Akşam spor yazarı Alen Markaryan, köşesinde Beşiktaş'ın son zamanlardaki performansını ve Galatasaray - Fenerbahçe derbisini yorumladı.
İşte Alen Markaryan'ın o yazısı;
Hediyelik eşya satan bir yerde tezgahtar olsam, dükkandan içeri bir vatandaş girse ve Bronckhorst'a bu hafta bir hediye paketi yapmak istiyorum, yardımcı olur musunuz? dese, hediye tablasının çatısına Mert Günok'u koyarım...
İlk 17 dakikada çıkardığı yüzde yüzlük üç top haricinde, maç 1-1'ken çizgiden muhteşem refleksle çıkardığı anormal topu da eşantiyon olarak adresine yollarım... Sonra tablanın hemen dibinde Rashica'ya yer açarım...
Maç boyu emme basma tulumba gibi ileri geri çalışması bir yana, her hafta üstüne katarak devam etmesi, attığı goldeki çabuk düşünme ve hızlı davranma gibi özellikleri öne çıkarmasını da motokurye çağırıp tesislere teslim etmesini rica ederim...
Gedson Fernandes'i tablayı kaplayacak renkli hediye kağıdında kullanırım mesela... 90 dakika boyunca çift karbüratörlü motor gibi sahada basmadık yer bırakmaması bir yana, Takımın can simidi gibi her derde deva koşması, bitmek bilmeyen enerjisiyle takıma hayat vermesini posta puluyla iadeli taahhütlü PTT'ye havale çekerim...
Teslim alan olmazsa ben ömrümün sonuna kadar kullanırım zira... Hediye paketinin en görünen kısmı olan fiyonk kurdeleyi de Rafa Silva'nın çalımları ve topa hükmedişlerini resmeden bir görsel haline getirir, en fiyakalı makasla çekerek kıvır kıvır vaziyette Paketin etrafında on tur çevirerek hediye tablasını tamamlarım...
Vatandaş bu hediye tablasını bir poşete koymak isterse de Semih "biçilmiş kaftan" derim... Israrcı yapısı, ceza sahasını ille de zorlaması ve yaptırdığı penaltıyla Bronckhorst'u ipten alması, Bronckhorst'a verilecek en büyük hediyedir mesajı yollarım aynı zamanda... Tabii her hediye paketinin üstünde yapışkanlı bir not kağıdı olur...
O kağıdın üstüne de şunu yazarım: Bu hediye paketi Bronckhorst'a gidiyor, eyvallah ama Esas hediyeyi Rafa Silva'ya fütursuzca ve şuursuzca tekme atanlara yollayacağız... Attıkları tekmeleri yan yana dizip kolye haline getirdik, Utanmaz boyunlarına kolye olarak assınlar...
"Bizi bu kepazeliğe alet etmeyin' görselinin sunumundaydık..."
Fenerbahçe-Galatasaray maçında verilen bir penaltı var... Fenerbahçe lehine... Tabela Galatasaray'ı 3-0 önde gösteriyor... İş tam bu raddedeyken maçın hakemi Atilla Karaoğlan üflüyor düdüğe...
Pozisyona nasıl penaltı çalındığını anlayan olmadığı gibi, 50 bin kişilik stadyumda sevinen de olmuyor!!!! Bizi bu kepazeliğe alet etmeyin görselinin sunumundaydık adeta... Rezil ötesi bir karardı ve ziyadesiyle çok soru barındırıyordu içinde???!!!!
Öyle ya, bir hafta evvel Trabzon-Beşiktaş maçında Saviç'in Immobile'ye yaptığı net penaltıyı görmezden gelen hakem zihniyeti, bu asparagas, bu sansasyon kokan, bu skandal, bu futbol suikastı sahnenin esas gittiği yeri merak ediyorduk? Bizim merak etmemiz yetmez ayrıca...
MHK ve federasyon da merak edip soruşturmalı... Aklına ne düştü? Canına tak mı etti? Fenerbahçe'nin maçta yokuş aşağı gitmesini engelleyen bu karar aslında yarınlarda Galatasaray'ın kazanacağı penaltıların habercisi miydi?!!!
Neydi birader bu penaltı saçmalığı? Dilim varmıyor, neyse ama federasyon, mükafat ve ceza sistemini bu hakemle devreye sokmalı ve bu arkadaşa en az 10 maç ceza vermelidir....
"ŞU TRANSLATE MESELESi"
Maç bitmiş, sinirler gergin.... Devre arası kulüp başkanıyla gitar teli gibi olmuşlar....
Takım tanınmayacak halde bir performans sergilemiş, Kendi sahasında üç gol yemiş. Ne yapacağız hemşerim moduna düşülmüş bir durumdayken, Gazeteci mi değil mi, onu da bilmiyorum; ya bir vatandaş Mourinho'ya Mağlubiyetten dolayı Galatasaray kulübünün kendisini ti'ye alan göndermesini sormaya çalışıyor...
Adamın İngilizcesinin olmadığı, onu oraya gönderenin hangi kanal olduğu umurumda değil... "Translate"i kullanarak soru yöneltmeye çalıştığı hiç değil... Mesele geldiğimiz nokta...
Mesele, futbolsuzluk ülkesinden gelenlerin futbola çökmeye çalışması. Mesele, sosyal medyada iki etkileşim alacağım diye günden güne büyüyen hadsizlik çığlıkları... O anda Mourinho "f*ck off" deyip adamı silkelese ne olacak? Ya da kendini tutamayıp onu yazanlara küfretse?!
Bütün kanallar birinci haber girecek, etkileşim rekoru kırılacak falan. Bu mudur yani? Maçın içi ayrı tuhaf, dışı ayrı sıkıntı?!!! Gazetecisi soru değil, şov peşinde... Devam edin böyle, çok iyi gidiyoruz!!!!!
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın