Futbola Ajax altyapısında başlayan, Heerenveen ve Feyenoord formasıyla adından söz ettiren, bir dönem Manchester United başta olmak üzere birçok
Avrupa devinin transfer listesinde olan Bilal Başacıkoğlu, Hürriyet'e özel bir röportaj verdi.
"GALATASARAY'DAN TEKLİF GELDİ AMA
ÇOK GENÇ OLDUĞUM İÇİN BABAM İSTEMEDİ"
Avrupa'da güçlü bir altyapıya sahip kulüplerden olan Ajax'ta futbola başladın.
Heerenveen, Feyenoord gibi kulüplerde Hâkim Ziyech, Dirk Kuyt, Robin van Persie gibi önemli isimlerle oynadın. Hollanda'daki kariyerinle ilgili neler
söylemek istersin?
Ajax'ta futbola başladıktan sonra Haarlem Jeugd takımına geçiş yaptım. Burası maddi sorunlardan dolayı
kapanınca Heerenveen altyapısına transfer oldum. Buradayken Hollanda Milli Takımı'na seçildim. Profesyonel futbolculuk kariyerime genç yaşta
Heerenveen'de başladım. Yarım sene sonra zaten Feyenoord'a transfer oldum. Orada dört sene içinde kupalar kazandım ve şampiyonluk yaşadım. Hem Van
Persie hem de Dirk Kuyt gibi isimlerden çok şey öğrendim, epey faydalı oldular benim için. Hayatıma ve Futbol kariyerime çok şeyler kattılar.
Heerenveen'de beraber oynadığımız Hâkim Ziyech'in kalitesi zaten ortada ve bunu dünya kupasında da gösterdi. Heerenveen altyapısında beraber oynadık
ve A takıma beraber yükseldik. Sağ-sol açık oynuyordum. Onun ayak kalitesi ve pasları çok iyiydi. Ben koşu yaptığım zaman pası önüme atıyordu. O
şekilde birbirimizi çok iyi anlıyorduk. Heerenveen'den Feyenoord'a gitmeden önce Galatasaray'dan teklif gelmişti ama babam istememişti. Çok gençtim ve
kardeşlerim olduğu için ailem Türkiye'ye gelemezdi. O yüzden Galatasaray'a gidemedim.
MARCO VAN BASTEN, "BÜTÜN KALİTEYE SAHİPSİN,
KAFANDA NE VARSA ONU YAP" DEDİ
Marco Van Basten yönetimindeki Heerenveen forması altında o dönem adından söz ettirmiş daha sonra Feyenoord'un yolunu tutmuştun. Hollandalı efsanenin, futboluna olan katkısı ile ilgili neler söylemek istersin?
O dönem Heerenveen altyapısında oynuyordum. Sezon başında A takım kampı vardı. Ben genç yeteneklerden olduğum için Marco van Basten kampa çağırmıştı. O sıralarda Hollanda Milli Takımı Avrupa Şampiyonasına katılacaktı. Van Basten bana, "Avrupa Şampiyonasına gitmezsen Heerenveen A takımı kadrosunda kalabilirsin" demişti. Ama Hollanda Milli Takımı'yla Avrupa Şampiyonasına katılmak güzel olacağı için ben bunu seçmiştim. Güzel bir turnuva olmuştu. Milli takımdan döndüğümde 1 ay takımdan ayrı kaldığım için beni Heerenveen U19 takımına geri yollamışlardı. Sezon ortasında A takımdaki sağ ve sol açık bölgesindeki oyuncular sakatlık yaşamıştı. Daha sonra Van Basten beni A takıma almıştı. İlk profesyonel maçıma çıkmış ve iyi oynamıştım. Ondan sonra zaten diğer hafta maça ilk 11'de başlamıştım. Marco van Basten, futbolculuğuma çok şey kattı. Genç futbolcuları çok seviyordu ve benimle sürekli konuşuyordu. Zamanında çok büyük bir futbolcu olduğu için saygı duyuyorduk ve dediklerini yapmaya çalışıyorduk. Maçtan sonra videoları izletip uyarılarda bulunuyordu. Futbolculuk zamanında yaptığı şeyleri bize söylüyordu ve çalım atmaktan korkmamam gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunuyordu. Genç yaşta tribünlerin etkisinde kaldığımız için seyircilerden etkilenmemek için uyarılarda bulunuyordu. Kötü oynadığımda bile bana gerçekleri söylüyordu. Bana, "Bütün kaliteye sahipsin. Kafa vuruşlarına çıkabiliyorsun, her iki ayağını da kullanıyorsun. Çok düşünme, kafanda o an neler varsa onu yapmaya bak" diyordu.
"DAHA FAZLA OYNAMAK İÇİN MANCHESTER UNİTED YERİNE FEYENOORD'A GİTTİM"
Heerenveen'deki dikkat çekici performansının ardından Manchester United scout ekibinin transfer için devrede olduğu öğrenilmişti. Heerenveen Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Arriva, o dönem gelen teklifleri doğrulamıştı. İngiltere serüveni neden gerçekleşmedi?
Evet, o zamanlar Manchester United ile görüşmeler oluyordu. Daha sonra Feyenoord'dan teklif geldikten sonra benim için daha iyi olacağını düşündüm. Feyenoord, Hollanda'nın büyük bir takımıydı. Genç yaşta en önemli şey benim için maç oynamaktı. Heerenveen'den Manchester United'a transfer olmak büyük bir adım olurdu. Orada ne kadar süre alacağım, A takımda oynayıp oynamayacağım belli değildi ve kafamda soru işaretleri vardı. Ondan sonra zaten Feyenoord'dan teklif geldikten sonra oraya transfer oldum.
"FEYENOORD, KİRALAMA TEKLİFİNE SICAK BAKMADIĞI İÇİN BEŞİKTAŞ'A GÖNDERMEDİ"
Dönemin Kayserispor Başkanı Erol Bedir, "Beşiktaş, hem kulübüyle hem de kendisiyle bir mutabakat oluşturmuştu. Fakat biz devreye girdiğimiz için Beşiktaş görüşmedi" şeklinde açıklama yapmıştı. Beşiktaş'a transfer konusunda neler yaşandı?
O sıralarda Beşiktaş ile bir görüşme oldu. Beşiktaş, beni kiralık olarak transfer etmek istiyordu. Feyenoord, bu teklifi kabul etmedi. Orada ayrılma gibi zorunluluğum yoktu aslında ve 1 sene daha kalabilirdim. Bütün kupaları kazanıp şampiyonluk yaşadığım için yeni bir macera yaşamak istiyordum. Beşiktaş'a transferim gerçekleşmeyince o sıralarda Kayserispor, iyi bir takım kuruyordu. Tanıdığım futbolculardan Deniz Türünç orada oynuyordu. Ben de Kayserispor'a transfer oldum.
"AİLEME KÜFÜR EDEN TARAFTARLA TARTIŞTIĞIM İÇİN KADRO DIŞI BIRAKILDIM"
O dönem finansal açıdan sıkıntılı günler geçiren Kayserispor'da 37 maça çıkıp daha sonra takımdan ayrılmıştın. Sosyal medya hesabından, "Doğruluğu hatta bir kaynağı dahi olmayan haberlerle suçlandım" diye açıklamada bulunmuştun. Olayın perde arkasında neler yaşandı?
Her insanın önceden çizilmiş olan bir yolu vardır. Böyle nasip olmuş diyorum ben. Beşiktaş'a gitseydim her şey belki farklı olabilirdi. Kayserispor'da sadece sakatlık yaşadığım zamanlar sıkıntılarım olmuştu. Onun haricinde iyi bir performans göstermiştim ve taraftarlarla aramız iyiydi. Ama maalesef başka nedenlerden dolayı aramız bozulmuştu. O dönem belimden ameliyat olduğum için sakatlıktan yeni dönmüştüm. Sahamızda 2-0 yenildiğimiz bir maç vardı. Taraftarlar her zaman arkamızda durduğu için maçtan sonra alkışlamak için taraftarların yanına gitmiştim. Taraftarlardan biri o sırada aileme küfür etmişti. O an çok üzülmüştüm ve neden böyle bir şey yaptığını öğrenmek için taraftara doğru gitmiştim. Ve ondan sonra tartışma oldu. Taraftarla tartıştığım bilgisi yönetime gitmişti ve kadro dışı bırakılmıştım. Kayserispor'da maaş almadığım zamanlar olmuştu ama hiçbir zaman problem etmemiştim. 6 aylık maaşımı almadığım halde ağzımı bile açmamıştım. Ama gördüğünüz gibi işte bazen iyi davranışlarda bulununca olaylar size patlayabiliyor. İnsanlar olayların gerçek nedenini bilmediği için para almadığım için kadro dışı kaldığımı zannetmişti.
"ŞAMPİYONLUĞA OYNADIĞIMIZ İÇİN TRABZONSPOR'DA TARAFTAR BASKISI VARDI"
Kayserispor'dan ayrıldıktan sonra Trabzonspor'a transfer olmuş burada 19 maçta forma giymiştin. Hüseyin Cimşir ve Abdullah Avcı'yla çalıştığın bordo mavili ekipteki döneminle ilgili neler söylemek istersin?
Hüseyin Cimşir döneminde çok forma şansı bulamamıştım ve hep sonradan oyuna giriyordum. Futbolda uzun bir süre ilk 11'de oynamayınca modun düşebiliyor. Ne kadar idman yapsak da maç gibi olmuyor. Futbolcu ne kadar maç oynarsa o kadar açılmaya başlar. Trabzon ve Gaziantep'te bu düşüklüğü yaşadım. 5-6 maç arka arkaya oynayınca bazen futbolcular için her şey daha farklı oluyor. Ama bana o şans verilmedi. Abdullah Avcı, bana birkaç maç şans verdi ama takım şampiyonluk yolunda gittiği için bayağı bir taraftar baskısı vardı. Takım başlangıçta iyi değildi ve daha sonra zaten şampiyon olamamıştık. Trabzon'da taraftarlar beni desteklemiyordu. Ondan dolayı oradan ayrılmak benim için iyi olmuştu.
Rıdvan Yılmaz, Emirhan İlkhan, Serdar Saatçi, Ozan Kabak gibi genç isimler ülkemizde forma giydikten kısa bir süre sonra Avrupa'nın yolunu tuttu. Genç yıldızların Avrupa hayaliyle ilgili neler söylemek istersin?
Türkiye'de iyi bir lig var ama Avrupa'da yükselme şansı daha fazla. Bence bu duyguları yaşamak çok iyi. Mesela Ozan Kabak, Liverpool'a transfer oldu ve orada büyük oyuncularla oynadı. Oradan çok iyi faydalandı. Futbol hayatında bu şans bir kere gelir. Böyle bir hayalin varsa o şansı yakalamak lazım. Taraftarlar böyle bir oyuncuyu takımda sürekli görmek istedikleri için gitmesini istemeyebilir. Ama bir oyuncu olarak kendi hayalin vardır. Futbolcu olarak biraz da kendine bakman lazım. Senin adına hangisi en iyi olacaksa ona göre hareket etmelisin bence.
"SEREMONİDE MİLLİ MARŞ OKUNUNCA FARKLI BİR DUYGU OLUŞMUŞTU"
Fatih Terim'in milli takım için yakından takip ettiği isimlerin başında geliyordun. Hollanda Milli Takımı'nın çeşitli yaş kategorilerinde oynadıktan sonra ay-yıldızlı formayı giymiştin. O dönem milli takım tercih sürecinde neler yaşandı?
Fatih hoca bir kere milli takım kampına çağırmıştı beni. A Milli Takımla idmanlara çıktım ama maç oynamadım. Fatih Terim, hem Türkiye'de hem de Avrupa'da büyük bir hoca. İdmanda ondan çok şey öğrendim. Hollanda'nın U18 takımında oynarken Türkiye'ye karşı maça çıkıp gol atmıştım. Maçtan sonra Türkiye U18 takımındaki oyunculardan bazıları, "Sen Türk'sün, neden Türkiye Milli Takımı için oynamıyorsun?" demişlerdi. Zaten seremonide milli marş okununca bende farklı bir duygu oluşmuştu ve daha sonra babamla konuşmuştum. Bir gün Ümit Milli Takım'dan teklif gelmişti. Babam Türk olduğu için duygularım ve kalbim Türkiye'den yanaydı. Daha sonra bende Türkiye'yi seçmiştim.
Şimdi Tuzlaspor formasıyla Süper Lig mücadelesi içinde görüyoruz seni. Hedeflerinle ilgili neler söylemek istersin?
Başlangıçta iyi gidiyorduk ama şu an potanın altındayız. Daha iyi hedefler için takım olarak çalışıyoruz. Hedefim Süper Lig'e dönmek. Bu kaliteye sahip olduğumdan eminim. Geçen senelerde Türkiye'de sorunlar yaşadım ama şu an ekibimle çok iyi çalışıyorum. Arda Turan'ın eski fitness hocası olan Kürşat Acar hocayla çalışıyorum. Bana çok katkı sağladı. İnşallah bu seneden sonra bir çıkış yaparım. Futbolda her şey olabilir. İki üç sene bir anda Galatasaray'da oynayabilirim. O kapasiteye sahibim. Ama bazen işte hayatta şansızlıklar oluyor. Çalışınca her şey olabilir.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın