Görkmeli bir cenazeydi. Her şeyden önce futbol dünyasının, Beşiktaş ailesinin katılımı dışında halk, vatandaş, taraftar yani her kesimden insan vardı.
Süleyman Ağabey için gururlandık. Ancak çok kesin bir şey söyleyebilirim ki bu cenaze törenini görse çok kızardı. 'Bu kadar şatafata ne gerek var?' derdi. Özellikle eski Beşiktaşlı futbolcuların hepsinin cenazeye katılmış olması, antrenörlük yapan Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek gibi isimlerin kamplarını, takımlarını bırakıp cenazeye koşmuş olması, Metin, Ali, Feyyaz, Gökhan, Kadir, Ulvi'nin yıllar sonra bir araya gelmiş olması herkesi duygulandırdı.
Sadece Beşiktaş semtinde ya da yakın civarda oturanlar değil, çok uzaklardan bile Süleyman Seba'yı son yolculuğuna
uğurlamak için herkes koşup gelmişti. Üzücü olan, yarım asırlık dostları hemen yanı başında olamadı cenaze töreninde. Maalesef siyasiler ve devlet
erkanı ön saflarda yer aldı, sevenleri arkada kaldı.
TAM BİR HALK ADAMIYDI
Onurlu bir yaşamın, dik bir
duruşun özlemiyle, arzusuyla sevgi için, dostluk için gelmişlerdi. Binlerce Beşiktaşlı vardı ama yüzlerce de F.Bahçe ve G.Saray formalı vardı. Onlar
Süleyman Ağabey'in temsil ettiği değerler için oradaydı. Mirasını aldık Süleyman Ağabey. Onu yaşatacağız.
Süleyman Ağabey, bir halk
adamıydı. Ceketini giyer, tek başına yürürdü Beşiktaş semtinde. Herkesle sohbet eder, selamlaşırdı. Hiçbir zaman o önde, arkadasında da bir şürekayla
veya korumalarla bir yere gitmezdi. Yanında hep dostları olurdu.
Bazı değerler kaybolmamış
Süleyman Seba,
hayatını Beşiktaş'a adamıştı. Günümüz dünyasında hızla yitirdiğimiz değerler var. Sadece paranın itibar gördüğü günümüzde dürüst, onurlu, mütevazı,
centilmen bir insanın onbinlerce kişi tarafından büyük bir sevgiyle son yolculuğuna uğurlanması da en azından bazı değer yargılarının kaybolmadığını
da gösterdi.
Tüm imkânlarını Beşiktaş’a harcadı
Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan, dikili ağacı bile yokken ülkenin
en zengin (gayrimenkullerle) kulübü haline getiren ancak kendisi kulübe milyar dolarlık tesisler kazandırırken mütevazı Beşiktaş semtinde 2 oda 1
salon küçük bir apartman dairesinde oturmaya devam eden, otomobili bile olmayan, aynı ceketi ve pardesüyü yıllarca giyen ama hepsinden önemlisi bütün
nüfuzunu ve imkanlarını Beşiktaş için harcamış bir adamdı. İşte bunu bilenler, bunu görenler hiç hesapsızca 'Seba' diye haykırdı.
Güntekin Onay / Vatan