Beşiktaşımızın Alman kalecisi Loris Karius, siyah-beyazlı taraftarlarımızdan gelen soruları yanıtladı. Karius, Türkiye Ligi, kendisi için en rahat geçen maç, sosyal hayatı ve birçok konuda dikkat çeken sözler söyledi. İşte Karius'un açıklamaları:

-Bu sezon kalede en iyi ve rahat hissettiği maç hangisi?

Bu seneki Galatasaray maçını söyleyebilirim. Bütün takım o maçta savaştı. Maçın içerisinde gol yiyeceğimizi hiç düşünmedim. Benim açımdan konforlu ve rahat geçen maçlardandı diyebilirim.

-Kaleci olmasaydı hangi mevkide oynamak isterdi?

Kaleci olmasaydım forvet oyuncusu olurdum. Kalecilikten önce de forvet mevkisinde oynuyordum. Arkadaşlarımla aramızda oynadığımızda forvette oynamaya çalışıyorum. O yüzden forvet oyuncusu olurdum.

-Premier Lig, Bundesliga tecrübelerinden sonra burada ikinci sezonunu yaşıyor. Türkiye Ligi’nin oyun tarzı için ne söyler?

Çok zor bir lig çünkü her takımın her takımı yenme gücü var. Çok direkt oynanan, her ne kadar teknik olarak üst seviye de oynamasa da takımlar, sizi zorlayan yapıları var. Deplasman maçları zor oluyor. O yüzden bence zor bir lig.

-Kız arkadaşı isterse saçlarını keser mi? Yeni bir imaj yapar mı? Yaparsa ne olur?

Kimin ne dediği önemli değil. Ben kesmek istersem keserim, istemezsem kesmem. Tabi ki çok net oldu. Tabi ki birisi saçımı kırmızıya boyamamı isterse yapmam. Ben yapmak istersem olur.

-Takımdaki en yakışıklı 3 futbolcu kim?

Düşünmem lazım takımdakileri. Yakışıklı deyinde biraz vakit alıyor (gülerek). Benim için zor bir soru. Kötü olanlar olduğunu düşünmüyorum. Victor Ruiz fena değil. Oğuzhan’ı unuttum. 1 numarayı söyleyemem. Ruiz, Dorukhan ve Lens diyebilirim. 1 numarayı söyleyemem. Bazı hanımefendilere ihtiyaç var onaylamak için.

-Futbol oynamasaydı mankenlik ya da oyunculuk düşünür müydü?

Mankenlik ya da modellik gibi bir düşüncem olmadı. Ara ara bazı kurumlar için yapıyorum ama profesonel amaçlı değil. Küçük yaşlarda video ve film kurgulamayı seviyordum. Halen bazı videoları editlemeyi seviyorum. Futboldan sonra da belki bir restoran açabilirim. Şu anda futbola odaklıyım. Sonra konuşulacak şeyler bunlar.

-Takım içinde en iyi anlaştığı oyuncu kim?

Aslında herkesle iyi anlaşıyorum. Spesifik olarak Orkan Çınar’ı örnek verebilirim. Onunla vakit geçiriyorum. Ama ayrıca bir şey söyleyemem. Takım içinde iyi bir enerji var. Vida, Lens, Oğuzhan… Tabi Almanca konuşanlarla biraz daha fazla yakınlığım var. O da dilden gelen bir şey.

-Kariyerinde arkasında durmaktan güven duyduğu savunma oyuncuları kimler?

Van Dijk ile başlayabiliriz. Çok iyi bir oyuncu. Kendisini geçen sene kanıtladı. Vida da aynı şekilde bana güven veriyor. Liverpool’dan Lovren de öyle. Kişiden ziyade arka dörtlünün beraber bu işi yapması önemli. Bu size güven veriyor. Aralarından birini öne çıkarmak gerekirse Van Dijk diyebilirim.

-Kaleciler dramatik son dakika golleri atabiliyor. Kendi attığı bir golü nasıl hayal eder?

Almanya’daki bir arkadaşımla her sezon başında o sezonla ilgili hedefleri yazardık. O hedef de gol atmak. Şimdiye kadar olmadı. Belki bu sezon ileri çıkıp bunu deneyebilirim. Gerçekçi olmak gerekirse kafa golü ya da önüme düşerse vurmak olur. Rövaşatayı belki ikinci sıraya koyarım.

-İstanbul’daki yaşamı hakkında neler anlatır?

Çoğunlukla evde olunca sakin bir şekilde geçiriyorum. Kız arkadaşımla vakit geçiriyorum. Boğaz tarafında çok güzel mekanlar var. Tabi ki İstanbul’da çok fazla trafik var. Olan biten çok. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. O açıdan gayet güzel hissediyorum. Trafikte karşınıza hayvanlar da çıkabiliyor, yiyecek satan insanlar da var. Almanya’da çok gördüğümüz şeyler değil.

-Türk yemeklerinden en sevdiği yemek nedir ve yapabildiği bir yemek var mı?

Daha çok kalabalık arkadaş gruplarıyla yemeğe gidiyorum. Gerekli durumlarda yapıyorum. Kendimi kurtaracak kadar yemek yapabiliyorum. Almanya’da Türk yemeklerini tecrübe ettim. Burada çok daha güzel yapılıyor. Kebap, menemen ve baklava sevdiklerim arasında.