Milliyet gazetesinden Ömer Güvenç, efsanemiz Süleyman Seba ile ilgili anılarından bir kısmını köşesinde derledi.
İşte o
anılar;
Efsane başkan Süleyman Seba'yla o kadar çok anımız var ki.. Hepsini tek tek anlatmaya kalksam bırakın gazetenin bu
sayfalarını, ansiklopediler yetmez.. Cilt cilt, nesilden nesile aktarılması gereken anılarla ayrıldı aramızdan. 'Efsaneler ölmez' derler ya, işte tam
da onun için söylenmiş bir söz sanki. Her insanın hayal kahramanları vardır ya hani ölümsüz olan, Seba da onlardan biriydi bizler için.
Şimdi herkes birbirine "Bir Süleyman Seba daha gelir mi?" diye soruyor. Bu soruların cevabını herkes değişik şekilde verbilir. Ama ben şunu üstüne basa basa söylemeliyim ki bir Süleyman Seba daha gelmez.
'İNÖNÜ ÇİMİYLE GÖMÜN'
Son zamanlarında durumu ağırdı, her geçen gün kötüye gidiyordu durumu. Fırsat buldukça ziyaret ederdim onu. Bir gün Şansal Büyüka, İsmail Ünal'la GATA'ya gittik yine. Yanında her zaman olduğu gibi yeğeni Tayfur Havutçu vardı. Odaya girdiğimizde 'Merhaba ağabey, nasılsın?' diye sordum. Ancak cevap veremeden boş gözlerle baktı bana. Devamlı yaptığım gibi yine elini öpmek istedim. Ancak her zamanki gibi, buna müsaade etmedi. Tam olarak kendinde olmadığı halde elini öpmek için uzandığımda, gayri ihtiyari elini çekti. Öptürmedi o haliyle bile.
Süleyman Ağabey'in doktoruna 'Konuşabilir mi?' diye sordum. "Zaman zaman" dedi. Ve şu aralarında geçen diyalogları anlattı. Kendisine "Merak etme başkan. Çok kısa zamanda iyi olacaksın" demiş. O da "Fark etmez. Er ya da geç hepimizin gideceği yer aynı. Defnederler, üzerimize de toprağı atalar. Benimkinin üzerine de İnönü'nün çimlerini atarlar" cevabını vermiş. Doktor da "Orada çim kalmadı başkanım. Biliyorsunuz stadı yıktılar" deyince "Olsun olsun. Onlar Süleyman abilerinin üzerine örtecek 2-3 metre çim bulurlar" demiş.
‘Kulübün 20 lirasını hemen getir Ömer!’
Bir keresinde 3 bilet istedim, 15-20 liram eksikti. Cebinden tamamladı, 'Git kulübe ver' dedi. Daha 15 dakika geçmişti ki beni 'Hala parayı vermemişsin' diye fırçaladı. Çünkü söz konusu Beşiktaş'ın parasıydı.
Başka bir anıma da Beşiktaş'ın bir maçı öncesinde o zamanın kulüp müdürü rahmetli Şevket Yorulmaz şahitlik etti. 3 tane bilet istedim Yorulmaz'dan. Ama 15-20 liram eksikti. Kendisine "Biletleri alayım, eksik parayı daha sonra tamamlarım" dedim kendimden emin bir ifadeyle. Ama "Olmaz öyle şey. Git başkana söyle kabul ederse veririm" cevabını aldım kendisinde.. Ardından soluğu Süleyman Ağabey'in yanında aldım, durumu anlattım. Süleyman ağabey cebinden cüzdanını çıkarttı, eksik kalan paramı tamamlarken "Muhakkak git bu parayı kulübe ver. Bu benim param değil, kulübün parası" dedi.
Kulüpten çıktıktan 15 dakika, kanala varır varmaz "Seni Beşiktaş'tan arıyorlar" dediler. Telefonu aldım, karşısımda Süleyman ağabey. Sinir içinde "Kardeşim nerede bilet paraları? Neden hala getirmedin?" dedi bana. "Ağabey daha 15 dakika oldu. Birazdan getireceğim" dedim. Beni dinlemedi bile. "Ben anlamam kardeşim bu kulübün parası hemen gönder" sözleriyle 2. kez haşladı beni.
ARKADAŞLARINA ÇOK CÖMETTİ
Beşiktaş'ın menfaatlerini kim olursa olsun böylesine koruyan biriydi Süleyman ağabey. Bir devlet memuruydu, kısıtlı parası vardı. 3-4 kişi yemeğe gittiğimiz ısrarla hesabı yanındakiler ödemek ister, kendisi kıt kanaat geçinen biri olmasına rağmen kimsenin cebine elini attırmazdı. Çok ısrar ederlerse de "O zaman Alman usulü olsun" derdi. Arkadaşlarına, dostlarına cömertti. Ancak iş Beşiktaş'ın parasını harcamaya gelince kırı kırk yarar, en sevdiği arkadaşlarıyla bile kavga ederdi.
Konu Beşiktaş'sa babasını tanımazdı
Süleyman Ağabey'in en büyük özelliği etikliği, sözünün eri ve dürüst olmasıydı. Rakipleri kim olursa olsun, 'Kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım' anlayışından son derece uzaktı. İster zengin ister fakir olsun, isterse de şöhretli. Beşiktaş kelimesinin önüne hiç ama hiç kimseyi geçirmezdi. Konu siyah-beyazlılarda babası bile olsa taviz vermeyecek kadar katıydı.
Tribünlere adı verilmeli
İnanıyorum ki bugün Beşiktaş'ın Onursal Başkanı değil, Türkiye'nin başkanı toprağa verilecek. Çünkü onu sadece Beşiktaşlılar değil tüm renkler seviyor ve sayıyordu.
Beşiktaş yeni mabedinin adı Vodafone Arena olacak. Artık bundan dönüş yok. Ancak o stadın en güzel tribününe kesinlikle Süleyman Seba ismi verilmeli.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın