"Bak deli, dünya fani"

Beşiktaşımız tarihi zafere uzanırken, uzun ve meşakkatli bir yoldan geçti.

Kaynak : Sabah

Beşiktaşımız tarihi zafere uzanırken, uzun ve meşakkatli bir yoldan geçti. Bu badirelerden en önemlisi sezon başında takımın iki kaptanı İbrahim Üzülmez'le İbrahim Toraman'ın yumruk yumruğa kavga edip kadro dışı kalmasıydı. Afla geri dönen ancak kaptanlığı elinden alınan Üzülmez ve takımı zorlu bir sınav bekliyordu. O kaybettiği pazubant, ya boğacak ya da baş tacı olacaktı. İlginç bir süreç yaşandı. 35'in de Beşiktaş'ta çalıştığı 10. teknik adam Denizli'nin de gözdesi oldu. Yeniden A Milli Takım'a seçildi. İkinci baharını yaşayan Üzülmez düşüncelerinin ve ikinci çocuklarını bekleyen eşi Neslihan'la ilk kez evinin kapılarını SABAH'a açtı. İşte o röportaj ve Üzülmez'in söyledikleri: "Beşiktaş'a gelişimin 9 yılı. 100. yıl şampiyonluğu başta olmak üzere büyük mutluluklar yaşadım. Üzüntülerim de oldu. Ama kendimi bu ailenin bir parçası olarak hissediyorum. Taraftarın 'Deli İbrahim'i olsam'da bu takımda kaptanlık onurunu yaşayacak kadar sevildiğimi, sayıldığımı biliyorum. Kampta İbrahim kardeşimle bir kavgamız oldu. Takımın kaptanı olarak üzerime verilmiş olan sorumluluğu yerine getirirken aşırıya kaçtım. Her ne olursa olsun, haklı da haksız da olsanız Beşiktaş kaptanı olarak o fotoğrafı dışarıya vermememiz gerekiyordu. Sonrasında herkesden kendi adıma özür diledim. Bunu kalben yaptım. İbrahim kardeşimle de kucaklaştık ve hiç sorun yaşamadık. Ama bunu 'Kaderimiz de varsa çekeriz ama geri dönüş fırsatı verilirse de hakkıyla hizmet ederiz' demiştim. O fırsat verildi."

NEFSİMLE SAVAŞI KAZANDIM
Kaptanlık elinden alındı ama sonra affedildin. Bu süreç zor muydu? Neler yaşadın İbrahim?" sorusuna eski kaptan, "Kendi başanıza çok kalıyorsunuz. Bir nevi nefsinizle savaş veriyorsunuz. Ben ne için yaptım? Kimin için yaptım? Ne buldum?' diye.. Ben kaptanken sorumluluk alan, sadece takımın değil personelin bile sorunlarıyla ilgilenen birisiydim. Çocuklar birşey istiyor, kimseyi kırmadan, çözmeye çalışıyorsunuz. İlk başlarda alışmak kolay olmadı, nefsimle savaş verdim. Sürekli 'Bak deli, dünya fani. Bu işler geçici. Adamlık kalıcı. Adam gibi çalış, işine bak arkadaşlarına yardımcı ol' diyerek hep kendimi telkin ettim. O zaman içimdeki savaşı kazandım. Bütün samimiyetimle Rüştü'yle birlikte takımın ağabeyleri olarak hem Delgado, hem Nobre'ye daha önemlisi Mustafa hoca ve Tayfur hocaya yardımcı oldum. Hem nefsimle savaşımı, hem de sahadaki savaşı kazanarak çifte zafer çifte kupa kaldırdım" yanıtını verdi.

İLK SAVAŞIM DEĞİLDİ
Evde bir kaza olmuştu, sağ ayak bileğimdeki aşil tendonum banyo camının üzerine düşmesi sonucu yarısına kadar kesilip, kopmuştu. Tamamının kopması demek futbola veda etmek demekti. Hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşadım. Hem psikolojik, hem de fiziksel bir savaştı bu. Onu da kazanıp 6 ay sonra sahalara döndüm. Samimi söylüyorum iyi uyuyor, iyi besleniyor, herkesten daha çok çalışıyorum. Çalışmanın karşılığını aldım. Bu gençlere örnek olması açısından çok önemli.

2 YIL DAHA OYNAMAK İSTİYORUM
35 yaşında olduğunu belirten İbrahim Üzülmez, "Ama ben kendimi 25 yaşında hissediyorum. İdmanlarda bile gençlerle yarışıyorum. Ve davam etmek istiyorum. Şu anda sözleşmem bitti. Başkanım Yıldırım Demirören ve yönetimle görüşeceğim. Devam etmek istediğimi söyleyeceğim. Takdir onların. Bu saatten sonra bir yere gidecek değilim. Ama bu takıma verecek daha çok şeyimin olduğuna inanıyorum. Allah nasip ederse, kafamda '2 yıl daha oynarım' diye düşünüyorum. Vücut götürdükten sonra 40'ına kadar oynayanlar var" şeklinde konuştu.

FELEĞİN ÇEMBERİNDEN GEÇMİŞ
Ertuğrul Sağlam'ın ayrılışını ve Mustafa Denizli'yle çalışma sürecini değerlendirmesini istediğimiz Üzülmez, "Ertuğrul hoca takımda saygı duyduğumuz ve sevdiğimiz bir isimdi. Kadro dışı o dönemde kaldık ve geri döndük. Hocalığı çok iyiydi. Ancak Mustafa Hoca'yla baktığınzda tecrübe farkı çok büyük. Bu da normal. Mustafa hoca feleğin çemberinden geçmiş. Her adımında, hareketinde bir mana vardı, müthiş tecrübesi vardı. Bu sıkıntılı süreci Mustafa hoca olmasaydı zor aşardık. Bize tam bir liderlik yaptı" dedi.

O GOLÜMLE TARİHE GEÇTİM
Milli Takım'ın Azerbaycan ve Fransa ile oynadığı maçlarda forma giyen Üzülmez, "Azerbaycan maçında attığım gol milli takımdaki ilk golümdü. Benim için ilklerin önemi vardır. Kendi adıma bu golle tarihe geçtim diyebilirim. Özel de olsa milli maç, milli maçtır. Hakikaten benim için büyük anlamı var" dedi. Kaptan, Fransa maçındaki kart ve penaltı pozisyonu için de, "Bir iletişim sorunu oldu. Topa kafayı vururken, Volkan'ı gördüm ve durakladım. O duraklamada penaltıya sebebiyet verdim.Hatamı Fatih hocam maç sonrası anlattı" ifadesini kullandı.

MÜTHİŞ BİR JESTTİ!..
Üzülmez, Denizlispor maçında Mustafa Denizli'nin koluna kaptanlık bandını taktığı an için de, "Haberim yoktu. Benim için büyük sürpriz oldu. Mustafa ve Tayfur hoca planlamış. Ama çok duygulandım. Hocama sarıldım. Burada önemli olan kaptanlık değil, yapılan jest. O beni duygulandırdı. İnanın kaptanlığı uzun süredir belki 8 aydır önemsemiyorum. Benim için önemli olan şampiyon olmaktı. Hem de çifte şampiyonluk yaşadık. Kaptanlık meselesini artık konuşmak istemiyorum" dedi.

OĞLU "EFE" OLACAK
İbrahim Üzülmez, eşi Neslihan ve kızı Eda, SABAH'ı Çekmeköy'deki yeni yuvalarında ağırladı. Bayan Üzülmez 6 aylık hamile ve sabırsızlıkla yeni yavrularını bekliyor. İbrahim Üzülmüz doğacak erkek çocuklarını heyecan içinde beklediklerini söylerken, ismini de belirlediklerini ifade etti. Beşiktaşlı futbolcu, "Kızım Ela da kardeşini sabırsızlıkla bekliyor. Benim huzur bulduğum iki yer var. Bir evim bir de köye gittiğim zaman baba ocağım. Bu iki yerde huzur buluyorum. O yüzden idmanlardan sonra soluğu işim yoksa evimde alırım" yorumunu yaptı. Eski kaptan Üzülmez, bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'ın başarısı için ellerinden geleni yapacaklarını da söyledi.Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın