Bu sene basketbolda hiç kuşkusuz Beşiktaş Milangaz'ın senesi... Türkiye Kupası, EuroChallenge derken siyah - beyazlılar, lig şampiyonluğu için Anadolu Efes ile zorlu bir mücadeleye girmeye hazırlanıyor.
Deron Williams ve Semih Erden sezon ortasında lokavtın bitmesi nedeniyle NBA'e dönerken herkes, Beşiktaş Milangaz'ın artık sezon başındaki etkinliğinde olamayacağını düşünüyordu ancak işler hiç de düşünüldüğü gibi gitmedi.
Carlos Arroyo ve Pops Mensah Bonsu gibi iki nokta transferle gidenlerin yeri doldu ve, sezon ortasında ilk beşine iki oyuncu gelen Beşiktaş Milangaz zirve yarışını son ana kadar sürdürdü.
Kara Kartal'ın bu altın yılının mimarlarından biri de kaptan David Hawkins... Sezon başında Ergin Ataman'ın çok istediği ABD'li forvet, İtalya'da sürekli zirveye oynattığı takımlarına, bu sezon Türkiye'den Beşiktaş Milangaz'ı da ekledi.
Canayakın kişiliğiyle herkesin sempatisini kazanan Hawkins, röportaj esnasında da bu görüntüsünden taviz vermedi.
İşte David Hawkins'in, sitemize verdiği röportaj ve sorularımıza verdiği çarpıcı yanıtlar...
-Öncelikle, Galatasaray karşısında geçtiğimiz hafta aldığınız
galibiyet dolayısıyla tebrikler. Takımdaki hava nasıl?
"D.H: Herkes çok heyecanlı ve finale çıkmak için istekliydi. Buraya
gelmeden önce gerçekten çok önemli maçlar kazandık. İlk önce Fenerbahçe'yi 2-0, ardından Galatasaray'ı 3-1'le eleyerek finale çıktık. Zor olacağını
biliyorduk. Biz hiçbir zaman ümidimizi kaybetmedik. En önemlisi, her maçta savaştık. Başarımızın en büyük sırrı, savaşmak. Efes karşısında da bütün
takım olarak, kazanmak istiyoruz. Final serisinin zor olacağını biliyoruz ama biz sonuna kadar savaşacağız."
-Finaller başlıyor.
Siz 1 hafta gibi bir süreç boyunca dinlendiniz. Efes'in ise dinlenmeye vakti olmadı. Sence bu sizin için bir avantaj mı?
"D.H: Biz
1 hafta boyunca antrenman yaptık. Anadolu Efes ise o süreçte Banvit'le 2 önemli maça çıktı. Ben bizim 1 hafta boyunca dinlenmemizin bir avantaj
olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta Anadolu Efes'te ritmini buldu ve buraya formda gelecekler. Tabii kide 1 hafta boyunca vücudumuzun dinlenmesi güzel bir
şey ancak bunun büyük bir avantaj olduğunu söyleyemem. Açıkçası iki taraf içinde bir avantaj veya dezavantaj söz konusu değil."
-İtalya'da uzun bir süre boyunca oynadın. Türkiye'yi kıyasladığın zaman, değişiklikler neler?
"D.H: İstanbul, benim
kariyerimde oynadığım en büyük şehir. Roma ve Milano gibi şehirlerde de oynadım ama ben hayatımda böyle bir trafik görmedim (gülüyor). Bir Istanbul
takımında oynamak, Amerikalı için gayet güzel bir şans. Çünkü Istanbul'da bir sürü Amerikan restaurant ve bir sürü Alışveriş merkezi var. İtalya'da
neredeyse şehir başına 1-2 tane alışveriş merkezi var."
-Türkiye'de savunurken en çok zorlandığın ve hücum yaparken en çok
zorlandığın oyuncular kimler?
"D.H: Savunurken en çok zorlandığım oyuncu, Galatasaray'dan Jamon Gordon. Çok hızlı ve içeriye çok
iyi penetre ediyor. Hücum ederken zorlandığım bir oyuncu yok. Hatırlayabildiğim kadarıyla, bu sezon Beko Basketbol Ligi'nde hücum ederken çok
zorlandığım bir oyuncu olmadı."
-Çoğu Basketbol otoritesi senin hakkında, her şeyi yapıyor diyor. Sayı atıyorsun, ribaund
alıyorsun, asist yapıyorsun ve çok iyi savunma yapıyorsun. Sen kendi oyunun hakkında ne söylemek istersin?
"D.H: Sahada elimden
gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum. Bazı günler sayı atamazsınız, ama o gün savnuma yapmanız gerekir. Ben sadece sahada %100'ümü vererek oynuyorum.
Takımımın kazanması için, elimden gelen her şeyi yapıyorum."
-Ergin Ataman'ın sistemini çok iyi uydun. Ergin Ataman ile çalışmak
nasıl bir duygu?
"D.H: Onunla çalışmak gerçekten çok güzel bir şey. İtalya'da hep Ergin hocaya karşı oynamıştım. Buraya gelmeden
önce onun eski oyuncularıyla iletişime geçtim. Herkes onun hakkında buraya gelmeden önce çok güzel şeyler söyledi. Sezon başında bana çok büyük bir
görev verdi. Beni takım kaptanı yaptı. Bana güvendiğini, bu hareketiyle belli etti. Bende onun bana güvenini sahada her şeyimi vererek oynayarak,
haksız çıkarmadım şu ana kadar."
-Peki geriye dönecek olursak, lokavt bittiğinde neler hissettin? Deron hakkında neler söylemek
istersin?
"D.H: Lokavtın bir gün biteceğini biliyordum. Deron ve Semih takımdayken, alabileceğimiz en fazla galibiyeti alıp,
onlarla eğlenmeye baktım. Lokavt bitmeden bir gün önce Lamar Odom'un Beşiktaş'a geleceğini konuşuyorduk. Lokavtın bütün sezon sürmeyeceğini biliyorduk
tabii kide. Tam Lamar geldi, mutlu olmaya başladım, 1 gün sonra bana, "lokavt bitti" dediler. Deron beni lokavt bittiğinde aradı. Tabii kide onun için
mutlu oldum. Deron'un gelecek sezon Brooklyn Nets'de kalmasını bekliyorum. Tabii Deron'a, "Nets'den ayrılacak mısın?" diye sormadım. Bu onun kararı.
Benim düşünceme göre, Nets'dekalacak. Para gerçekten önemli bir şey. Herkes ailesini düşünmek zorunda. Onun kararına karışamam ama benim fikrim,
Nets'de kalacağı yönünde. Bir sürü takım Deron'u istiyordur. Elinde bir çok teklifler olacaktır. Kendisi için en iyi kararı vereceğini
düşünüyorum."
-Twitter üzerinden, sen ve Pops bir sürü, "Yarın çok önemli bir maçınız var. Uyuyun!" mesajları alıyorsunuz. Bu
durumla daha önce hiç karşılaştın mı?
"D.H: Hayır. Ben ve Pops aynı odalarda kaldığımız için, o gün Şampiyonlar Ligi finali vardı
ve Pops futbolu çok seviyor. Finali izlerken, Twitter'dan da birbirimize tweet'ler attık. O maçtan sonraki günde maçımız olduğu için, bir anda ben ve
Pops'a şakayla karışık, "Hadi artık uyuyun, yarın maçınız var" mesajları gelmeye başladı. Ancak iş ciddileşince, bazı kişileri bloklamak zorunda
kaldım. Taraftarları çok seviyorum ama özel hayatııma karışmalarını istemiyorum. Saygısızlık olarak algılanmasın. Biz taraftarlarımızın, bizi sahada
desteklemelerini istiyoruz. Bunu zaten fazlasıyla yapıyorlar. Taraftarlarımızı çok seviyorum ama bu tarz mesajlar beni biraz yormuştu. Sonuçta biz
profesyonel sporcularız."
-Beşiktaş taraftarları hakkında ne düşünüyorsun?
"D.H: Gerçekten sezon boyunca çok
iyiydiler. Kazansak da, kaybetsek de bizimle oldular. Buraya kadar gelmemizde onlarında emeği büyük. Tabii kide kaybettiğimizde çok üzülüyorlar.
Özellikle de, mücadele etmeyip kaybettiysek sinirleniyorlar. Bunda haklılar. Fakat, sonuna kadar savaştıysak o maçta, sonucunda kaybetsek dahi, bizi
destekliyorlar. Şimdi finallere geldik. Tabii kide herkes çok heyecanlı. Taraftarın desteği çok önemli. Umuyorum ki Galatasaray serisindeki gibi
muhteşem desteklerini sürdüreceklerdir. Galatasaray serisinde Sinan Erdem'de oynadığımız maçlardaki desteği, hiçbir yerde görmedim. Belki Partizan
taraftarı olabilir. Ben Partizan'a karşı defalarca oynadım ve Beşiktaş taraftarı bana Partizan'ı hatırlatıyor. Partizan'ın da renkleri siyah-beyaz.
Taraftarlarımızda salonu dolduruyor ve her yer siyah-beyaz oluyor. Yarattıkları atmosfer, bize çok yardımcı oluyor."
-Anadolu Efes
hakkında neler söylemek istersin?
"D.H: Efes gerçekten çok kaliteli ve iyi bir takım. 12 oyuncuları da süre alabilecek oyuncular.
Çok iyi oyunculara sahipler. Evet, belki Euroleague'de başarılı olamadılar. Hatta, Türkiye Kupasında da. Fakat herşeyi düzeltmek için bir şansları
var. Eğer bu seriyi kazanırlarsa, sezonu Şampiyonlukla bitirecekler ve bütün sezonu düzeltmiş olacaklar. Anadolu Efes'e saygı duyuyorum."
-Biliyorum, geleceğin hakkında şu anda bir şey söylemek için erken. Sezon devam ediyor. Ancak taraftarlar gerçekten çok merak ediyor.
Gelecek sezonki durumun hakkında bilgi verebilir misin?
"D.H: Seninde söylediğin gibi, şu anda geleceğim hakkında net bir şey
söylemek için çok erken. Fakat, Beşiktaş'ta kalmak istiyorum. Burada gerçekten çok iyi bir sezon geçirdim. Üstelik, finali kazanırsak, Euroleague'de
mücadele edeceğiz. Beşiktaş ile Euroleague'de oynamak istiyorum. Tatilden sonra buraya dönüp, Beşiktaş'ta oynamak en büyük arzum. Bekleyip,
göreceğiz..."
-Son olarak, bize vakit ayırdığın için çok teşekkürler.
D.H: "Ben teşekkür ederim. Zevk
aldım..."
Röportaj: Can PELİSTER - twitter.com/Can_SB