Kaybettiklerimizin ardından bir şeyler söylemek her zaman zordur. Genellikle hep iyi taraflarıyla hatırlarız, övgü dolu, güzel ufadeler
kullanırız... Süleyman Ağabey için bir şeyler söylemek, yazmak hiç de zor değil.
Gerçek bir beyefendiydi. Nesli tükenen İstanbul
centilmenlerinden, büyük bir spor adamıydı. Hayatını Beşiktaş'a adamış, tüm ömrünü Beşiktaş'la geçirmiş, parada pulda, rantta, hiçbir menfaat
ilişkisinde gözü yoktu.
Beşiktaş Başkanı'ydı, otomobili bile yoktu. Ama Beşiktaş'a o kadar çok şey kazandırdı ki, kulüp şu anda neye
sahipse hepsi Süleyman Seba'nın sayesinde oldu.
KATKISI BÜYÜK
O Türkiye'nin en büyük Beşiktaşlısı'ydı. Dikili
bir ağacı bile olmayan, zor durumdaki Beşiktaş'ı kendi kendine yetebilecek bir kulüp haline getirdi. Akaretler'deki kulüp binası, buradaki plaza,
Fulya'daki milyar dolarlık arazi ve Nevzat Demir Tesisleri'nin bulunduğu Ümraniye'deki arazi hep Süleyman Seba'nın çabalarıyla elde edildi.
Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan, bataktan kurtaran bugünlere getiren, Süleyman Seba'dır. Türkiye sportmenliği Süleyman Seba'dan öğrendi. Çokça telaffuz
edilen ancak hiç vücut bulmayan 'Beşiktaşlılık duruşu' Onursal Başkan Süleyman Seba'nın duruşuydu.
Kazanmak onun için her şey değildi.
Spor ahlâkına, centilmenliğe, kazanmaktan daha fazla önem verirdi. Günümüzde kaybolan bazı insani değerleri, Süleyman Seba'yla birlikte kaybettik.
Onun ilkelerini, ilişkilerini, dünya görüşünü yaşatmak hepimizin görevi. Türkiye, en büyük Beşiktaşlı'yı kaybetti.
Süleyman Ağabey bir efsaneydi ve şunu biliyoruz ki efsaneler ölmez.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın