Beşiktaş, Bursaspor'u Hugo Almeida'nın golüyle yenerek Spor Toto Süper Lig'deki puanını 42'ye yükseltti ve maç fazlasıyla 2. sıraya çıktı. Spor yazarları Beşiktaş - Bursaspor maçını yorumladı.
Turgay DEMİR: Kırmızının gücü
Olimpiyat'ın seyirci alınan bölümü tıklım tıklım. 50 bin sevdalısı takılmış Kartal'ın peşine.
Sevdalı yürekler haykırabildikleri kadar haykırırken Beşiktaş yürüme hallerinde. Gündüz maçı olmasından mı nedir, bir güneşlenme durumları vardı tüm
takımda. Kaleye gitmekte zorlanan, buna karşılık rakibine pozisyon veren Beşiktaş şaşırttı hepimizi.
Hugo Almeida inanılmaz kötüydü,
Oğuzhan ağır, Gökhan Töre ve Olcay Şahan ise etkisizdi. Haksız kırmızı kartlar böyle durumlarda uyuyan devi uyandırır. Beşiktaş'ta da böyle oldu.
İkinci yarıda 10 kişilik Kartal bambaşka bir hırsla oynadı. Almeida adeta yeniden doğmuş gibiydi, Necip çevik kuvvet gibi her olaya müdahale etti,
Franco sakinliğiyle savunmayı toparladı, kaleci Tolga 'sıfır' hatayla oynadı, Uğur Boral son dakikaların kahramanıydı. Penaltıya itiraz edilmezdi
Değişiklik konusunda her zaman eleştirdiğimiz Bilic bu kez doğru zamanda, doğru müdahaleler yaptı. Beşiktaş hiçbir oyuncusunun tek başına parlamadığı
bir maçta, takım halinde mücadele ederek zorlu bir maçı kazanmayı bildi. Bu galibiyet camiayı şampiyonluk yolunda biraz daha umutlandırırken derbi
öncesi de büyük moral oldu.
Hemen belirtelim bu galibiyette tribünleri hınca hınç dolduran 50 bin Kartal yüreklinin de payı vardı. Takım
kazandıkça taraftar heyecanlanıyor, tribünler doldukça takım havaya giriyor, bu işte bir hayır var gibi geliyor bana... Altıncı hakem Murat Özcan
"görmediği" pozisyonda"dirsek attı" diye ahkam kesip İlker Meral'i yanılttı, Ersan'ı yaktı. Dirsek dediği pozisyona basketbolda bile faul çalmazlar
haberi yok! Bu arada Ersan'ın Fernandao'yu kucakladığı pozisyonda penaltı verilse kimse itiraz edemezdi.
Sinan VARDAR: Yakışan futbol
Öncelikle Beşiktaş taraftarına helal
olsun, tribünlerdeki destek müthişti. Sayın başkanın iyi niyet çabaları da sonuca olaşırsa önümüzdeki sezon müzminleşmiş sorun hallolur. Beşiktaş
seyircisi Bursa'ya gider Bursalılar da İstanbul'da tribündeki yerlerini alır. Yönetim benden Fernandes konusunda 10 puan aldı. Menejerlerin oyununa
gelmediler. Fernandes de şapkayı önüne koymalı. Hem Beşiktaş kazanacak hem Fernandes. O balon haberlerle uydurulan rakamları hiçbir takım veremez.
Biraz sabırla Fernandes konusu Beşiktaş lehine çözülür. Maça dönersek; Beşiktaş oyuna daha çok hücumu düşünerek başladı.
İlk dakikalarda
orta sahayı çok rahat geçen, geçmesine de fırsat veren bir Bursaspor vardı. Ancak futbolda yanlızca hücumun olmadığını savunmanın da önemli olduğunu
Beşiktaş'a hatırlatan Bursaspor, Kartal'ın orta sahayı kolay geçmesini engelleyince birkaç da önemli pozisyon buldu. Bu da Bilic'e bir uyarı oldu. 2.
facia yaşanacaktı 20. dakikadan sonra Beşiktaş, Almeida'nın uzun boyundan faydalanmak için uzun toplarla oynamaya başladı. Ama Almeida'ya destek
gelmedi.
İkinci yarıda; aynı filmi baştan izler gibiydik. 10 kişi oynayan Beşiktaş yine uzun toplarla rakibinin üzerine gitti. Almeida'nın
bu yanlızlığı 72'de Gökhan'ın müthiş desteği ile son buldu ve gol de geldi. Daha sonrasında Beşiktaş kendisine yakışan akıllı futbolu oynadı. Bunda
'korkak' Daum'un ilerde top tutan oyuncuları kenara almasında da rolü çok büyüktü. Hakem İlker Meral az kalsın Beşiktaş'a 2. Atatürk Stadı faciasını
yaşatacaktı. Çok önemli hatalarla futbolun da önüne geçti. Temennim Beşiktaş tansiyonu yükselen ligde hakem hatalarına maruz kalmasın.
Mert AYDIN: Değerli bir gol
Beşiktaş'ın o meşhur ilk 4 haftadaki sırrı yardımlaşma ve doğru koşulardı. Gaziantep ve Kasımpaşa maçlarında bu doğrulara geri dönülmüştü.
Kaybedilen maçlarda da çok koşan Veli, Olcay ve Gökhan gibi isimler, bu kez koşularını verime ve gole çevirmişlerdi. Bursaspor karşısında da Fernandes
sahada değildi.
Kritik nokta şuydu. Beşiktaş sonuna kadar mücadele edecek ama koşucular verimli olmazsa ikinci yarıda Fernandes girecekti.
Çünkü her şeye rağmen böyle bir oyuncunun varlığı her zaman lazımdır. İlk yarıda sahada futbolun hücum tarafında fazla bir şey yoktu. Bursaspor'un
duran toparda yakaladığı fırsatlar haricinde kalecilerin terlemediği bir oyun. Belli ki Bilic ikinci yarıda Fernandes'i oyuna alacaktı. Kulübede bile
koz Ancak artık olmazsa olmaz haline gelen kale arkası hakemi- hakem diyaloğu tartışması gündeme geldi. Bu karmaşanın sonucunda Beşiktaş 10 kişi
kaldı. Bu durum Fernandes'in oyuna girişini geciktirdi. Ama Bursaspor, avantajı kullanacak bir görüntüde değildi.
Beşiktaş, rakibi önde
karşılayarak Batalla'nın gidişinden beri sıkıntı içindeki yeşil-beyaz hücum organizasyonunu iyice çalışmaz hale getirdi. Daum ne zaman "yeter" dedi ve
oyuncu değişikliği yaptı Beşiktaş golü attı. İşin ilginci gol olmasaydı da oyuna Fernandes girecek ve muhtemelen riskleri alan Beşiktaş'ta Almeida
çıkmayacaktı. Golden sonra Bursaspor klasik uzun toplarla sonuca gitmeye çalıştı. Bunlardan gol bulabilir miydi? Evet. Ama ikinci yarının ilk yarım
saati yeşil- beyazlılar ne yapmaya çalıştı? Çöpe attılar o bölümü. Kısacası Beşiktaş, derbi öncesinde Ersan'ı kaybetti ama rakiplerinin üzerinde baskı
yaratarak maçı bitirdi.
Erman TOROĞLU: Almeida'nın fendi Civelli'yi yendi
Civelli'nin Ersan'a yaptığı aldatmalı pozisyondan sonra çizgi hakemi, maçın hakemini yanıltıp kırmızı göstertince ipler koptu. İki takım futbol oynamaktan ziyade birbirlerini kovalamaya başladılar. Bu dakikadan sonra hakem bütün takdir haklarını Beşiktaş'tan yana kullandı. Ve öyle bir nokta geldi ki bu sefer Almeida, Civelli'yi punduna getirip bir faul yaptı. Civelli daha ne olduğunu anlamadan, hakeme elimi, kolumu kaldırayım derken Almeida gitti golü yapıverdi. Yani Almeida'nın fendi Civelli'yi yendi. Ne demişler, ava giden avlanır. Bizde atasözleri güzel ve doğrudur.
Maç 11'e 11 iken güzel ve kontrollü gidiyordu. İkinci yarı ne olacağı belli değildi. İki taraf da birbirini ölçüp biçerek hareket ediyordu. Bursaspor, G.Saray maçından ders almış ki o maçtaki hataları yapmadılar. Beşiktaş'ın akın yollarını kapattılar. Gökhan Töre, Beşiktaş'a geldiği günden beri belki de en faydalı maçını oynadı. Ona Ersan da yardım etti ama ne olursa olsun rakibine o hareketi yapma. Tamam elinle itiyorsun, belki ikaz edilir, belki sarı kart gösterilir. Ama bir tane balta çizgi hakemine rastlayıverirsin seni doğrayıverir. Dün olduğu gibi.
Bursaspor ruhunu kaybetmiş bir takım.Herkes kendini gösterme çabasında, takım oyunu yok. Seneye Daum kalırsa herhalde bayağı bir değişiklik yapar. Maç başladığında Beşiktaş baskılıydı, Bursa'yı döndürmüyordu ama iki tehlikeyi Bursa yakaladı.
Bunların hepsi maç normal oynanırken olan görüntüler. Ama ondan sonra olay maçlıktan çıktı. Hakemler için en tehlikeli şey adaletin yanlış dağıtılması. Adaleti yanlış dağıtırsanız bu sefer futbolcular birbirlerine adalet dağıtmaya başlarlar. Aynen dün olduğu gibi. Böyle olursa da ortada ne adalet kalır ne de adliye.
NOT: Beşiktaş maçtan önce bir saat sahada ısındı ama maçta en fazla ayağı kayan oyuncular Beşiktaşlılardı. Demek ki Beşiktaş'ta malzemeci dersini iyi çalışmıyor.
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın