Hatay Büyükşehir Belediyespor Hentbol Takımı antrenörü Savaş Yüksek ile hentbolculardan Gökhan Şanlı ve Enes Gümüşok ile Hürriyet'ten İsmail Er ile
konuştu.
Deprem anı ve sonrasında yaşadıklarını anlattılar...
"DEPREM OLURKEN TELEFONLA BABAMI ARAYIP 'HAKKINI HELAL ET' DEDİM"
Kulübün tesislerinde depreme yakalandık. 3 katlı bir binanın 3. katındaydık. Ana tesis yıkılmadı ama tüm odaların duvarları yıkıldı. Biz depremden 15-20 dakika sonra kendi imkanlarımızla çıktık. Daha önce 2020'deki İzmir depremini de yaşadım. O, 6.9 şiddetindeydi ve 40 saniye sürmüştü. Bu, çok daha şiddetliydi ve 1 dakika 50 saniye sürdü. Bitmek bilmedi. Hatay'da nefes alan çok şanslı. Çok büyük bir trajedi yaşanıyor orada. Deprem devam ederken şehadet getirdim, bir yandan telefonla İzmir'deki babamı aradım, 'Deprem oluyor, hakkını helal et' dedim. O sırada dışarıdan yıkılma sesi duydum. Sağsalim kurtulunca, iyi olduğumu bildirmek için telefonla yüzümün fotoğrafını çekip eşime ve babama gönderdim. Eşim, 'Ne kadar korktuğun yüzünden anlaşılıyor' dedi.
"ASKERLER SÜREKLİ ELİMİZE ÖLÜLERİ VERİYORDU, PSİKOLOJİMİZ GİTTİ"
Binadan çıktık, ama üzerimizde sadece şort ve tişört vardı. Dışarısı soğuktu. Giyecek bir şeyler bulmak için tekrar enkaz halindeki binaya girdik. Artçı sarsıntılar devam ederken, içeride ayakkabı, mont, çorap aradık. Ne bulduysak giydik. Çorabın biri farklı biri farklı! O sırada tesislerde 8 sporcuyduk. İdarecimiz Mustafa Savaş da bizimle birlikteydi. Hepimiz kurtulduk. Tesislerden çıkıp, kaptanımız Cemal Kütahya'nın evinin olduğu binaya gittik. 13 katlı bina yan yatmıştı. Biz enkazda Cemal ve ailesini ararken askerler sürekli elimize ölüleri verince psikolojimiz iyice gitti.
"BİZ MARKETTE YİYECEK ARARKEN BİRİLERİ DE YAĞMALAMA DERDİNDEYDİ"
Sonra yiyecek bir şeyler aramaya girdik. Bir market zincirinin mağazasını gördük. Kapısı açıktı. Yiyecek arayan insanlar markette ne bulduysa alıyordu. Biz peynir, yulaf, sucuk alıp çıktık. Memleketim İzmir'e dönüşte aynı marketin şubesine gittim, 'Bir yetkili ile görüşebilir miyim?' dedim. 'Neden?' dediler. Durumu anlattım; 'Hatay'da aldığım peynir, sucuk ve yulafın parasını verecektim' dedim. Biz markette yiyecek ararken birileri de yağmalama derdindeydi. Yiyecekler dururken, deterjan ve televizyon alanlar vardı.
"SAATLERCE BENZİN ARADIK, ŞEHİRDEN ANCAK 40 SAAT SONRA ÇIKABİLDİK"
Şehirden çıkmaya karar verdik ama arabaların anahtarları yıkılan tesisteydi Artçılar devam ederken enkaza girip anahtarları aldık. Sağlam kalan bir arabaya bindik. Ama bu sefer de yakıt sorunu yaşadık. Şehirde benzin yok. Motosikletlerden falan 2 litre benzin bulduk. Şehirden tam 40 saat sonra çıkabildik. Adana'dan bir antrenör arkadaşımız bize benzin getirdi. 11-12 kişi öyle çıktık şehirden. Her taraf yıkılmış, yolların çoğu kapalı.
ENES GÜMÜŞOK: "15-20 SANiYEDE DIŞARI KAÇTIM"
Takım arkadaşım Ahmet Buhur'la aynı evde kalıyorduk. Binamız 13 katlı. Biz birinci katında oturuyorduk. DEPREM başlayınca 15-20 saniye içinde kendimizi dışarı attık. Allah'tan birinci kattaydık. Deprem inanılmaz şiddetliydi. Birinci kattan çıkarken bile bizi bir metre sağa sola atıyordu. Yüksek katlarda oturanlar neler yaşadı, düşünümiyorum. Arabamın anahtarı cebimdeydi. Hemen arabaya binip kulüp tesislerine gitmek istedik.
"HER TARAF KARANLIKTI"
Tesislere gittiğimizde içerideki herkesin kurtulduğunu öğrendik. Sonra antrenörümüz Savaş Yüksek ve kaptanımız Cemal Kütahyalı'dan haber almaya çalıştık. Saat 05.00 gibi Cemal'ın oturduğu binaya gittik. Her taraf zifiri karanlıktı, kimseyi göremedik.
"8'E KADAR ARABADAYDIK"
Oturduğumuz binaya bir daha geri dönmedim, şu an ne durumda bilmiyorum. Kendimizi dışarı attık ama üzerimizde doğru dürüst bir şey yoktu; şort ve tişört kaldık. Yalın ayaktık. Tesislerden bulabildiğimiz şeyleri giydik. Akşam saat 8'e kadar tesislerdeki baraka tarzı bir yerde ve arabada kaldık.
"BÜTÜN EVLER YIKILDI"
Sonra masörümüz Levent Korkmaz'ın Savaş hocayı kurtardığını öğrendik. Savaş hocanın yanına gitmek istedim ama gidemedim çünkü neredeyse bütün evler yıkılmış, sokaklar, caddeler kapalıydı ve zifiri karanlıktı. Ara sokakları da bilmediğim için Savaş hocanın yanına gidemedim. Diğerlerinin kurtulduğunu öğrendik ama Cemal'den haber alamadık. Sonra oturduğu binaya gittik.
"MAHŞER YERi GiBiYDi"
Akşam saat 8 gibi şehirden çıkabildik. Allah'tan bir gün önce arabanın benzin deposunu fullemiştim. O beni kurtardı. Yiyecek içecek bulmak, para çekmek için akşama kadar yer aradık ama bulamadık. Şehrin durumu çok kötüydü. Mahşer yeri gibiydi."
SAVAŞ YÜKSEK: "5 KATLI BiNAMIZ YIKILDI, 5 SAAT SONRA MASÖR BiZi ÇIKARDI"
Antakya'da kendi evimde depreme yakalandım. 5 katlı bir binanın 4. katında oturuyordum. Bizim apartman yıkıldı. Biz bir şekilde kendi imkanlarımızla terasa çıkmayı başardık. Ama sonra aşağı inemedik. 5 saat yardım bekledik. Sonra takımın masörü Levent Korkmaz geldi, bizi balkondan çıkardı. Bende ve annemde ufak tefek morluklar var. Şu anda Ankara'dayım. Depremi yaşayanların hikayelerini daha önce çok dinlemiştim, ama inanın kimse bu kadar şiddetlisini yaşamamıştır. Allah kurtardı."
'BU EV 8 ŞiDDETiNDE DEPREME DAYANIKLI' DiYE PAZARLAMIŞLAR
Ailesi ile birlikte enkaz altında kalan Hatay Büyükşehir Belediyesporlu Cemal Kütahya'nın, o evi neden kiraladığını duyunca 'Nasıl yani!' dedim. Takım arkadaşı Gökhan Şanlı'nın ifadesine göre Kütahyalı, Rönesans Residance'taki o evi 'depreme dayanıklı' diye kiralamış. 'Cennetten bir kare' sloganıyla pazarlanan binanın 8 şiddetinde bir depreme bile dayanabileceğini söylemiş sahipleri. Enes Gümüşok da arama kurtarma çalışmalarında görevli bir askerin, "Koridorda yakalandılarsa kurtulma şansları yok!" dediğini aktardı.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın