Daha önce de üstüne basa basa söyledik; kaybettiğimiz üç puandan fazlası değildir.

Ne onurumuzdan, ne gururumuzdan ne şerefimizden, ne haysiyetimizden bir şey kaybetmişliğimiz vardır.

Fakat sizlerin vermiş olduğu kararlar tam bir haysiyetsizlik ve şerefsizlik örneğidir.

Uzunca bir suredir iki kavramı özellikle sık sık vurguluyoruz; Vicdan ve Adalet.

Şu bir gerçektir ki, vicdanı olmayanlardan adalet beklenmesi nafiledir.

VİCDANSIZSIZ, ADALETSİZSİNİZ

Ülkemizin en çok ihtiyacı duyduğu şey sizlerin hamasi nutuklarında yer alan inançsız ve samimiyetsiz birlik, beraberlik değildir! İnsanların özellikle bugünlerde ihtiyaç duyduğu yegâne şey adaletin tecellisidir.

Biz Bilic’liyiz ve neyin ne olduğunun farkındayız ve yılmayacağız.

Biz yine bir başka isyan noktasındayız. Yine yeter artık diyoruz!

Geçmişimize ve geleneğimize rağmen otuz yıllık yaşanmışlıklarımızın ardından kimse bize olduğumuzdan farklı kimlikler biçmesin, misyonlar yüklemesin.

ARTIK YETER!

çArşı kendini vicdan ve adalet ekseninde var ederken sesi olmayanların sesi, kimsesi olmayanların kimsesi olarak sadece tribünlerde değil hayatın bütün alanlarında; evde, işte, okulda ve sokakta yaşanan bütün haksızlıkların karşısında yer almayı kendine bir erdem bilmiştir. Vicdanımızın yüceliği ve gönüllerimizin inceliğini kimse daha fazla sınamaya kalkmasın.

Van’da bir yetimin boynundaki atkıdır çArşı, Karabük’te bir maden işçisinin kömür isidir.

Hastanın damarına giden kandır, huzurevine terk edilenlerin evladıdır çArşı.

Bizlerin bugüne kadar yerine getirmiş olduğu veya etkin olarak katkı sunduğu bütün sosyal sorumluluk projeleri halkımızın refahına ve ülkemizin selametine karşı gösterdiğimiz insani duyarlılığımızdandır.

çArşı bir taraftar grubudur. Sapına kadar da Beşiktaşlı’dır.

Hangi Beşiktaşlı’ya çArşı’nın tarifini sorsanız vereceği cevap tektir ve hep aynıdır; “çArşı bir ruhtur, bedene indirgenemez“

Dünyanın hiçbir yerinde böylesine bir ruhun vücut bulduğu insanların biraradalığı organize bir örgüt olarak tanımlanamaz.

Gözaltına alınan insanlarımıza ve onların ailelerine yaşatılan mağduriyetlere biran evvel son verilmesini diliyoruz.

Haftalardır ve hatta aylardır suren yıldırma ve itibarsızlaştırma politikaları bizler için bir korku nedeni olamaz. Haklı olanın yanında yer almaktan, insanın ve doğanın en iyi dostu ve en iyi koruyucuları olma gayretimizden vazgeçmeyeceğimiz, geçmişimizi ve geleneğimizi bilenlere aşikârdır.

Söyleyeceğimiz son bir sözümüz olsa yine de ALAYINA İSYAN, İNADINA BEŞİKTAŞ demekten asla vazgeçmeyeceğiz.

çArşı