Kim tutar bu Beşiktaş'ı... (Ahmet Çakar - Sabah)
Dün gece gösterdi ki Beşiktaş şampiyonluğun en önemli favorisi... Oyuncu
kalitesi, tempoları, ofansif etkileri, diğer takımlarla kıyaslandığında ligin çok ilerisinde ve üstelik Boyko geldi, Tolga toparlayıverdi. Dün gece
net iki golü başarılı kurtardı... Beşiktaş'ı bundan sonra kim tutacak çok merak ediyorum. Hakem Cüneyt Çakır, Avrupa'daki performansına yakın bir
yönetim gösterdi. Kusursuzdu, sakindi ve mükemmel bir maça imza attı. Onu ligimizde de hep böyle görmek istiyoruz.
Büyük takım
böyle oynar! (Güntekin Onay - Vatan)
Kar yüzünden maçların ertelenmesi ile puan olarak geride kalan Beşiktaş, psikolojik baskı altında
kalacağı yönündeki safsatalara “Ben buradayım. Hazırım ve güçlüyüm. Şampiyonluğun da en güçlü adayıyım” mesajını verdi. Belli bölümler dışında oyunun
kontrolünü rakibe hiç vermeyen siyah-beyazlılar, zorlanmadan farklı bir galibiyet elde etti.
Seyr-ü sefa (Feyyaz Uçar - Fanatik)
Ersan’ı Çin’e, Rhodolfo’yu da tedaviye yollayınca defansın göbeği komple değişti. Kartal’ın en istikrarlı yerinde şimdi istikrarsızlık
hakim. Marcelo’nun yerinde müdahalelerini ve Delgado’nun da pozisyon bilgisini görünce biraz rahatladık. Fakat zamana ihtiyaçları olduğu gün gibi
aşikar. Atiba bu ikilinin uyumunu çabuklaştıracak.
İki kaleci, iki farklı takım (İlker Yasin - Hürriyet)
İki teknik
direktör düşünün... Biri dünyanın en önemli ofansif oyuncularıyla, defansif, sağlamcı, ‘bir at üstüne yat’ felsefesini benimseyen Vitor Pererira.
Diğeri Pereira kadar sağlam bir savunmacı, yani golü atan değil attırmayan bir adam Şenol Güneş. O, takımını atak, bol paslı, yardımlaşmalı ve gol
odaklı futbol oynamasını istiyor. Hangisinin takımı şampiyon olacak? Cuma akşamı Antalya’daki Fenerbahçe’nin dün akşamki Beşiktaş karşısında şansı
bence daha az.
Beşiktaş mükemmeldi (Rıdvan Dilmen - Fotomaç)
Şu maçı izleyen herkes keyif almıştır. Çünkü tempo, teknik,
aksiyon her şey vardı. 4 gol yiyen Gaziantepspor takımı oyunun son bölümünde çözülmüş olmasına rağmen küme düşecek bir görüntü vermediler. Özellikle
ilk yarıda Beşiktaş'a karşı iyi direndiler. Fenerbahçe'nin yenilmesiyle zaten coşku problemi yaşamayan Beşiktaş da bu coşkuyu daha da yükseltmişti.
Maçın özetini yapayım: Uzatmalarda altı pasta pres yapmaya kalkıyordu Beşiktaş.
Rakipsiz kalacak! (Mehmet Demirkol - Beşiktaş)
Son Süper Lig maçını 1.5 ay önce yapmış bir takımın aynı standartla lige dönebilmesini sistemle açıklayabiliriz. Çalışılmış, kadroya uygun,
ezberlenmiş şablonlara sahip olmakla. Maçın başında göbekten hızlı üçgenlerle pozisyon arayıp sonra iki çizgiye oyuncu çekerek oradan gelen 3. ve 4.
gollerin anlattığı budur.
Oyunun akışına göre topa sahip olup rakip kaleye hızla gidecek kanalları kullanmak. Beşiktaş bu işte ligin çok ama çok
üzerinde. Her bir futbolcu, oyunu ileri taşıyacak 3-4 pas opsiyonuyla oynuyor.
Top Sosa’nın ayağına geldiğinde İsmail, Gökhan, Olcay, Oğuzhan,
Atiba ve Gomez seçeneklerinden 3 ya da 4’ü demarke kalabiliyor. Bu savunması zor ve çok dikkat gerektiren bir oyun.
Keyif Alıyor,
Keyif Veriyor (Metin Tekin - Sabah)
Nihayet Beşiktaş ikinci yarıya başladı. Bu geçen süre içinde Kartal'ın açlığını, coşkusunu ve
isteğini gördük. Beşiktaş, ilk 20 dakikalık bölümde Gaziantep direnci ile karşılaştı ama ondan sonra oyunu ele aldı.
Önde üretken ve oynama keyfi
yüksek bir takım görüntüsü oyunculara çok net yansıyor. Niye skor 4-0 oldu sorusunun bana göre tek bir cevabı var: Oyuncular oynadıkları futboldan
büyük keyif alıyor. Tıpkı biz seyredenler gibi...
Maçın başında verilen pozisyon ve daha sonra Gaziantep'in ikinci yarıdaki bulduğu iki net
pozisyona baktığımızda oyunu defo olarak görebilirsiniz ama bu seyir zevki yüksek oyunda bunları kabul edilebilir buluyorum. Yani Beşiktaş'ın oyun
karakteri, özellikle Oğuzhan'ın da katılımıyla oluşan yaratıcılık, üretkenlik ve sonunda bitiricilikti...