Karakartal.com'un sevilen yazarlarından Özgün Başpınar, 2-1'lik Trabzonspor yenilgimizi kaleme aldı.
Çok acayip bir maç izledik.
Trabzon’un 2 hızlı hücum adamı Burak ve Olcan’ın adam başı beşer net gol pozisyonu var.
Haftalardır Beşiktaş’ın en kötüsü olan Cenk’in kurtardığı neredeyse bir düzine gol var.
Beşiktaş’ın net gol pozisyonu hiç yok gibi… Kaleyi tutan tek top gol olmuş.
Trabzon her iki kanattan yağıyor adeta... 6-7 dakikada bir kaleciyle karşı karşıya kalıyorlar.
Kanatlarda Toraman’la Ersan her bakkala yollandıklarında bir ekmek alsalar, kulüp çalışanları üç öğün doyar.
Ortada Sidnei, sağından soluna dönene kadar çocuk büyür. Körüklü belediye otobüsünden hallice, tek hamlede dönüş yapamıyor. Önce gövde, sonra popo parça parça viraj alıyor.
Göbekte Necip, yine boş boş koşup duruyor. Bu ligde Necip kadar verimsiz koşan sadece abisi Simao var. Ben bu ikiliyi çözemiyorum. Bu kadar çok koşup bu kadar az asist, gol ve top kapma ortalaması olan oyuncu Anadolu kulübünde bile yok. Merak ediyorum, koşarken ne düşünüyorlar, niye üretici olamıyorlar? Futboldan daha önemli işleri mi var acaba?
Ekrem, bir garip oğlan. Onu suçlayamıyorum, kulüpte kullanılmadığı tek departman halkla ilişkiler kaldı. Sağ bekten aniden sol açığa geçince kurtaracak mıyım, atacak mıyım şaşırıyor. Ortaya karışık bir şeyler yapıyor.
Quaresma ile ilgili artık bir şey yazmak gelmiyor içimden. Hakikaten bıktım. Teknik direktörlerin işi çok zor bu adamla… Almeida’ya nefis bir gol attırıyor, sonra ayağından kaçırdığı topa zahmet edip hamle bile yapmıyor. Bütün takımın disiplinini tek bir hareketle bozuyor. Yeteneğiyle laubaliliği yarışıyor.
Günün adam gibi adamları yine Sivok, Ernst ve Fernandes. Bunlara bir de Almeida eklendi, çalışkanlığı ve bu sefer bitiriciliğiyle… Bir de Cenk yan toplar dışında bu kez Beşiktaş kalecisi gibi oynadı. Gerisini tefe koy, çal.
Trabzonlu futbolcular azıcık becerikli olsalar, bizim Adana Demirspor’a 10 attığımız maçın rekoru rahatça kırılırdı. Dua edelim, böyle bir facia olmadı.
Sonuç olarak dört büyükler arasındaki maçlardan sadece 1 galibiyetle ayrılmamız sezonun tokat gibi özetidir. Artık şampiyonlukla uzaktan yakından ilgimiz kalmadı. Önümüzdeki senenin hesapları yapılmalı.
Boşalan başkanlık koltuğu, karakteri güçlü olmayan futbolcularda iyice disiplinsizlik yarattı. Bu koltuk bir an önce dolmalı. Umarım tüm Beşiktaşlıların kalbindeki başkan olan Serdar Adalı, koltuğu devralır ve yıldızcıklarımızın kendisi yöneticiyken olduğu gibi disiplinli bir şekilde sahada yer almalarını sağlar.
İlk etapta da Edu, Sidnei, Simao, gibi hiçbir işe yaramayan Mendes kazıklarını elden çıkarır, Necip, İsmail, Cenk gibi formanın değerini hala anlamayan gençlerin kulaklarını uzatır, Quaresma gibi şımarıkların burnunu sürter. Bunlar artık kabak tadı veriyor. Önümüzdeki sezon çekilecek halleri kalmadı.