Beşiktaş'ın 2018 yılı 2. Olağan Divan Kurulu Toplantısı Dolmabahçe'de devam ediyor. Burada açıklamalarda bulunan Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş karşılaşmasına çıkmama kararında camianın büyük kısmının kendilerine destek olduğunu ancak bu konunun daha fazla gündeme getirilmemesi gerektiğini ifade etti.

"Beşiktaş, devlet ile karşı karşıya getirilmek istendi"
Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş karşılaşmasına çıkmama kararının artık gündemden düşmesi gerektiğine dikkat çeken Çebi, "Divan kurulu üyeleri yapılan toplantıda yönetim kuruluna tavsiye kararında bulunmuştur. Yönetim kurulu da kararı uygulamıştır. Bu bizim camiamızın büyük kısmının uygulanmasını istediği bir karadır. Ancak geçmiş artık geçmişte kaldı. Bu konunun daha fazla konuşulması Beşiktaş'a katkı vermeyecektir. Önümüzdeki bitmemiş sezona konsantre olmalıyız. Bu süreç içerisinde sosyal medyada da hayal ürünü haberler yapılmıştır. Beşiktaş'ın örf, adet ve geleneğinde devlete karşı kusur yoktur. Ancak karşı karşıya getirilmemiz için haberler oldu. Ama bunlar gerçek değil. Geçmişi geride bırakıp önümüze bakacağız" şeklinde konuştu.

"Gündemimize Beşiktaş'ı kurumsal hale getirmeyi almalıyız"
Bundan sonraki süreçte Beşiktaş'ın öncelikli gündeminin borçlara yönelik olacağını açıklayan Ahmet Nur Çebi, "Türk futbol kulüplerinin içinde bulunduğu mali problemler artarak devam ediyor. Kurun artarak devam etmesi ve kredilerin faizleri ağır yük olmuştur. Stadı yaptık, şampiyon olduk ve 3. yıldızı taktık ama artık gündemimize borçları ve Beşiktaş'ı kurumsal hale getirmeliyiz. Uzun süredir gelir arttırıcı, gider azaltıcı şeyleri gündemimize alıyoruz. Önümüzdeki hafta başkanımız bunlarla ilgili detaylar açıklayacaktır" diye konuştu.

"Akli ve vicdani karar almadıklarını düşünüyorum"
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetiminde yer alan ve siyah-beyazlı kulüpten ihraçları istenen TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Hüsnü Güreli, Cengiz Zülfikaroğlu, Alaattin Aykaç, Mete Düren ve Erhan Kamışlı hakkında ise Çebi, "Beşiktaşlı olmanız gerekmiyor. Adil olmanız yeterliydi. Ben görevlerini adil yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Kendilerinin akli ve vicdani karar almadığını da düşünüyorum. Önümüzdeki mali kurulda bunu görüşeceğiz. Divan kurulu da gereken mesajı verdi" ifadelerini kullandı.

Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, Türkiye'deki kulüplerin borçlarını azaltması için futbolun marka değerini yükseltmek gerektiğini ancak Türk sporundaki bazı yöneticilerin davranışlarıyla buna zarar verdiğini söyledi.

Dolmabahçe'de gerçekleştirilen olağan divan kurulu toplantısının son bölümünde üyelerin eleştirilerine yanıt veren Çebi, "Borçların aşağı düşmesi için gelirlerin artması lazım. Bunun için futbolun marka değerinin yukarı çıkması gerekiyor. Türkiye'de futbolun marka değeri yukarı çıkmadığı sürece gelir artmayacak, herkes zarar görecek. Ne yazık ki bazı yöneticilerin hal ve davranışlarıyla yaratmış olduğu kötü atmosfer sonucu Türk futbolu zarar görmektedir. Beşiktaş'ın zarar gördüğünü düşündükleri yerde kendi ayaklarına kurşun sıkmışlardır." diye konuştu.

Camia olarak "Efendi Beşiktaş" duruşuna devam edeceklerini vurgulayan Çebi, "Türk futboluna katkı vermeye çalışalım. Rakiplerimize saygı duyalım. Mücadelemizi sahada devam ettireceğimizi onlara hissettirelim." ifadelerini kullandı.

Spor Toto Süper Lig'de sezonun henüz tamamlanmadığını hatırlatan Çebi, şöyle devam etti:

"Beşiktaş olarak sezonu henüz kapatmadık ancak şunu unutmayalım, Türkiye'yi Avrupa'da çok iyi şekilde temsil ettik. Bizden daha iyi temsil eden şu ana kadar olmadı. Beşiktaş'ın büyüklüğünü orada da hissedeceksiniz. Beşiktaş'ın bu sezon Avrupa'da gösterdiği başarı her şeyin üstünde. Bunu hissettirmemeye çalışıyorlar. Bizi eleştiren rakiplerimiz de daha önce bizimle gurur duyduklarını söylüyorlardı. Şimdi söylemek istemiyorlar. Bundan uzaklaştırmak ve bizi tuzağa düşürmek istiyorlar. Ligin sonuna geldik motive olmamızı istemiyorlar."

Üyelerden sevgi ve saygı çerçevesinde hareket etmelerini isteyen Ahmet Nur Çebi, "Birbirimize sevgi ve saygımızı muhafaza etmek zorunluğumuz vardır. Etrafta zaten yeteri kadar bizimle uğraşanlar var. Bir de kendi içimizde bu tür tavır ve davranışlar içinde bulunursak mesafe alamayız." değerlendirmesinde bulundu.