İngiliz Büyükelçi Richard Moore, Beşiktaş'a olan sevdasını Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman'a anlattı.
- Oleeeey! Takımınız Beşiktaş, Şampiyorlar Ligi'nde üç maç kazandı, birinde de berabere kaldı, h,l, yenilmedi... Bir Beşiktaşlı olarak ne hissediyorsunuz?
Şahane hissediyorum! Bir büyükelçi olarak bazı ciddi işler yapmam gerekiyordu, Beşiktaş taraftarı olmak da yaptığım ciddi işlerden biriydi! Avrupa'da elde ettiğimiz başarı cidden takdire şayan. Hiçbir Türk takımı daha önce bunu başaramamıştı. Ama futbol konusunda dikkatli konuşmalıyım...
E çünkü ben sizin kadar tutkulu olamam, ben Türk değilim, İngiliz'im. Biraz daha mesafeliyim. İnsanların Twitter'da bana, "Sayın Büyükelçi, sen tinerci misin?" demesini çok eğlenceli buluyorum. Çarşı Grubu üyesiymişim gibi davranıyorlar, bu da hoşuma gidiyor. Futbol gerçekten çok başka dinamikleri içeriyor, insanlarla farklı yakınlıklar kurmanıza sebep oluyor. İyi ki Beşiktaşlıyım! Beşiktaş'ın birçok maçına gittim ve her defasında çok keyif aldım. Bana hep çok samimi davrandılar, son olarak beni Kongre Onur Üyesi yaptılar. Daha ne isterim!
- Peki nasıl Beşiktaşlı oldunuz?
Türkiye'ye ilk geldiğimde en sık karşılaştığım soru: "Hangi takımı tutuyorsunuz"du. Bir kere "Chelsea" diyecek oldum ama anladım ki, duymak istedikleri cevap bu değil. Kişiliğime uyan bir Türk takımı bulmalıydım. Üç büyüklerden biri olmalıydı. Sonra şunu hatırladım: 1989-90 yıllarında Beşiktaş'ı Gordon Milne çalıştırıyordu ve takımda üç Britanyalı oyuncu vardı. Bu bana yakın ve iyi geldi. Beşiktaş'ı seçtim. O zamandan beri de Beşiktaşlıyım...
Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın