Bu haberi yazdır
Golleri kendi kalemize atıyoruz
Yazarlarımızdan Özgün Başpınar, galibiyetimizle sonuçlanan Bursaspor maçıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu.  
Golleri kendi kalemize atıyoruz
İlk devre Bursa’da oynanan maçta son dakikalarda sürpriz bir galibiyet almıştık ama kafa gollerimiz dışında neredeyse pozisyonumuz yoktu. Bu yüzden İnönü Stadı'nda Bursaspor karşısında zorlanacağımızı sanıyordum. Oysa sezonun en rahat oyunlarından birini oynadık.

Bursa karşısında çok hızlı ve etkili organize ataklarla bol bol gol pozisyonuna girdik. Daha maçın hemen başında Edu, cezaalanı önünde Almeida’nın indirdiği topu Karaköy’e yolladığında 2. dakikayı bile görmemiştik. Ondan 5 dakika sonra, sürekli potansiyelini kullanamadığı için eleştirdiğimiz Necip, müthiş akıllı bir hücum presle topu Hakan’dan kapıp Almeida’nın kafasına değil, tam alnına ortaladı. Almeida, kaçırmasına imkan olmayan bu nefis asisti ağlara yollamakta zorlanmadı.

Gol sonrası Beşiktaş yine konsantrasyon kaybı yaşadı. Neyse ki Turgay, Sestak’ın pasında bomboş pozisyonda doksana takıcam derken topu Küçükçiftlik Parkı’na gönderdi.

Veli’nin Carson’un kornere tokatladığı şutu, Edu’nun direği sıyıran vuruşu, Necip’in nefis ortasında kötü gününde olan Fernandes’in kaleyi tutmayan kafası, Egemen’in Carson’un ayaklarından dönen plasesi derken atamayan atarlar kuralı bir kez daha işledi.

Altyapıda defans oyuncularına ilk öğretilen kurallardan biri, defanstan çıkarken açıkça boşta olmayan adama kesinlikle pas atılmaması gerektiğidir. Fakat İsmail altyapı eğitimini herhalde astronot olarak aldığı için ensesinde adamla gelen Fernandes’e göbekte pas vermeye kalktı. O da arkasında gardiyan gibi dirsek vuran Bursalı futbolcunun etkisiyle kötü bir pas verdi. Sonrası hep bildiğimiz gibi… Kendi kalemize attırdığımız bir gol daha! Sosyal sorumluluk kampanyası gibi habire zor durumdaki rakiplere gol ikram ediyoruz, bundan ne zaman vazgeçeceğiz merak ediyorum.

Neyse ki Alman teknolojisi ile üretilmiş Ernst’imiz var. Onun 55 metreden nefis fast break’inde, Bursa cezaalanının sol çaprazından 2012’nin en büyük mucizesi geldi. Edu, sol ayağının üstüyle topun gelişine öyle bir vurdu ki, Rafael Nadal’ın raketi bunalıma girdi. Top direğin dibine çarpıp kaleye girdiğinde tribünler Edu’yu bir müddet tanıyamadı.

Rüştü’nün Edu’yu kıskanıp gol atmaya niyetlenmesi ve tuttuğu topla kaleye girmeye kalkması ilk yarının son enteresan pozisyonuydu. Neyse ki tüm gayretine rağmen topun tamamını kaleye sokmayı başaramadı ve soyunma odasına önde gidebildik.

İkinci yarıda Bursaspor biraz daha baskılı oynadı ama net bir pozisyon bulamadı. Sestak’ın Rüştü’nün çeldiği vuruşunun ardından, Ekrem ve İbrahim Toraman aynı anda kaymayı başararak elbirliğiyle Ozan İpek’i gol pozisyonuna soktular. Neyse ki top direği sıyırarak auta gitti ve derin bir nefes aldık.

Maçın son bölümünde, gözüne yedek kulübesinde Pektemek çarpan Carvalhal, onu oyuna sokup maçı rahatlatabileceğini nihayet akıl edebildi. Pektemek oyuna girdikten 3 dakika sonra Fernandes’in enfes arka direk ortasında Almeida’nın fedakar vuruşu direkten döndü. Topu alan Simao’nun pasına akıllı bir plase yapan Pektemek, golcü şansının da yardımıyla skoru 3-1’e taşıdı.

Maçın bundan sonraki dakikaları tribünler için oldukça farklıydı. Rahat galibiyetlere alışık olmayan ve üç santrforunun aynı maçta gol attığını hiç görmemiş olan taraftarlar skor komasına girdi. İlk kez yüreğimiz ağzımıza gelmeden maçı bitirdik ve Ertuğrul’u teselli ettik.

İnönü’de timsah ızgara çok keyifli oldu.

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL