Bu haberi yazdır
Gücümüz yetmedi: 68-67
A Milli Basketbol Takımı'mımız 2011 Litvanya Avrupa Şampiyonası'nda Sırbistan'a 1 sayı farkla yenildi.  
Kaynak : Karakartal Dış Haberler
Gücümüz yetmedi: 68-67
Bundan tam bir yıl önce, 11 Eylül 2010'da, Kerem Tunçeri'nin turnikesiyle yenerek ABD ile final oynama hakkını elde etmiştik. O maçı da, oyun ve skor olarak geriden gelerek kazanmıştık. Bir yıl sonra bir başka Sırbistan zaferi gelir miydi?

İki gün önce Almanya karşısında öyle kötü bir maç çıkarmıştık ki, "Daha kötüsü olamaz" demiştik. Hatta bazen de, iyimserliğimizi zorlayıp "Zaten akılları Sırbistan maçındaydı." demeye çalışmıştık. Ama gerçek olan, Almanya maçındaki Türkiye'nin, bırakın çeyrek finale kalmasını, burada olması bile mucize olmalıydı ama o Türkiye'nin de gerçek Türkiye olmadığını biliyorduk. Girmeyen şutlar, konsantrasyon sorunlarımız hep mental sorunlar idi. Sahada ne yaparsak yapalım önce kafada Sırbistan'ı yenmek gerekirdi.

Rakibimiz de bizden çok çok iyi durumda değildi. Geldikleri nokta, beklentilerinin altındaydı. Bizden çok daha felaket denebilecek iki maç ile 2. tura başlamışlardı ama yine de Türkiye karşısında alınacak bir galibiyetle Kaunas biletini alabilirlerdi.

Taraftar anlamında yaşadığımız sıkıntı ise, buradaki Büyükelçiliğimiz'in girişimleriyle biraz olsun iyileştirilmişti. Ama artık taraftarsız da iyi turnuvalar çıkarmayı öğrenmeliydik.

TEODOSİC COŞUYOR


Maç 10-2 Sırbistan serisiyle başladı. İlk beşimiz hem çok kötüydü hem de, klasik serbest atış ve üçlük sokamama hastalığımız daha ilk dakikalardan itibaren baş göstermişti. Alınan molayla birlikte Emir ve Enes oyna girerek hücumdaki krizi aşsalar da Teodosic'e turnuvadaki en iyi maçını oynatıyorduk. Bu da hücumda Sırplar'ın sıkıntı yaşamamasını sağlıyordu.

9 sayı, 4 ribaunt ile ilk çeyreği bitiren Teodosic, takımını da Türkiye karşısında ilk çeyreği 18-11 galip tamamlamasında başrol oynadı.

İkinci çeyrekte de savunma olarak iyi değildik. Özellikle Ömer Aşık'ın iki faulle kenara gelmesinin ardından kalıplı Sırp uzunlarına karşı Enes & Ersan ikilisi savunmada yetersiz kalınca Oğuz oyuna girdi.

Bu arada Kerem'in, 8. üçlük denememizde ilk basketimizi yakalamamızdan sonra silik oyunumuzu yavaş yavaş üzerimizden atmaya başladık ancak savunmamız, düşük serbest atış ve üç sayı yüzdesimiz ile ribauntlarda rakibin üstünlüğü ile devreyi 35-27 geride tamamladık.

DÖNÜYORUZ

İkinci yarıya Orhun Ene, Enes ve Ömer Aşık'ı aynı anda başlattı. Pota altında fizik ve ribaunt sıkıntımızı gideren bu hamle savunmada ise, Enes'in dışarıdaki Savanovic'e yetişememesi sonrası yenen basketlerle bunun sıkıntısını yaşasak da geri dönüş emareleri göstermemiz en önemli gelişme idi. Ayrıca ilk yarıda 14 sayı atan Teodosic'i de devreden çıkarmıştık.

Zaman zaman öne geçme şansları yakalasak da son çeyreğe 56-53 geride girdik. Bir araya 14 sayı geriye düşen takımımız için bu skor oldukça iyiydi.

İKRAMLARI GERİ ÇEVİRİYORUZ

Son çeyrekte de heyecan kasırgası bitmedi. Farkı bir sayıya kadar indirmemize rağmen bir türlü öne geçecek basketleri atamıyorduk. Bir de bunun üstüne kaçan serbest atışlar eklenince oyundan düşen Sırbistan'ın bu durumundan faydalanamadık.

Defalarca kez öne geçecek fırsatları geri teperken kaçan serbest atışlar da bu duruma tuz biber ekti. Yine de Teodosic'in durmasıyla birlikte duran Sırbistan karşısında hala oyunda kalabildik. Son topu da kullanarak Kaunas biletini alma şansını elde ettik ama olmadı.

"SERBEST" DÜŞÜŞ

Bu yenilgi ve elenişimiz ile ilgili çok şey söylenebilir, çok neden sıralanabilir ancak, bir sayı farkla biten bir maçta 16/29 serbest atış, 3/17 üç sayı isabet yüzdesiyle oynanmışsa bu durumu izah etmek için işin bu kısmına bakmak bile yeterlidir. Bu seviye basketbolda, turnikeden sonra en rahat basket bulma şekli olan serbest atışlarda bu yüzde bizi çeyrek final ve Olimpiyat vizesinden etti.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Bizi Takip Edin
Karakartal Twitter Karakartal Facebook Page Karakartal RSS Karakartal İphone Karakartal Mobil
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL