Beşiktaşımızın, Tottenham ile berabere kaldığı zorlu mücadele sonrasında Ali Ece, Akşam Gazetesi'nde görüşlerini kaleme aldı.
İşte Ali Ece'nin "Fıttır(t)ırsın!" başlıklı o yazısı....
Beşiktaşlı futbolcular, Arsenal maçından beri ilk kez % 100 sahici futbol zeminine ayak basınca, maça yağmur dinince oyun parkına gelen çocuğun ekstra hevesiyle başladılar. Henüz 2. dakikada ilk net gol pozisyonunu buldular. Olcay orada topu biraz daha sürüp kale ve kaleciye daha yaklaşınca plase yapsaydı, çok daha doğru bir vuruş olurdu ancak Asteras maçından beri başta Olcay tüm takıma yayılan “mesafe tanımaksızın (!)” plase vurma tutkusu, Beşiktaş’ın maçın hemen başında büyük bir avantaj yakalamasına engel oldu. Beşiktaş ilk 45’in kalanında da birçok pozisyon buldu, 8 şut attı ama sadece 1’i isabetliydi o da Lloris’ten başka sadece 4-5 en üst düzey kalecinindaha kurtarabileceği cinsten bir pozisyona sahne oldu.
Demba Ba, güzel zemini ve biraz ofansif desteği bulunca, iyi bir maç çıkardı. Direkten dönen vuruşu şanssızlık, ilk 45’te sürekli orta sahasına eklemlenerek presiyle rakipten çaldığı 2 değerli top Beşiktaş’ın şansıydı. Ancak son vuruşlar ve son paslarda tercih hataları devam edince, Beşiktaş uzun süre bu şansını kullanamadı. Tottenham ise tek tehlikeli pozisyon dahi geliştirmeden uzaktan şutla golü attı.
İlk yarıda çıldırtan son vuruş-son pas hataları hariç Beşiktaş’ın bir zayıf yönü de Serdar-Gökhan Töre sağ kanadı oldu. Töre ilk 45’te ya topu ayağına bekledi ya da gerekli gereksiz kanadı bırakıp ortaya deplase oldu. Sağ kanattaki bu kopukluk, hem Beşiktaş’ın akın sürekliliğini engelleyen pas hatalarına hem de geri dönemeyişlerde kanatta dengesiz yakalanmasına sebep oldu.
Beşiktaş, Premier Lig’in en güçlü 6 takımından biriyle başa başa oynayacak kadar dinamikti. Ancak dinamizm, 3. alanda beyinden çok telaş dürtüsünün ağır bastığı tercih hatalarından dolayı yetmedi. Biliç, Türkiye’nin sözde süper ligindeki son maçlardan farklı olarak oyunu iyi okudu.
Kimse Beşiktaş dün iyi oynamadı diyemez. Diyen çıkarsa, o canlının futbolla ilişkisi Kenan Evren’in resimle ilişkisi kadardır. Ancak skoru belirleyen adı üstünde gol! İcat edilen dildeki yazılışıyla “goal”. “Goal” amaç demek, oyunun amacı gol atmak ama Beşiktaş’ın amacı bizi psikologlara mahkûm etmek. Yeni stadın adında Süleyman Seba olması yetmez, mutlaka stadın altına Beşiktaşseverlere bedava hizmet veren bir psikiyatri kliniği de açılmalı! Hepimize penaltı anındaki Demba Ba “çelik sinirleri”nden lazım! White Hart Lane’de 23 şuta rağmen sadece 1 gol atma vakası, biz futbol yazarlarından çok Freud’un uzmanlık alanı…
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın