Três"e (3) de
razıyım..
“um, dois, três, quatro, cinco, seis, sete, oito, nove, dez” YANİ 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 derken..
Ve, açık pencereden odanın içine
kocaman bir kara kartal giriyor..
‘V’ kaşlı adam nasıl da kaçtı, bakın hele..!
Kan ter içinde uyanıyorum..
Amanın, hepsi korkulu
rüyaymış..
Uyyş, kırklar yediler adına.. Benden alarga ol da nerede olursan ol(!)
Sakın unutmayın ama..
20 erkek aynı anda bir yere
bakıyorsa, orada ya kadın vardır ya da maç, anam babam maç..!!
Neyse OC yine kaçar..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben Can; Orhan
CAN..
NOT: Meraklısına birazcık PORTEKİZCE..
İyi futbol, “Bom futebol”
Kız, “Bonita”.. Güzel kız”, “Rapariga bonita”..
Manita’dan hatırlayın, Bonita = Manita..
Aşk, “Amor”.. Sevmek, “Amar..” Kalbim, “Meu coração..”
Sonsuza kadar, “Para sempre..”, Seni
seviyorum, “Te amo..”..
Siyah ve Beyaz, “Ppreto e branco..”.. Kara Kartal “Aguia negra..”