Yaptığı açıklamada Dizdar, “Fikret Orman, Yıldırım Demirören’i ibra etti. El kaldırmamak “ibra etmek” demektir. Üstelik yalnızca Orman değil, el kaldırmayan Levent Erdoğan ve diğer iki yöneticisi de Demirören’i ibra etmiş sayılır. Sükut ikrardan gelir. Yönetimin eski yönetimi mahkemeye verme konusunda genel kuruldan yetki almasına gerek yok” ifadesini kullandı.
Sözlerini sürdüren Dizdar, “Kamu yararını gerektiren dolandırıcılık, evrakta sahtecilik gibi durumlarda Cumhuriyet savcılıklarına başvurmak görevdir. Belge varsa ve mahkemeye vermiyorsa bu yönetim suç işliyor. Eğer ellerinde kulübün yasa dışı yollarla zarara uğratıldığının belgesi varsa ve bu türlü gerekçelerle gizleniyorsa, gizleyenler suça iştirak etmiş kabul edilirler” diyerek devam etti.
Şantaj da suçtur
Fikret Orman’ın kullandığı yapıcı dilin umut ışığı yaktığını belirten Ali Rıza Dizdar, “Ancak kulislerde konuşulanlar üzücü. Eski başkan Demirören’e, eğer iddialar gerçekse ve bilgi varsa, “Sen alacağının tamamını hibe et. Biz de seni mahkemeye vermeyelim” demenin karşılığı da yasamızda vardır. Bu durum şantaj suçun işlemek anlamına gelir. Suçluyu korumak da suçtur, şantaj da suçtur. Bir suç ve suçlu varsa cezasını çeksin. Ancak Beşiktaş çirkin pazarlıklarla alınmasın” ifadelerini kullandı.
Genel kurulda yapılan hataların da altını çizen Dizdar, “Demirören yönetimi ibra
edilirken, Orman yönetiminin salona inmesi, hakkında ibra işlemi yapılan kişilerin kürsüye çıkması gerekirdi. Bir delege mahkemeye itiraz etse genel
kurulu iptal ettirebilir” dedi.