Hükmen olmazsa resmen

Özgün Başpınar: "Jones'un ve Sivok'un da iyileşmesiyle daha da güçlü bir şekilde zirve yarışına dahil olacağız."

Maçın tekrarını değil, 3-0 hükmen galip sayılmayı talep etmiştik. PFDK keşke kabul etseydi de, gereksiz bir doksan dakika oynamamış olsaydık. Kasımpaşa Fenerbahçe, biz Bursa maçı için daha iyi dinlenirdik.

İlk kırkbeş dakika Kasımpaşa'yı resmen ezdik. Çok rahat bir şekilde üç farklı galibiyete ulaştık. Artık bu saatten sonra da bir aksilik olmaz, ikinci yarı beşi, altıyı buluruz diye düşünürken her zamanki gibi aksilik oldu! Aksilik Serdar'ın ta kendisi, eşanlamlısıydı. Saçmasapan bir bölgede, taa orta sahanın en kenar parselinde, hiçbir tehlike, ani bir atak olmadığı halde saçmasapan bir şekilde rakibine altgeçit yapmaya kalktı. Fakat hakem inşaat ruhsatı vermeyince ikinci sarıdan kırmızıyı yedi. Rakip yerde kaldı, Beşiktaş on kişi kaldı, bizim şov beklentimiz de başka bahara kaldı. Eğer bu saçmasapan atılma olmasaydı, Kasımpaşa o hükmen yenilgi için resmen dua edecekti.

Serdar atıldıktan sonra ürkek bir güvercin gibi sahasına sığındı koskoca Karakartal. Oyunu kontrol etmek, tutmak tabii ki doğruydu ama Kasımpaşa'nın TOKİ arazisi genişliğinde boş alan bıraktığı rakip yarı sahada müthiş kontratak fırsatları yakalayabilirdik, birazcık cesur olsak… Biliç de aynı hesabı yaparak Gökhan gibi Olcay gibi süratli adamların yanına Holosko'yu da kattı ama iki tane pas ardarda yapıp organize bir atak yapamadık. Topu alanın eli ayağına dolaştı, panikatak yaptık ama bir türlü etkili kontratak yapamadık.

Ofansif olarak faciaydık belki ama savunmayı ilk kez bu kadar mükemmel yaptık. On kişi, Kasımpaşa'nın önüne etten bir duvar ördük. Babel'in Tolga'nın tokatladığı şutu dışında hiç net pozisyon vermedik. Her futbolcumuz müthiş mücadele etti ve bileğimizin hakkıyla üç puanı aldık.

Olcay hep doğru yerlerde oldu, ilk golde çok zekice bir koşu ve nefis bir asist yaptı. Kendisine nefis bir ara pas yapan Veli'ye üçüncü golde borcunu ödedi ve Veli'nin golü atmasını sağladı. Bunun yanında on kişi kaldıktan sonra bir solbek kadar etkili defans yaptı. Bir sürü top kaptı, atak kesti, canını dişine taktı. Helal olsun.

Franco yine kritik hamleler yaptı. Defansı yönetti, hatasız oyununu golle süsledi. Pırıl pırıl parlıyor, maşallah diyorum.

Tolga yine sakat sakat oynayıp iki tane karşı karşıya pozisyonu çıkardı. Ona da helal olsun, kaptanlık da çok yakıştı.

Kadronun Fernandes kızağa çekildikten sonraki işleyişi tıkır tıkır. Fakat beni şaşırtan şey, Oğuzhan'ın performansının düşmesi. Forvet arkası oynamaya başladığında Ozzy'nin şov yapacağını düşünüyordum. Fakat mücadelesi eksiksiz olsa da, ofansif olarak katkısı eskisinden çok daha az. Pek suya sabuna dokunmuyor, yerini yadırgıyor. İnşallah çabuk adapte olur da, bizi yine Fernandes'e mahkum etmez.

Beşiktaş'ın sezon başı formunu yeniden yakaladığı konuşulmaya başlandı. Ortak nokta şu; ilk dört maçta da çok iyi takım savunması yapmış ve girdiğimiz az sayıda pozisyonu değerlendirerek puanları toplamıştık. Son maçlarda da benzer şekilde kazanıyoruz. Burada anahtar konu, pozisyon harcamamamız. Kaybettiğimiz maçlarda, hep çok pozisyon harcayarak kaybettik. Maçların son dakikalarında hep harcadığımız pozisyonlara yandık. Dolayısıyla, zirve yarışının iyice kızıştığı şu haftalarda konsantrasyon çok önemli. Bunu sağlayacak kişi de, teknik direktör. Biliç bu görevini çok iyi yapmalı. Kadro zaten genç olduğu için ekstra motivasyon toplantıları hazırlamalı ve önce psikolojik savaşı kazanmalı.

Jones'un ve Sivok'un da iyileşmesiyle daha da güçlü bir şekilde zirve yarışına dahil olacağız. Bundan sonra teknik ekibi, futbolcusu, taraftarı herkes canını dişine takmalı. Beşiktaş'ı hep birlikte şampiyon yapmalı…

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar