YILDIRIM gibi geliyor! Demirören planları ve projeleriyle Kartal'ı yeniden kanatlandırmak için hazır...

Baba Erdoğan Demirören... Beşiktaş tarihinin en sıkıntılı günlerinde ‘bir kurtarıcı’ olarak sahneye çıkmıştı. Kulübün kapısına kilit vurulurken, anahtarı gidip teslim almıştı. Oğlu Yıldırım Demirören... Yıllarca başarıyla yürüttüğü yöneticilik görevine, şimdi başkan olarak devam etmek istiyor. Hem de Beşiktaş tarihinin en büyük ikinci sıkıntılı döneminin yaşandığı şu günlerde... Demirören ailesi, 30 Mayıs’taki genel kurulda kongre üyelerinden görev bekliyor. Yıldırım Demirören, seçime sayılı günler kala plan ve projelerini açıklıyor:

"Adayların, kongre üyelerinin huzuruna sunacağı listeler gerçekten de çok önemli. Televizyondan seyredenler, salonda olmayacak. Ekipler gelir, ekipler gider. Ortada bir başarı varsa, bu bütün ekibindir. Benim arkadaşlarımın hepsi de kendini ispat etmiş işadamları. Ve bizim aramızda müthiş bir paylaşımcılık duygusu var. Zaten bu özellikler biraraya gelmese, bu yola çıkmazdık. Uzun lafın kısası şu; birlik beraberlik varsa, başarı geliyor.

Giunti, Zago ve Ilie’nin sözleşmeleri bitti. Şu an hepsi de serbest... Diğer kalanlarla ilgili benim konuşma şansım, daha doğrusu yetkim yok. Ancak bana sorarsanız, Oscar Cordoba dünyanın en iyi kalecilerinden biri. Evet, ikinci yarı kötüydü, ama bu periyotta zaten bütün takım kötüydü. Ronaldo da istikrarlı bir oyuncu. Çok faydalı bir adam. Pancu konusunda tek şüphem var; gerçi sözleşmesi bulunuyor, ama Mircea Lucescu ile gider mi, bilemem. Çünkü burada kendini yalnız hissedebilir. Kalan üç yabancı ise Beşiktaş’ın oyuncusu. Ben gitmelerini istemiyorum.

Lothar Matthaeus ile anlaştığımızı, seçildiğimiz takdirde onun takımın başına geçeceğini daha önceden açıklamıştık. Ancak şunu da söylemeliyiz; ikinci hocamız kesinlikle Türk olacak. Ayrıca futbol takımı menaceri de eski futbolculardan seçilecek. Tıpkı, Sinan Engin’in ilk geldiği günlerdeki gibi... Zago, şampiyonlukta lokomotif görevi üstlenmişti. Üstelik hem saha içinde hem de saha dışında... Ancak santrfor almamız gerekiyor. Matthaeus ile ortaklaşa belirlediğimiz bir golcüyü alacağız. Eğer bir takım kuracaksan, hocanın her şeyden bilgili olmalı. Kendisiyle perşembe veya cuma günü buluşacağız. İsterse, Giunti’yi de alabiliriz.

Alman ve Macar basınında çıkan haberlere gelince... Lothar Matthaeus’un Macaristan Milli Takımı ile 2 yıllık daha sözleşmesi var. Ben başkan seçilemezsem, oradaki huzurunu bozmamak için böyle bir açıklama yapmak gereği duydu. Kendisiyle her konuda anlaştık, mukavelemiz bile var. Hem de Türkiye’deki rakamlarla kıyaslarsanız, konuşulmayacak bir para karşılığında... Onu seçmemizin iki ana nedeni var. Birincisi, genç ve hırslı oluşu... İkincisi de altyapıya çok değer vermesi. Tıpkı, Christoph Daum’un ilk dönemleri gibi. Tabii ki bir de güvenmek, inanmak lazım. Milne ilk geldiğinde herkes ‘kim bu’ demişti. Sonuç ortada... Ben, Matthaeus’a inandım, güvendim.

Sadece Çaykur Rizespor ve Akçaabat Sebatspor maçlarını izlerseniz, bu takımın komple gitmesi gerektiğini söylersiniz. Ancak takım gerçekte böyle değildi ki. Elbette mukavelesi bitenler, gönderilmesi gerekenler var. Matthaeus’a yaklaşık 30 tane kaset gönderdik. Hem geçen yıldan hem de bu sezondan maçlar var. İzleyecek, sonrasında da kararını verecek. Benim en büyük şansım, futbolcularla olan iyi diyaloğum. Bu takımı, yine eski havasına sokabilme şansım bile var. Bana göre geride kalan sezonun en büyük hatalarından biri, Ahmet Dursun’un gönderilmesiydi. Yönetimde olsaydım, gitmemesi yönünde görüş belirtirdim.

Eğer bu sene bu olaylar yaşanmasa; Beşiktaş, Avrupa’da büyük başarılar yakalayabilirdi. ‘Şampiyonluk nasıl kaçtı’ sorusunun yanıtı çok basit: Motivasyon bozukluğu... Yönetimle takımın kopuk olması. İlhan’ın satılması, onun yerine başka bir forvet alınmaması... Benim birinci hedefim; Türkiye’de şampiyonluk. İki sene sonra ‘Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olacağız’ dersem, hayal olur... Yeniden yapılanma olacağı için böyle konuşmak doğru değil. Aslına bakarsanız; Mircea Lucescu’nun kalması, benim için büyük bir avantaj olurdu. Çünkü ikimiz de birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ancak çok yıprandı. Kalsa ve gelecek sezon üçüncü ya da dördüncü maçta bir yenilgi alsak, yine aynı kaosa sürüklenirdik. Çünkü Lucescu’nun kredisi kalmamıştı, kamuoyu da onu artık istemiyordu. Kıvanç Oktay da tıpkı benim gibi, bu takımı çok iyi tanıyor. Bu nedenle şunu rahatlıkla söylüyorum; biz seçilirsek, gelecek yıl şampiyonluğun en güçlü adayı, Beşiktaş...

Şu anki manzara şu; taraftar bölündü, camia küstü. Seçimi kim kazanırsa kazansın, öncelikle birlik sağlanmalı. Taraftarı da, dernekleri de Beşiktaş’ın içinde toplamak lazım. Ben, kulübün taraftara bilet verdiğine inanmıyorum. Ancak İnönü Stadı’na kaçak girenlerin sayısı tam 6 bine yükseldi. Verilen ödünlerden dolayı da bugün buraya gelindi. Kapalı tribünün değişen şekli nedeniyle Beşiktaş taraftarının büyük tepkisi vardı. Gerçeği söylemek gerekirse, alınan karara imza atan biri olarak ben de şunu gördüm, meğer kapalıyı bu hale getirerek, biz Beşiktaş’ın kalbini almışız. Bu nedenle projemiz şu; kapalı eski haline dönecek, basın tribünü karşıya geçecek, localar da kalkacak.

Ben, Divan Kurulu’na, ‘Zaman kaybediyoruz, bir an evvel transfer yapmalıyız’ dedim, ama kabul edilmedi. Şu an hiç birimizin yetkisi yok ki, kimseye ‘gel bize’ diyemiyoruz. Buna rağmen çalışmalarımız sürüyor. Biz Yıldıray Baştürk ile görüştük. 7 milyon dolar para istedi. O parayı verirsek, dengeler bozulur takımda. Üstelik Yıldıray’ın belinden de bir rahatsızlığı var. Nihat Kahveci için de Real Sociedad kapıyı 12 milyon dolar’dan açmış. Kesinlikle Nihat’ı geri istiyorum, bu nedenle Başkan Asti ile görüşeceğim. Benim bir tarzım var; İmza kurumadan hiç bir şeyin açıklanmasını istemiyorum.

Matthaeus biz seçilirsek 1 Haziran’da işbaşı yapacak. Hemen antrenman programını göndermek istiyor. 25 Haziran’daki kamp dönemi öncesi, futbolcuları hazır tutmayı amaçlıyor. Ben gençlere, özellikle de Okan Koç’a çok güveniyorum. Lothar ile sürekli temastayız. Eğer kalmalarını isterse, Kaan ve Serdar’la yolumuza devam edeceğiz. Sergen konusundaki kararımız aynı, kalacak... Zafer Biryol da iyi bir adam, üstelik gol kralı olmuş ve faydalı olacaktır, ama ben Sedat’ı düşünmüyorum.

O kadar çok bilinmeyenli denklem bir arada gidiyor ki... Zamanlama çok kötü. Şu an mevcut adayın listesinde olan kişiler, Beşiktaş’ta yöneticilik de yapıyorlar. Ve dolayısıyla Beşiktaş’ı temsilen herkesi arayabiliyorlar. Konuşma hakları var. Hiç kimsenin görmeyip de gidip aldıkları bir oyuncu değil Zafer Biryol. Ne kadara anlaştıklarını da bilmiyorum. Zafer bonservisli bir oyuncu. Kulübüne ne kadar verdiklerini de bilmiyorum.

Eğer Cordoba’yı gönderme kararımız olursa, Rüştü’yü neden düşünmeyelim ki... Nasılsa kendisi de Barcelona’da oynayamıyor. Türk Milli Takımı’nın kalecisini Lothar istemeyecek değil ya! Ancak Oscar kalırsa, Rüştü Kartal’a gelerek ikinci kaleci olur mu? Elbette olmaz. Mühim olan Oscar Cordoba ile konuşmak, görüşlerini almak. Tazminata gerek yok, mukaveleli futbolcu olduğu için gider UEFA’dan kalan parasını alır. Ben, eğer santrfor gönderiyorsam, mutlaka yerine bir santrfor alırım. Şu anki yönetim İlhan’ı gönderip, Ilie’yi aldı. Belki tatabilirdi, ama tutmadı. Transferde kural şu; Alternatifi olmadan elindekini satamazsın.

Beşiktaş’taki kaosun ardından iki ezeli rakibimiz düğmeye bastı. Fenerbahçe ile Galatasaray belki de ilk kez bir konuda anlaşma sağladı. Beşiktaş’ı dışarıda bıraktılar. Bu nedenle bütün camia, kazanan yönetimin arkasında olmalı. Çünkü ancak böyle mücadele edilebilir böyle bir durumda. Naklen yayın konusunda Anadolu kulüpleri bizimle hareket edecekti. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın şu anki düşüncesi bu. Zaten başlattılar, FBTV ile... Kanun olarak mümkün değil. Bu bir kavga... ‘Kavgadan çekinmeyiz, büyük payı isteriz’e gelecektir bu iş. Bu kavgaları yapacağımıza inandığımız için aday olduk. Beşiktaş son 10 yıldır bu kadar sancılı değildi. Belki bu sancıları birikmeye başlamıştı, ama ‘başarı var’ diye üstü örtülüyordu. Şimdi bir anda her şey patladı.

Federasyon inşallah yönetimi değiştirip insanlara yardımcı olacak. Ben, federasyonun Beşiktaş 11 puan farkla önde giderken, Fener’i desteklediğine inanmıyorum. Kamuoyunda bir rahatsızlık var. Bu her takımda yaşanıyor. Yeni bir seçime gidiliyor. Bütün kurumlar değişecek. Sayın Haluk Ulusoy da bu rahatsızlığı gördüğü için muhakkak radikal kararlar alacaktır.

Biz seçimi kazanırsak hem şampiyonluğu hem de kulübün yaşadığı sıkıntıları paralel götürmek zorundayız. Bu güçlü yönetimde ikisi paralel gider. 2.5 senemiz kaldı. Bu süreç de şampiyonluk için yeter. Sıkıntı için düğmeye basılır, kademe kademe gider. Ben birleşmeye hazırım diğer arkadaşları bilemem ama onların da bu niyette olduklarını inanıyorum.

Ne şartla olursa olsun, koltuğa oturduğunuz gün transfer için paraya ihtiyacınız var. En az 10 milyon dolar nakit ve gayri nakit paraya ihtiyaç duyuluyor. Bunu ben karşılıyorum. Yönetimdeki arkadaşlarımdan para almıyorum, üstelik bir çoğunun maddi durumu benden daha iyi olmasına rağmen. Nedenim şu; para aldığında, koltuğu satmış gibi oluyorsun. O zaman her yönetici konuşmak istiyor. Her yönetici ‘öbür yöneticiden ben daha çok verdim’ diyerek söz hakkı istiyor. Kamuoyunda daha çok görünmek istiyor, huzursuzluk yaşanıyor. Bu huzursuzlak daha sonra takıma yansıyor. İşte bu yüzden ne para alacağım, ne de koltuk satacağım."

3O Mayıs’taki seçim kongresinde Yıldırım Demirören ile Fikret Orman’ın çekişmesi bekleniyor. İki aday Anadolu’yu karış karış gezerken seçim çalışmalarına da tam gaz devam ediyor. Bu süreçte öyle olaylar yaşanıyor ki... İşte ilk sürpriz; Orman’dan! Bir kitapçık hazırlayıp üyelere plan ve projelerini anlatmayı düşünen Orman, arka kapağa da Beşiktaşlı miniklerin resmini koydu. Resim gerçekten de hoştu, ancak o çocuklardan ikisi, Orman’ın en büyük rakibi Demirören’in kızı Yelda ve oğlu Erdoğan’dı. Bu olay, sonunda anlaşıldı. Nedeni bu mudur bilinmez, ama şimdi Orman’ın kitapçığını yenileyeceği konuşuluyor.

Kurmayları ile birlikte dur durak bilmeden çalışmalarını sürdüren Yıldırım Demirören, dün gece de Beşiktaşlılar Cemiyeti’nin Kuruçeşme Divan Oteli’nde verdiği akşam yemeğine katıldı. Yemekli toplantıya oldukça geniş bir katılımın olması, Demirören’in yüzünü güldürdü. Yıldırım Demirören ve ekibi, bugün de başkanlığını Turhan Şalva’nın yaptığı 100. Yıl Beşiktaşlılar Derneği’nin Bostancı Green Park’ta vereceği akşam yemeğinde Kadıköylü kongre üyeleriyle buluşacak.

Kaynak: Fanatik

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları