Carvalhal'dan şok eden Fernandes açıklaması
Portekizli çalıştırıcımız Carlos Carvalhal verdiği röportajda başarılı olduğunu iddia ederken ilginç açıklamalarda bulundu.
İşte oldukça samimi açıklamalar yapan Carvalhal'in TRTSPOR'a verdiği röportaj:
Hiç kafanızda Beşiktaş'a teknik direktör olmak gibi bir düşünceniz var mıydı? Çünkü Beşiktaş ile tanışma hikayeniz çok farklı algılanıyor ve anlatılıyor. Birinci ağızdan dinleyelim istiyoruz.
Beşiktaş'ta başlamadan önce geçen sezon bir ayağım İspanya’da 1. Lig takımında çalışmak üzere atılmış gibiydi. Benim görüştüğüm takım kötü bir performans sergiliyordu. O takım bizim görüşmemizden sonra daha kötü bir performans sergilemeye başladı. Hem o takımın artık 2. lige düşecek olması hem de İspanya Ligi'nin Avrupa'da en geç biten liglerden biri olması, kendimi bu şekilde farklı fikirler geliştirmem gerekti. Aslında daha sonrasında da herkesin bilidiği gibi oldu. Bu da, burada çalışmak üzere görüşürken arkasından Tayfur hocanın yaşadığı kötü durum neticesinde bu görev bana verildi.
Peki Beşiktaş'a geldiğinde hedefi neydi? Hedefinizin ne kadar gerisindesiniz ya da planladığınız yerde misiniz?
Hedeflerimden biri çok iyi şeyler yapabileceğimizi düşündüğümüz Türkeye Kupası'ydı ve bundan elendik.
Diğer iki kulvara baktığımızda bunlardan biri Türkiye liginde ilk hedefimiz play-offa kalmaktı. Play-off'a kalmak demek şu durumda en kötü şekilde 4.olacaksınız anlamına geliyor. Şimdi Beşiktaş'ın geçen sezon performansına baktığımız zaman ligi 5.sırada bitirmişti. Hani şöyle bir karşılaştırma yaparsak geçen seneden daha iyi durumdayız. Ancak bu bizim için yeterli değil. Biz hep daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bizim ilk hedefimiz play-offt'u ve bunu başardık.
Beşiktaş'ın 1903 yılında kuruluşundan bu yana Avrupa'daki en iyi 2. dereceyi egale ettik. Herkesin düşündüğü veya beklediği hedeflerin üzerine çıktığımızı düşünüyorum.
Seneye onu burada görecek miyiz? Gelecek sezon sonunda gidecek mi? Bir takımla anlaştı mı? Kendisine teklif yapıldı mı?
Aslında bana gelen birkaç tane teklif var. Ancak bu teklifler futbol dünyası içinde normal karşılanacak teklifler. çünkü burada yapılan şeyler futbolun içinde devamlı olan şeyler. Sadece burayı düşüneceğim o nedenle hiçbir şekilde bana gelen teklifleri ya da bu konuda konuşulan şeyleri düşünmüyorum. Bu şekilde gelen teklifleri şu an hiçbir şekilde değerlendirmiyorum. Ben Beşiktaş’ı hiçbir zaman basamak olarak görmedim. Bu ülkeyi çok seviyorum. Burada yaşamayı ve buradaki insanları çok seviyorum.
Beşiktaş'ta daha önce bu kadar aynı ülkeden oyuncu ve teknik direktör olmadı. Detaylara ineceğim ama bir takım içerisinde bu kadar çok aynı ülkeden futbolcu olması takım içindeki ahengi bozuyor mu?
Şimdi buradan işin aslı bir profesyonel olarak bakmak lazım ben bir profesyonel olduğum için ben hiçbir oyuncuyu bu benim aynı ülkemden gelen futbolcu ya da farklı bir görüşte asla onları öyle düşünmedim. Öyle düşünemem de zaten… Neredeyse bütün futbolcularla iyi ilişkilerim var. Aslında baktığınız zamanda Türk futbolcularla daha iyi ilişkiler olduğu söyleyebilirim belki de…
Quaresma’nın yaptığını Türk bir futbolcu yapsaydı tepkiniz ne olurdu?
Kim olursa olsun aynı şekilde aynı tepkiyi görürdü. Benim aldığım karar konusunda herhangi bir endişem olmadı ya da herhangi bir yanlış yaptığımı düşünmedim. Takım için gereken neyse onu yaptık. Bu Quaresma oldu. Ama herhangi bir A yada B futbolcusu olsaydı da aynı süreç onun içinde işlerdi.
Querasma’ya tepki gösterdiğinizde insanlar sizi alkışladı. O bu takımın yıldızıydı. Yıldız olmasına rağmen siz onu kadro dışı bıraktınız. Bunu onunla konuştunuz mu sizden özür diledi mi?
Kendisiyle konuşmadım. Konuşmama da gerek yoktu. Zaten ne yaptığını iyi bildiği için ceza aldı. Sonra zaten benden özür diledi. Daha sonra takım arkadaşlarından da özür diledi. Cezasını çekti. Takımın önünde benden özür dilediği için tekrar takıma dahil oldu.
Takımın yıldızı önce Querasma’ydı sonra Fernandes geldi. Ondan bu patlama bekleniyor muydu? Kendisi böyle bir beklenti içinde miydi?
Fernandes bizim kadromuzdaki diğer oyuncular gibi çok kaliteli ve ciddi bir teknik kapasiteye sahip bir oyuncu. Beni şaşırtmadı çünkü neler yapabileceğini biz farkındaydık. Sadece bazı şeyleri geliştirmeye ihtiyacı vardı. Bazı negatif şeyleri pozitife çevirmeye ihtiyacı vardı. Çok çalışan bir oyuncu. Futbolcuyu daha iyi seviyeye getirmek, daha üst seviyelere çıkarmak işimizin bir parçası. Fernandes buna iyi bir örnek. O bizim ona belirttiğimiz noktaların üzerinde çalışarak bu noktaya geldi. Çok daha iyi olacaktır.
Fernandes’i konuşurken diğer oyuncularımız da unutmamak gerekiyor. Cenk ilk defa Milli takıma gitti. Necip, Mustafa Pektemek, Egemen milli takıma gitti. Sadece bir oyuncu üzerinden değil aslına baktığınız zaman birçok oyuncumuz gelişme içinde. Bu da bizim işimizin bir parçası. Bu iyileştirme oyuncuların üzerine kişisel becerilerini geliştirme anlamında yaptığımız çalışmaların da işe yaradığını görmek anlamında güzel örnekler olduğunu düşünüyorum
Herkes üzerine koydu. Fernandes, Necip, Cenk ama Beşiktaş zirveden şampiyonluktan niye bu kadar uzak? Bunun sebebi takımın 3 kulvarda olması yoksa sıkışık maç takvimi miydi?
Herkes Beşiktaş hakında kendi kafasına bir analiz yapıyor. Kimse benim kafamda yaptığım yorumları ve kritikleri yapmıyor. Aslında yapılan krıitiklerde yanlışlık var. Yapılan eleştirilerde hep sistem ve oyunlarla ilgili konuşmalar vardı. Ancak bize yapılan bu eleştiriler 4-4-3 veya 3-5-2 vs gibi sistemler değil. Futbol takımının kazanması için çok iyi oyunculara ya da iyi bir hocaya sahip olmasına gerek yok. Ama küresel anlamda gerçeklere baktığımızda futbol içinde olan olguların da bulunması lazım. Maçlar oynandığında o olguların doğru şekilde yerinde olması lazım. Ben maçlardan sonra konuşunca bahane bulmadım ya da suç atmadım sadece gerçekleri konuştum. Gerçeklerin ortada olduğu da aşikardı o nedenle eleştirilerinde bu yönde yapılmasını isterdim.
Bir takvimimiz vardı ve bu takvim gerçekten çok agresif bir takvimdi. Futboldan çok az anlayan insan bile maç trafiğine baktığı zaman fiziki açıdan dayanılamaz bir takvim olduğunu anlar.
Fernandes’deki yükseliş Guti’nin gidişine bağlı olabilir mi?
Carvalhal: O zaman bu şekilde olması gerekiyordu. Ben Fernandes’in durumunun herhangi bir futbolcunun gelişiyle–gidişiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Kendisi iyi bir futbolcu ve iyi bir profesyonel. Herhangi bir olgunun onu etkileyeceğini sanmıyorum.
Nihat satıldığında Daum "Nihat’ı satan şampiyonluğu satar" demişti. Fernandes satılırsa böyle bir benzetme yapılabilir mi?
Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Genel olarak baktığınız zaman Beşiktaş çok büyük bir kulüp. Buradan çok büyük oyuncular geçmiştir. Beşiktaş bir oyuncuya bağlı değildir. Ama şuan burada mutlu olduğunu biliyorum. En önemlisi bu...
Play-off sisteminde şampiyonluk Beşiktaş için hayal mi?
Burada ayaklarımız yere basmalı. Kafamızı kaldırıp göğe değil biraz daha yere bakmalıyız. Her an her şey olabilir. Bunun için çabalayacağız. Biz kendi işimizi yapacağız. İlk yapmamız gereken maçı kazanmak. Galatasaray'ın bu hafta karşılaşacağı Orduspor kolay bir takım değil. Fenerbahçe bu hafta Trabzonspor ile oynayacak. Herhalde ikisi de kazanmaz. Ancak burada konuşmamız gereken onların değil kendi maçımız.
Son olarak Türk halkına ya da taraftara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Söyleyebileceğim bir şey var. Asıl yola giden noktaya birçok bağlantı vardır. Kazanma dinamiği dediğimiz olgu hep üzerine koyarak, onu inşa ederek ortaya çıkan bir durum. Bu takım çok iyi oynadığı zaman, istediği noktaya hızla koştuğu zaman, eğer takım mücadeleci ise, hoca da mücadeleci ise kişiler ve takımlar bir sonra ki gün zaten içinde olan bu savaşma ve kazanma azmi ile kaybetmezler.
Bazen bazı faktörler bu gelişmeyi düşürür ya da arttırabilir. Ancak burada düzen devreye giriyor. Bu düzene de verebileceğimiz en iyi örnek ailevi düzen örneğidir. Belki ailede yaşanan bir sorun bu düzeni bozabilir. Biz en son dönemde böyle bir dönem geçirdik. Şimdi bir ailemiz var. Tabi ki yarın Beşiktaş'ın bütün problemi çözülecek diye bir durum yok. Çözülecek sorunlar için belki uzun bir zamana ihtiyaç var. Fakat bunlar çözülecek. Ancak şu an yanımızda biri var. Bu da bizim için çok önemli. Bu hiçbir şekilde oyuncuların ya da kişilerin azlığı ya da çokluğu ile ilgili bir durum değil. Aksine 4-4-2 yada 3-5-2 gibi şeylerle de ilgili değil. Bu bahsettiğim şeyler bunlardan çok daha önemli şeyler.
Mustafa Pektemek neden takım içinde çok fazla forma bulamıyor?
Mustafa oynuyor. En başta bunu söylemek lazım. Şimdi burada bazı durumlar var. Mustafa öncelikle normal seviyenin üstünde bir takıma geldi. Eski takımında açık alanda oynarken artık kapalı defansa karşı oynuyor. Bunun bir adaptasyon süreci var. Bu hemen olacak bir şey değil. Ancak Mustafa her gün biraz daha büyüyor ve üzerine daha çok koyuyor. Biz de bunu görüp mutlu oluyoruz. Mustafa önümüzdeki dönemde çok daha iyi olacaktır. Çünkü bu dönemi çok iyi bir şekilde geçiriyor.
Hocanın sinrlendiği anlar olmuyor mu hiç?
Kızıyorum. Özellikle Boluspor maçından sonra çok kızdım. Ben 11 yaşımdan beri futbolun içindeyim ve ilk defa bu kadar sinirlendiğimi ve üzüldüğümü hatırlıyorum. Size hayatla ilgili bir şey söyleyebilirim. Biz düşebiliriz. Ancak bizim istediğimiz kendi gücümüzü içimizde hissederek o güçle tekrar ayağa kalmak. Ve ilk olarak da liderin ayağa kalkıp tüm gücüyle içindeki gücü diğerlerine vermesi gerekir. Çoğu zaman bu kolay olmaz. Bolu maçından sonra bu hiç kolay olmadı. Ancak ertesi sabah kalktığınızda o enerjiyi içinizde tekrar yaşamanız gerekiyor.Ve bu enerjinin hepsini futbolculara tamamen geçirmeniz gerekiyor.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
İlgili Haberler
Geçmiş olsun (Futbol)
Kırmızı Şeytanlar'da şaşırtan sevinç (Futbol)
Almeida kararını verdi (Futbol)
Kartal değil borç yuvası (Futbol)
Fikret Orman'ın ilk zaferi (Futbol)
Carlos Arroyo sevinci! (Basketbol)
"Çarşı yorumlanmaz, çarşı yaşanır" (Futbol)
Alacaklı Egemen (Futbol)
Simao katılmadı (Futbol)
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL