Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, VATAN’a yaptığı açıklamada, sahaya girmenin affedilir yanı olmadığını söyledi. Cezası olmadığı sürece bu olayların önüne geçmenin mümkün olmadığını söyleyen Ahmet Nur Çebi, şu ifadeleri kullandı:

“Bu tip insanlara kanunlar çerçevesinde en ağır cezalar verilmeli ki; bir daha yapmamaları gerektiğini gerçekten anlamak zorunda kalsınlar. Evet, hadiseyi başlatanlarla, arkasından gelenler arasında tabii ki fark vardır. O ayrımı Türk yargısı yapacaktır. Ne olursa olsun o bölüme geçmenin yasak olduğunu bilmelerine rağmen orada bulunuyorlarsa kesinlikle bunun bedelini ödemeliler. Çünkü sorumlu biz tutuluyor ve bedelini biz ödüyorsak, onlar da ödeyecekler.

‘BiZiM NE ZAAFIMIZ OLABiLiR?’

Hepsinden davacı olacağız. Türk yargısı da gereğini yerine getirecek ve cezası neyse verecektir. Başbakan da bizim bu tutumumuza destek veriyor. Yalnız biz ceza görmedik ki. Bütün Türkiye uluslararası arenada kötü duruma düşürüldü. ‘Sahanın içine fotoğraf çektirmek için girdik. Biz kalabalıktan kaçıyorduk’ demek bahane değil. Kural girme diyorsa girmeyeceksin.

Güvenlik önlemleri açısından bizim ne zaafımız olabilir ki? Kurallar neyi gerektiriyorsa harfiyen yerine getiriyoruz. O kuralları çiğneyen olursa suçlusu biz miyiz? O kuralları çiğnetmeyecek olan görevliler var orada. Gerek özel güvenlik, gerek polis kuvvetleri. Yetkileri doğrultusunda bu tip durumları önlemekle yükümlüler.

Stadın durumu her açıdan baki. O stadın dış duvarlarını ve turnikelerini sıfırdan yaptıracak değiliz ya. Üzerimize düşen tadilat ve tamiratı gereğince yerine getirdik. Ama kitleler halinde kapılara dayanıp birileri onu kırmak istiyorsa kırıyor işte. Bu ayıptan daha fazla ne ceza çekebiliriz ki?

‘AMACIMIZ YARIŞ, KAVGA DEĞiL’

Sahada evet doğru olmayan şeyler de oldu. Kazanırız veya kaybederiz. Sonuçta bu futbol. Hocanız yaptığı değişikliklerle ve taktik anlayışıyla galip gelir, dahi olur. Mağlup olur, ‘Başaramadı, yanlış yaptı’ dersiniz. 34 haftalık bir lig maratonunun daha ilk çeyreğine bile gelinmemişken ve zirve ortağıyken böyle şeylerin yaşanmasına ne gerek var? Kaldı ki hiçbir zaman yaşanmaması gerek. Çünkü bizim amacımız yarış, kavga veya savaş değil. Yarışı kazanmak için her şey mübah anlayışında bir ekip değiliz. Her şeyi kurallarına göre, eşit şartlarda yarışıp, mücadelenin sonunda gülen taraf olmak isteriz. Alengirli işlerle güleceksek hiç gülmeyelim.”