Dünyanın her yerinde futbol oynanıyor ve dünyanın her şehrinde futbol takımları evlerinde dışarıda oynadıklarından daha rahat oynarlar, daha çok
puan alırlar. Özellikle de şampiyonluğa oynayan büyük takımlar iç sahada çok az puan kaybederler.
Beşiktaş bu sezon iç sahadaki 10 maçın
sadece 4'ünü kazanmış. İlginçtir gol sorunu yok. Yani takım yapısı itibarı ile kapanan takımlara gol atamayan bir ekip değil. Evinde 23 gol atmış.
Ligin sahasında açık ara en golcü takımı. Sorun çok net: 14 gol yemiş ve ligde evinde en çok gol yiyen takım... Durum böyle olunca da kazanması
gereken maçlarda puanları saçmış.
Savunma hücum gibi değildir. Bazen 2 adım atıp doğru yerde durmak 10 adım atıp çırpınmaktan daha makbuldür.
Tuhaf olan şu: Bunu Samet-Ulvi-Recep gibi 3 teknik adamdan daha iyi kimse bilemez. Pozisyon bilgisi, alanı kapatmak defans oyununda her şeydir.
AKIL VE DENEYİM LAZIM
Beşiktaş çifte şampiyonluk kazanırken Edouard Cisse diye bir oyuncusu vardı. Monaco ile
Şampiyonlar Ligi finali oynamış olsa da çok kişi onu beğenmezdi. Atlayıp zıplamıyor, bıçak gibi kayarak rakibe girmiyor diye. Halbuki pozisyon bilgisi
iyiydi ve doğru yerde durarak birçok atağı keserdi. (Cisse, Beşiktaş'tan sonra Marsilya'da da şampiyonluk yaşadı) Giunti de Cisse gibiydi. Necip ve
Veli'nin yarısı kadar koşmazlardı. Ama tecrübe ve sezgi ile duracakları yeri bilerek oynarlardı.
Enerji her zaman rakibi alt etmeye
yetmiyor. Akıl ve deneyim lazım. Beşiktaş'ta eksik olan bu. Kanat bekleri de çok iyi savunmacı değil, kaleci de gelen 10 topun 8'ine buyur deyince
takım çok gol yemenin önüne geçemiyor.
Dün fizik olarak da ligin ilk yarısının çok gerisinde bir görüntü çizdi Beşiktaş. İyi yaptığı önde baskıyı da yapamadı. Olcay harika golünün dışında dağınıktı. Sivok iyiydi. Oğuzhan, Hilbert ve Holosko gayretliydi. Fernandes hiç hazır görünmedi. İkinci yarıda çok zor maçlar var. İyi yaptığı şeyi geriye taşıyan Beşiktaş kötü yaptıklarını da tamir edemiyor.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın