Bu haberi yazdır
Çalımbay'ın çılgın projesi!
Geçtiğimiz sezon Mersin İdmanyurdu ile başarılı bir dönem geçiren ve bu yaz Kasımpaşa’nın yolunu tutan Rıza Çalımbay, Futbol Extra Dergisi’nin Temmuz sayısına konuk oldu.  
Kaynak : Sporx.com
Çalımbay'ın çılgın projesi!

Geçtiğimiz sezon Mersin İdmanyurdu ile başarılı bir dönem geçiren ve bu yaz Kasımpaşa’nın yolunu tutan Rıza Çalımbay, Futbol Extra Dergisi’nin Temmuz sayısına konuk oldu.

Futbol Extra’dan Egemen Yıldırım’ın sorularını yanıtlayan Çalımbay, Beşiktaş’taki ilk döneminden, yaz aylarının başında aldığı tekliflere kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

İşte o röportajın satırbaşları:

Hocam sizden genel bir sezon değerlendirmesi rica ediyorum. Nasıl bir sezonu geride bıraktık?

Mersin İdmanyurdu'nun ligdeki ilk senesiydi ve bizim de koyduğumuz bir hedef vardı. Ligin en düşük bütçeyle oluşturulan takımıydık. Hedefimiz ilk 10 içerisinde olmaktı. Başka bir düşüncemiz yoktu. Kupada da iddialı değildik. Ligde daha üst sıralar da olabilirdi. Kaçırdığımız şeyler oldu. Ne hedeflediysek onu yaptık. Bizim üstümüzde yer alan Bursa ve Trabzon'un kadrolarına baktığımızda daha başarılıydık. Onlar kadar geniş bir kadromuz olsaydı, onların yaptığının daha fazlasını yapabilirdik. Mersin tarihinin ligdeki birçok ilkini bu sezon gerçekleştirdik. Özetle lig geçen sezon çok iyi geçti.

Sezon içerisinde kırılma anları yaşadınız mı?

Evet. Kaybetmememiz gereken maçlar oldu. Bizim kırılma anlarımız, takımımızın eksik olduğu zamanlardı. Eskişehir'e kötü oynadık, Trabzon'a karşı istediğimiz kadroyu çıkaramadık. Lig son haftalarındaki Fenerbahçe ve Galatasaray maçları, bizim en iyi oynadığımız maçlardı ancak kaybettik. Beklentinin üzerinde bir başarı gösterdik. Bazen ilk 11 bile çıkaramıyorduk.

“MERSİN’İN EN BÜYÜK SORUNU TESİS”

Mersin’de altyapı ne durumdaydı?

Türkiye'nin bana göre en büyük sıkıntısı altyapı. Sayılı kulüpler dışında çoğunluk altyapıya gerekli değeri vermiyor. Halbuki tüm takımların kurtulacağı yer altyapıdır. O yüzden ben de A2 Takımını aldım. Mersin'in en büyük sıkıntısı tesis. Bu halledilmedikçe oyuncu yetişmesi imkansız. Bu sıkıntı giderilirse Mersin'den çok oyuncu çıkar. Giderilmezse hiçbir şey olmaz.

Yeni stat yapılıp, yeni tesis yapılmaması sizce de çok tezat değil mi?

Tezat, o şehirde tesis eksikliği daha büyük tezat. Mersin'de her şey var. Belediye başkanının, valinin, belli bir kesimin kulübe sahip çıkması gerekiyor. Tesisler yapılmalı ki hem altyapıdan oyuncu çıksın, hem de A Takım kamplarını otellerde yapmasın.

Takım kampları otelde mi yapıyor?

Evet, biz kamplarımızı otelde yapıyorduk. Türkiye'de tektik belki de. Belki PTT 1. Lig'le kıyaslanınca da tektik. O yüzden Mersin yönetimine yardım etmek gerekiyor. Her şeyi onlara bırakmamak gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra bazı şeyler daha sağlıklı ve iyi olur.

“BEŞİKTAŞ’IN HAVASI KAYBOLDU”

Belki de en büyük sürpriz, Beşiktaş'ın son haftalarda yaşadığı keskin düşüştü. Siz o camianın yetiştirdiği bir değer olarak bu düşüşü nasıl yorumlarsınız? Çünkü çok pozitif oynayan ve şampiyonluğa diğer takımlardan daha yakın bir Beşiktaş vardı sezon içerisinde.

Bana göre Beşiktaş'ın havası kayboldu. Beşiktaş'ın kendi sahasında oynamadığı söylendi ama dışarıda da hiç yalnız kalmadılar. İnanılmaz bir taraftar desteği vardı. Belki de Olimpiyat Stadı'nda toplayacaklarından daha çok seyirciye sahiptiler. Kadroları iyiydi. En büyük sorunları çok sakatlık yaşamalarıydı. çok eksik kaldılar.

Şenol Güneş ile oluşacak havayı nasıl yorumlarsınız?

Şenol hoca çok değerli bir isim. Onun da kendisine göre mutlaka uygulayacağı şeyler vardır ama Beşiktaş camiası bambaşkadır. Bu sene şansları yok, şampiyon olmaları lazım. Fenerbahçe ve Trabzonspor'un da şampiyon olması lazım. Beşiktaş'ın bana göre her şeyi var. Kadro olarak, tesis olarak, teknik olarak... Her türlü sıkıntıya aşabilecek kapasiteye sahipler. O yüzden başarılı olmaları gerekiyor.

“BEŞİKTAŞ’TAN KİMSEYLE GÖRÜŞMEDİM”

Geçen sezonun en başarılı teknik adamlarından biri olarak transfer döneminde adınız birçok takımla anıldı. Beşiktaş, Gençlerbirliği, Kayserispor gibi. Bu haberlere bir açıklık getirir misiniz?

Hepsini anlatayım. Kasımpaşa benim çok sevdiğim bir takım. Turgay Ciner’in bende yeri çok ayrıdır. Beni, lig devam ederken istediler. Shota hoca ayrılmıştı. Lig devam ettiği için Mersin izin vermedi. Ben gitmek istedim, Mersin'i de iyi bir yere getirmiştim. İzin istedim, Mersin lig sonuna kadar kesinlikle bırakamayız dedi. Üzülerek Kasımpaşa'nın teklifini kabul edemedim. Çok gitmek istiyordum. Para önemli değildi. Kısmet bu zamanaymış.

Kayserispor'la 2 kere görüştüm. Bazı şeyler kafama yatmadığı için teşekkür ettim. Gençlerbirliği ile öyle bir şeyler oldu. Onlara da teşekkür ettim.

Beşiktaş'a gelince... Ne bir yöneticiyle konuştum karşılıklı, ne de başka birisiyle. Sadece yazıldı, çizildi. Zaten yönetimin kafasında 3 isim olduğu söylendi. Mustafa hoca, Şenol hoca ve yabancı bir hoca. Bizim kendi işimize bakmamız gerekiyordu, onu yaptık. Ancak şunu söyleyeyim; Beşiktaş camiası, kendi içerisinden yetiştirdiği isimleri kullanamıyor.

“GEREKLİ DESTEĞİ VERMEDİLER”

Beşiktaş'ta teknik adam olarak görev yapıp ayrıldıktan sonra içinizde bir burukluk olmuş muydu? Yapmak isteyip de yapamadığınız şeyler var mıydı?

Ben Rize’den Beşiktaş’a geldiğimde takım ligden, Avrupa’dan ve kupadan kopmuş durumdaydı. Böyle bir takımı aldım ben ve aldığım isim de Del Bosque. Ben o takımı 2. yarı alıp, 2. yarının lideri yaptım. Bir sonraki sezon lige başlarken inanılmaz bir para sıkıntısı vardı. Mevcut oyuncuların ücretlerinde bile indirime gidilmeye çalışılıyordu ve bizim en iyi oyuncumuz Carew’i sattı Yıldırım Demirören. Onun yerine Ailton diye bir oyuncu alındı ama ben onu istemedim. Alınmış oldu. Sonrasında ben başkana oyuncuya ihtiyacım olduğunu söyledim. O da, “Alacağız, sen hiç merak etme” dedi. Ama o istediğimiz oyuncuyu alamadık. Biz o sıkıntılara rağmen lige devam ettik. İnişli çıkışlı başlamıştık ama Avrupa’da 2 takım birden eledik ve takımı gruplara soktuk. Malmö’yü eleyince ben kulübede görevi bıraktım. Çünkü gerekli desteği görmüyordum. Çatlak sesler çıkıyordu yönetimde ve hiç sevmiyordum bu durumu.

Görevi bıraktıktan sonra başkan gelip, “Benimle geldin, benimle gideceksin. Sonuna kadar beraberiz. Devre arası transfer de yapacağız” dedi. Ben de tamam dedim, el sıkıştık ve devam ettik. İlerleyen dönemde aynı çatlak sesler devam edince kesin olarak bıraktım. Kimseye kırgın falan da değilim. Ama ben, artık o zamanki Rıza değilim. Şimdi ben başka bir Rıza Çalımbay’ım. Büyük tecrübeler kazanmış, çok şey görmüş bir Rıza Çalımbay’ım. Yarın öbür gün Beşiktaş’la ilgili bir durumum olduğunda olaylar farklı olur.

“BEŞİKTAŞ İLE İLGİLİ BÜYÜK PROJEM VAR”

Sizce camiaların evlatları olarak görülen değerleri bizim kulüplerimiz biraz hor mu kullanıyor hocam?

Tam sahip çıkmıyorlar. Bakın, benim ileride Beşiktaş ile ilgili çok iyi projelerim var ama daha da zamanı var. Mesela bizim jenerasyondaki ekip, çok başarılı oyunculardı. Hem antrenörlükte hem de futbolculukta. Almanya’da Bayern Münih nasıl yararlanıyorsa, burada da yararlanılabilir. İlla takımı çalıştıracak diye bir şey yok. Yönetici olur, başka bir birim olur. Sadece Beşiktaş değil, diğer takımlar için de geçerli söylediklerim.

Az önce bahsettiğiniz projeyi detaylandırmanızı istesem?

Hayır, şu an detay veremem ama kafamda çok büyük bir proje var. Biz Beşiktaş’ta doğduk, büyüdük. Orada daha iyi şeyler yapmak isteriz.

“GAZETECİLERİN EMRE’Yİ HEDEF GÖSTERME AMACI YOKTU”

Fenerbahçe’yle bu sezon kendi sahanızda oynadığınız maçtan önce yerel gazetede yayınlanan bir görsel büyük tepki çekmişti. Nasıl bir etki yarattı kulüpte?

Ben onu görmedim maçtan önce. Hatta maç başlamadan ben Emre’yle konuştum ama Beşiktaşlı taraftarlarla yaşadığı olaydan dolayı konuştum. “Canını sıkma, olur böyle şeyler” dedim. “Haklısın hocam, çok da önemli değil” dedi o da. Ben resimleri, maçtan bir gün sonra ulusal basında gördüm. Baktım, iyi bir şey değil. Otobüs olayından sonra hele hiç iyi değil. Üzücü bir şey. Ben o görseli yapan gazetecilerle konuştum sonrasında. “Niye yaptınız?” diye sordum. Onlar da, “Fenerbahçe’nin en iyi adamı Emre, bizim en iyi adamımız Nakoulma. Onların saha içinde savaşacağını düşünerek yaptık. Bizim amacımız buydu ama olayı oraya götürdüler” dediler.

Yani amaç Emre’yi hedef göstermek değil, tamamen maça dair bir şeyler hazırlamaktı. Öyle mi?

Evet, “2 tane güçlü oyuncu var ve çarpışacaklar diye yazdık” dediler. Öyle bir düşünceleri yoktu yani.

“MUSLERA GİBİ KALECİ GÖRMEDİM”

Hep kazanan haklıdır derler. Size göre Galatasaray şampiyonluğu hak etti mi?

Benim sezon başındaki şampiyonluk adayım Trabzonspor'du yapılan transferlerden dolayı. Ancak yarıştan erken koptular. Galatasaray ise son maçlarda hak etti şampiyonluğu. Çok iyi takım oyunu oynayıp, bütünlük gösterdiler ve iyi sonuçlar aldılar. Hele bizim maçta bir Muslera performans var ki... Bu zamana kadar çok kaleci seyrettim, böylesini görmedim. Bizim maçı tek başına aldı diyebilirim. Muslera dışında Burak, Sneijder, Selçuk inanılmaz performans gösterdiler. Bir de Yasin kimsenin beklemediği çıkışı gösterdi. Yoksa 3 büyüklere baktığımızda Galatasaray, şampiyonluk ihtimali en az olan takımdı. En yakın takım da Fenerbahçe'ydi. Oturmuş kadroları vardı.

Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL