
Ve 2000 yılına geliyoruz. Süleyman Seba ‘Onursal Başkanlığa’ geçerek görevi bıraktığında Bilgili adaylığını açıkladı. Bilgili, Seba’nın son listesine girmek için kendisi gibi 5 genç ismin daha yönetime alınmasını istemiş, onay çıkmayınca da Efsane Başkan ile yollarını ayırmıştı. İşte o 5 kişi arasında Yıldırım Demirören de vardı. Bilgili, adaylığını açıklar açıklamaz ekibine ilk Yıldırım beyi kattı. Bunun için de öncelikle ‘amca’ diye hitap ettiği Erdoğan beyin kapısını çaldı. Sonuçta, “Çocukluk arkadaşları aynı davada başarılı olurlar. Birbirlerini yarı yolda bırakmazlar” düşüncesiyle ‘onay’ çıktı.
Bilgili; diğer adaylar Hasan Arat, Nevzat Demir ve Mehmet Kazancı’yı geçerek beyaz listesiyle zafere ulaştı. Ekibinde Yıldırım Demirören’in yanı sıra, Necati Akçağlılar, İzzet Ceylan, Hayri Cem, Berk Ekşioğlu, Hasan Gocay, Hüsnü Güreli, Ahmet Hamoğlu, Burak Kalkavan, Seyfi Karaca, Erol Kaynar, Fikret Orman, Kenan Kurşunoğlu, Mehmet Hotiç, Mete Düren, İbrahim Altınsay, Ali Ertem ve Aziz Çankırı da vardı. Yeni dönemle birlikte kulüpte büyük ve beraberinde sancılı bir değişim başladı. İdari alandaki başarının aksine sportif alanda tam bir ‘fiyasko’ yaşandı. Futbol takımı tam 17 yıl aradan sonra ilk kez Avrupa Kupaları’na katılamadı. Hamoğlu, Kurşunoğlu, Kalkavan, Cem, Gocay ve Kaynar istifa ederken; Ceylan, Hotiç ve Ertem de icraat olarak yönetimden koptu.
Bu süreçte büyük sıkıntı yaşayan Bilgili’nin yanında iki kader ortağı vardı: Yıldırım Demirören ve Hüsnü Güreli... Üçlü, Kadıköy’deki Fenerbahçe derbisi öncesi ortak bir karar aldı: “Yenilirsek istifa edip olağanüstü kongre kararı alalım...” Ancak takım bu derbiyi kazandı ve istifalar da rafa kaldırıldı. Bu dönemde Futbol Şube Sorumluluğu’nu Hamoğlu ile birlikte yürüten Demirören, Ahmet beyin istifası sonrasında ‘tek suçlu’ ilan edildi. Transferlerin tutmaması, teknik direktör konusundaki istikrarsızlık, Scala, Feldkamp, Briegel ve Daum ile yaşanan başarısızlıkların faturası hep ona kesildi.
Bilgili’nin ilk başkanlık dönemi işte böyle geçti. Takvimler 31 Mart 2002’yi gösterirken Bilgili’nin tek rakibi Hasan Arat’tı. Bu kez Yıldırım beyin eniştesi Kıvanç Oktay da listeye girmişti. Demirören, Fikret Orman ile Muzaffer Nasıroğlu’nun da yönetimde yer almasını sağladı. Ancak Orman ve Nasıroğlu, yönetim tarzını beğenmediklerini belirterek Sarajevo rövanşı arefesinde istifa etti. Bu kez de futbolun tek patronu, zor günlerde sıkıntılara kol kanat geren Demirören’di.
Yeni yönetimin ilk toplantısı, sözü alan İsmail Ünal; “900 oy getirdim, bu seçimi ben kazandırdım...” Ünal’ın bu sözleri odada buz gibi hava estirdi. Demirören anında yanıt verdi: “Bir önceki seçimde Nevzat beyin listesinde yer aldınız. Toplam 762 oy almıştınız. Şimdi nasıl olur da 900 oy getirip seçimi kazandırdığınızı söylersiniz!” Bilgili devreye girer, ortamı sakinleştirir. Ancak o gün başlayan soğukluk ilerleyen günlerde ‘meydan muharebesi’ne dönüşecektir.
Bu olaydan tam iki hafta sonra Ünal ile Demirören yine karşı karşıya geldi. Çünkü Ünal’ın hem yaşı küçük olan kişileri hem de Beşiktaşlı olmayanları kulübe üye yaptığı iddiaları ortalığı karıştırmıştı. Bunun üzerine Bilgili’nin yanına giden Demirören ile Oktay, “İlkemiz belli; ufku açık, vizyonu geniş bir Beşiktaş... Bu nedenle Ünal gibi isimlerle aynı masada oturmayı kabul edemiyoruz” derler. Üstelik Demirören’in Başkan ile tanıştırıp yönetime önerdiği Haşmet Kürüm, Levent Erdoğan, Fikret Orman, Muzaffer Nasıroğlu da bu görüşe destek verirler.
Yönetim içine bir kez kavga tohumları ekilmiştir. Ancak Demirören ile Oktay, ileride çok daha değişik sorunlarla karşılaşacaktır. Örneğin, İlhan ve Tümer alınmıştır, ancak kulübün kasasında nakit para yoktur. Kredi uğraşları boşa çıkınca Bilgili’nin istikameti bellidir: Demirören... Ve 1 milyon 250 bin doları veren Yıldırım bey sadesinde iki yıldız alınır, Bilgili rahatlar. Bu arada Kıvanç Oktay, Haşmet Kürüm, Levent Erdoğan, Muzaffer Nasıroğlu, Ahmet Kavalcı ve Emin Önal da nakit konusunda kapısı çalınan diğer isimlerdir.
Başkan; Güreli, Demirören ve Oktay’a transferde tam yetki verir. Ünal’a ise ‘bir süre geri planda’ denir. Bu üçlü önce Lucescu sonra Cordoba, Zago, Nouma gibi flaş isimlerle sözleşme yaparak büyük işlere imza atar. İşte bu nedenle de Futbol Şube Sorumlusu Yıldırım Demirören ile Kıvanç Oktay’ın yıldızı parlar. İki yöneticinin isminin ön plana çıkması diğerleri arasında huzursuzluğa neden olur. Hatta iş öyle bir boyuta gelir ki, bu durumdan Başkan bile şikayetçidir! Kürüm, “4 milyon dolar nakit vereyim, şube sorumluluğunu bana verin” diye Başkan’a teklifte bulunur. İsmail Ünal, Emin Önal da bu yönde kulislere başlar. Öyle ki, şampiyonluk kutlamalarında sahaya çıkmak için yapılan anons sıralamasına bile müdaheleler yapılır.
Durumdan rahatsız olan Bilgili, Futbol Şubesi’ni kapatma kararı alır. Hem de geçen sezon sonunda... Ancak 100. yılda gelen şampiyonluk, takımın Demirören’e yakınlığı nedeniyle düzeni bozmak istemez. Bu arada basında çıkan haberler de sürekli tekzip edilir. Tam bu sırada Demirören’in Ocak’taki kongrede Bilgili’nin karşısına çıkacağı iddiaları ortaya atılır. Bir grup yönetici Başkan’ın kapısını çalıp, Demirören’in görevden alınmasını ister. Ancak Demirören, “Bilgili’ye karşı aday olmam” diyerek kargaşayı bitirir. Fakat kapalı kapılar ardında toplantı yapılıp karar verilir, Demirören ile Oktay refüze edilecektir.
Demirören ile Oktay’ın Cannes’dan telefonla arayıp şifayen istifa etmeleri hep çim sahaya bağlanmıştır. Oysa olayın boyutları çok daha farklıydı. Yeni sezonda bir tebligatta bulunulmuştu: “Demirören ile transfer, para, pul, teknik heyet ve futbolcularla ilgili bir konu konuşulmayacak...” Bu nedenle Yıldırım Demirören istifayı düşünmüş, ancak Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig’deki maçları gözönüne alıp takıma zarar vereceğini düşünerek geri adım atmıştı.
Geçtiğimiz perşembe günü Bilgili ile Demirören biraraya geldi. Demirören rahatsızlıklarını sıraladı, Bilgili haberdar olmadığını söyledi. Oysa 6 yaşından bu yana ikilinin arasından su sızmazdı. Olayları sezen Demirören’in Başkan’dan beklentisi vardı: Kendisine herşeyi anlatıp başladıkları gibi bitirmek... Bu olmadı... Sonra Demirören yine takımın başına geçti, tepkiler de yeniden patladı. Dışarıya karşı ‘aile içinde olur böyle şeyler’ mesajı verildi. İçeride ise ‘burası ilkokul değil. Onlar varsa biz yokuz’ denildi. Başkan da içerideki seslere kulak verince beklemeye geçildi. Beklenen an, derbiyle birlikte geldi. Olayların ardından son karar verildi. Demirören ve Oktay yeni dönemde yoklar.
Bu gelişmelerin ardından Avrupa’da olduğu gibi, Sinan Engin ‘teknik menacer’ olarak göreve getirilir. Ocak’tan sonra Engin direkt İkinci Başkan Hüsnü Güreli’ye bağlanacak ve futbol takımının patronu olacak. Transferden idari konulara, paradan giyim kuşama kadar herşey ondan sorulacak. Tüm bunlar WDemirören’den habersiz yapıldı. Çünkü Demirören’in böyle bir oluşum içinde olmayacağı biliniyordu. İki idareci Ocak’ta gidecek, ancak Başkan’ın operasyonu bununla da bitmeyecek...
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Real Madrid taraftarı, Arda'yı bırakamıyor!

Marsilya'dan sahasında rahat galibiyet!

Başkanın hayali: Carlo Ancelotti!

Napoli'ye 3 puanı McTominay getirdi!

Şampiyon PSG, 3 puana doymuyor!

Barcelona'dan inanılmaz son: 4-3!

Manchester City, 84'ten sonra açıldı!

Holstein Kiel, Leipzig'ten puanı aldı!

Bayern Münih'ten ligde farklı galibiyet!

Como, galibiyet serisini 3 maça yükseltti
