Bu haberi yazdır
Hilbert ile dobra dobra
Haftalık futbol dergisi "Hayatım Futbol'a bir röportaj veren Roberto Hilbert, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.  
Kaynak : DHA
Hilbert ile dobra dobra
Manisaspor maçında sahalara dönen ve sakatlığını atlatan Beşiktaş'ın Alman savunmacısı Roberto Hilbert, takımda sakatlıkların üst üste gelmesinde ve performanslarının düşmesinde sıkışık fikstürün çok önemli olduğuna değindi.

Haftalık futbol dergisi "Hayatım Futbol'a bir röportaj veren Alman oyuncu, yoğun fikstürün kendileri üzerinde büyük etki bıraktığını ifade ederken, "Bizim üst üste yenilmediğimiz o 15 maç içerisinde öyle yüksek seviyede top oynadık ki başka bir sonuç düşünülemezdi bile. Öyle bir maç trafiğine girmiştik ki artık neyi doğru neyi yanlış yaptığımızı algılayabilecek kadar zamanımız dahi yoktu. Aslında sonradan anladık bu dönemin bizi hem fizik hem de mental açıdan nasıl yıprattığını" şeklinde konuştu.

"İYİLEŞMEDEN OYNAMAM HATAYDI"

Sakatlığının uzamasında hatalı olduğunu, bunu telafi etmek için çok çalıştığının altını çizen Hilbert, "İlk sakatlığımdan sonra tam iyileşmeden sahaya adım atmam yanlıştı. Ben fizik olarak şanslıyım, atletik bir yapıya sahibim ama bununla yetinemezsiniz. Futbol oynamadığım zamanlarda çok fazla çalıştım. Sürekli bisiklete bindim, antrenman yaptım, fitness salonundan çıkmadım. İki hafta Almanya'daydım. Orada kendi doktorum ve fizik antrenörüm var. Özellikle bana yükleme yapacak olan antrenörle çok yakın arkadaşız ve bana oldukça katı bir programı uygulattı" dedi.

"HEP ÇALIŞARAK KENDİMİ İSPATLAMAK ZORUNDA KALDIM"

Kariyeri boyunca kendisini hep hocalarına ispatlamak zorunda kaldığını söyleyen 28 yaşındaki sağ bek, "Önce Schuster'e sonra Tayfur Hoca'ya daha sonra da Carvalhal'a hep çalışarak kendimi ispatlamak zorunda kaldım. 'Bakın ben iyiyim' kısmını oynayarak göstermek zorundaydım. Bu Stuttgart'da da böyleydi. Başlangıçlar hep zor olmuştur benim için ama toplamda tüm bu insanlara bir şekilde kendimi kabul ettirebildiğimi düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"QUARESMA SAVUNMA YAPMAYI HİÇ DENEMEMİŞ"


Takımın Portekizli yıldızı Ricardo Quaresma ile önlü arkalı oynadıklarının hatırlatılması üzerine konuşan eski Stuttgartlı yıldız, "Şöyle diyeyim, Ricardo ofansif açıdan bir şeyler üretebilmek adına konsantre olarak sahaya çıkıyor. Quaresma daha önce böyle bir şeyi pek denememiş ve bu elbette bu açıdan bakıldığında kolay değil. Sonradan öğrenmek her zaman zordur" dedi.

Quaresma'yla beraber oynamaya çalıştığını söyleyen Hilbert, "Onunla o kadar çok oynadım ki artık onun da defansif görevlerini aksatmaması gerektiğini söylediğimde bunu anlayışla karşılayıp saygı duyuyor. Çok güzel bir uyum yakaladığımıza inanıyorum, o da bu konuda kendisini geliştirdi. Bir kez bunu maç esnasında anlattım ve o da buna saygı duyup bu konularda daha dikkatli olmaya özen gösterdi. O gün bugündür de onunla sorun yok, en azından benim yok" şeklinde konuştu.

"FERNANDES TÜRKİYE SÜPER LİGİ'NE DE FAZLA BİR OYUNCU"

Bir diğer takım arkadaşı Manuel Fernandes'e hayranlığını dile getirmekten çekinmeyen Hilbert," Manuel vücut yapısı olarak çok nadir bulunan bir atlet. Böyle bir şeyi futbolda çok nadir gördüm diyebilirim. Ayrıca teknik olarak da kusursuz. Saha görüşü, arkadaşlarını görmesi o kadar iyi ki bir kenar oyuncusu olarak onunla beraber oynamak lotoda altılıyı bulmak gibi. Ona yaklaştığınızda topun tam da olması gereken yere doğru atılacağını biliyorsunuz, saha görüşü inanılmaz. Sürekli hazır, fit ve motivasyonu her zaman yüksek. Açıkca söylemek gerekirse Türkiye Süper Ligi'ne de fazla bir oyuncu. Onun İngiltere ya da İspanya liginde oynaması gerekir" diyerek Fernandes'e övgüler yağdırdı.

"PARA KONUŞMAM"


Beşiktaş'ın ekonomik durumuyla ilgili soruya, "Açıkcası yazılıp çizilenlere pek fazla bakmıyorum ve o yazan insanları da bu açıdan etkileyemem ama bende durum şu: Ben maddi açıdan ne durumda olduğumu konuşmayı pek doğru bulmuyorum. Paramı zamanında alıyor muyum almıyor muyum bunlar benim için dört duvarın içerisinde kalması gereken konular" şeklinde yanıt veren Hilbert, şike sürecine değindi.

İlk anda kendisini yanlış bir filmin içindeymiş gibi hissettiğini anlatan Alman oyuncu, "İlk anda "Yanlış bir filmin içerisindeyim sanırım" dedim kendi kendime. Tam olarak ne nedir idrak edemedik başlarda. Avusturya'da kamptaydık ve yemek esnasında Türk televizyonlarında bu operasyona ait görüntüler yayınlanıyordu. Bu olaya karışmış insanlar tutuklanıyor diye düşündük. İki gün sonra Serdal Adalı ve Tayfur da dinlenilmek için tutuklandı. Bize geri gelecekler dendi ama birkaç gün sonra hemen herkes endişelenmeye ve üzerine düşünmeye başladı. Yemek masası etrafına her toplanışımızda artık konuştuğumuz tek konu bu olmuştu. Çok fazla şey yazıldı medyada ve bu dönem çok da iç acıcı bir dönem değildi. İddianameleri basın danışmanım aracılığıyla başlarda okusam da artık bu konu en azından bizim için eskisi kadar önemli değil" şeklinde konuştu.

"ARTIK SAĞ BEKİM"

Stuttgart ile kazandıkları Bundesliga şampiyonluğu sırasında sağ açık olarak oynatıldığının hatırlatılması üzerine Hilbert, "Artık mevkiim sağ bek. 1,5-2 yıldır burada oynuyorum ve sanırım yerimi buldum diyebilirim. Diğerlerini öne gönderip ben arkada kalayım en iyisi diyorum! Kendimi burada hem iyi hem de daha verimli hissediyorum" şeklinde konuştu.

"TÜRKLERLE BÜYÜDÜM"

Türkiye'de beklediğini bulup bulmadığına ilişkin soruya yanıt veren oyuncu tam olarak beklediği gibi bir yer bulduğunu söylerken, çocukluğunun Türkler arasında geçtiğini söyledi. Hilbert, "Tam olarak şu anda neyi yaşıyorsam onun beklentileriyle buraya geldim. Bunun nedeni de çocukluğumdan bu yana Türklerle arkadaşlık etmem. Hatta sadece onların olduğu bir ortamda yetiştiğim için buradaki atmosferi az çok tahmin ederek geldim" dedi. Türklerin duygusal yapıda olduğunun altını çizen başarılı futbolcu bunu, "Duygusal yapınızın ve bunun futbola yansımanızın fazlasıyla farkındaydım. Mesela Fenerbahçe, Galatasaray ya da Trabzonspor maçlarındaki atmosferi yaşamadan biliyor ve tam da böyle bekliyordum. Futbol taraftarlığı burada inanılmaz güzel ama fanatizm ve tepkisellik boyutunda biraz aşırıya kaçılıyor" şeklinde yorumladı.

İstanbul hakkın araştırma yapsa da kendisini en çok şaşırtanın trafik olduğunu belirten Beşiktaşlı, "İlk defa trafikte sıkışıp kaldığımda şok olmuştum. Bu beni başlarda bazen agresifleştiriyordu ama zamanla buna da alıştım. Almanya'ya gittiğimde bazen trafik sıkışıklığından şikayet eden insanları görünce gülüyorum, 'Bu nedir ki' diyorum" dedi.

GENÇLERDE HIRS YOK!

Almanya ile Türkiye'yi karşılaştırdığı özellikle gençlerin futbola bakış açılarındaki farkın altını çizen Hilbert, Almanya Futbol Federasyonu'nun yatırımlarının da altını çizdi. Bir dönem Almanya Milli Takımı'nda da forma giyen Hilbert, "Özellikle son yıllarda genç yeteneklerinin eğitimine çok büyük yatırım yapmaya başladı. Kalite yükseldi.İnanılmaz para akıttılar, okullar inşa ettiler ve daha da önemlisi kulüpleri de işbirliğine kısmen zorunlu tuttular. Üstelik orada sadece futbol değil her açıdan eksiksiz bir eğitim söz konusu. Pedagojik ve psikolojik eğitim de var. Önemli ayrıntı da kulüplerle de bu okullar koordineli bir şekilde ortak çalışma yürütmeleri" dedi.

Türkiye'de ise gördüğü en büyük eksikliğin çok küçük yaşta başlaması gereken eğitimin yetersizliği olduğunu söyleyen Beşiktaşlı yıldız, "Dahası hırs konusundan sorunları var. Gençlerin pek çoğu profesyonel takımla birkaç kez antrenmana çıkmış olmayı kendilerine yeterli görüyorlar. Onlara en başta küçük başarılardan tatmin olmamayı öğretmeleri gerek. 'Tamam bir adım attım ama önümde alacağım çok uzun bir yol var' düşüncesi yerleştirilmeli" dedi.

"EN İYİ YERLİ SELÇUK İNAN"

Ligde en çok beğendiği oyuncular olarak Manuel Fernandes ve Selçuk İnan'ı gösteren Hilbert, rakip takımdan kimleri beğendiği sorusuna "Galatasaray'a şöyle bir baktığımda kesinlikle Selçuk İnan derim. Geçen sene Trabzonspor'da da görmüştüm bu sene Galatasaray'da da. Onun önünde çok büyük bir gelecek var. Çok yetenekli ve çok zeki bir oyuncu. Trabzonspor'da ise Gustavo Colman. Futbolu çok zekice oynuyor, çok beğeniyorum onu. Fenerbahçe'de iki isim söyleyebilirim. Alex'in golcülüğü inanılmaz. Tam bir "Killer". Bize karşı oynadığında da gördüm. 75 dakika oyunda göremezsiniz ama tabela 4-1'i işaret ederken gollerin arkasında onun ismi olur. Gerçekten çok büyük bir yetenek. Diğeri ise Cristian Baroni. Onu da çok tutuyorum" şeklinde yanıt vererek sözlerine son verdi.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL