Gizli santrfor

Yazarlarımızdan Özgün Başpınar, Galatasaray ile berabere kaldığımız maçın ardından kaleme aldığı yazısında Beşiktaş'ımızda tekrar tekrar aynı hataları yapmaktan vazgeçmeyen oyuncularımızı eleştirdi.

Sezon başından beri banttan yayın yapan bir takımımız var. Her maçta aynı golleri kaçırıp, aynı golleri yiyip, aynı adamlarla aynı hataları yapıp, aynı takımlara aynı şekilde puan kaybediyoruz. Bir kişi de yayını tekrar izleyip aynı bandı tekrar koymayalım, yayın akışını düzenleyelim, seyircimizi delirtmeyelim demiyor.

Önce tüm rakiplerimizin en büyük gol ümidi, gizli santrfor İsmail’den başlayalım. Bu adamı tutamıyoruz arkadaş! Futbola orta saha olarak başladığı için o da kendini tutamıyor, hababam asist yapıyor, pozisyon hazırlıyor. Ama karşı takıma! Sezon boyunca sürekli defansımızı yatırdığı gibi Play off’da yediğimiz gollerin en az yarısında baş rolde... Fener maçında ilk golde barajda eğilip Stoch’un kırk metreden gol atmasını sağlıyor. İkinci golde, kornerden gelen topta Gökhan Gönül’ü kaçırıyor ve kendisinden en az 5 cm kısa olan Gökhan’ın topu kalenin içine aşırtmasını seyrediyor. Bugün de, Galatasaray’a, top ayağında bomboş pozisyondayken ikramda bulunuyor, sonra da topu geri alayım diye 18’in hemen önünde yoktan bir frikik yaratıyor. Üstelik Türkiye liginin frikik kralı Selçuk karşı takımdayken… Frikik gol olmuyor ama arkasından gelen kornerde, Cenk de her zamanki gibi İsmail’e tam destek veriyor, Melo bomboş pozisyonda topu kalemize bırakıyor.

Cenk demişken bu arkadaşa da ayrı bir parantez açmak lazım. Kendisi çok kitap okuduğunu her fırsatta dile getiriyor ama Türkçesi hala zayıf. Yan topa çıkmakla ağaca çıkmak arasındaki farkı hala algılayamadı. Kornerden gelen top, altıpasa süzülürken Cenk genel olarak gemi kaptanı edalarında ufka bakıyor, sonra rakibin 5 adımdan vurduğu kafaya saygı duruşunda bulunuyor. Cenk’i bir kamera sadece yakın planda çekse, futbol sahasında kaleci değil, Ibiza Plajı’nda cankurtaran zannedersiniz. Öyle soğukkanlı ifadelerle etrafı seyrediyor, arada bir ellerini öyle göğsünde kavuşturuyor ki, maç yaptığını anlamak mümkün değil.

Dikkatli futbol seyircileri bu yazdıklarımı okurken benzer pozisyonları hemen hatırlayacaktır. Birebir olarak! Mesela Stoke City’den İnönü’de yediğimiz golde İsmail aynen, bakın aynen diyorum, sahanın yeri, topu kaybediş şekli vs. tıpatıp olarak aynı, topu rakibe verdi ve golü yedirdi.

Mesela Antalya’dan yediğimiz penaltı golünden önce gelen kornerde Cenk, yine gökyüzünü seyrediyordu. Seyretmeyen rakip kafayı vurdu ve İsmail bir kez daha keskin futbol zekasını gözler önüne sererek 2-0 önde olduğumuz maçın son dakikasında topu elle keserek kırmızı kart görmeyi başardı. Sonrasında penaltı ve gol.

Bu arada yerel TV kanallarının geceyarısı kuşaklarında günaşırı gösterdiği tekrar filmlerden daha beter olan Quaresma’nın egoistliklerini hiç saymıyorum. Onlar zaten haftalık olağan eziyet statüsünde, yüzlerce kez tekrarlandı. Ricardo, 27 yaşına gelmesine rağmen futbolda pas kavramını henüz keşfedemedi. İnşallah onun için tekerleğin icadı kadar önemli sayılabilecek bu keşfi gerçekleştirip, kariyerinin kalan 7-8 senesinde hayata bambaşka bir açıdan bakacak. Tüm tribün dua ediyoruz bunun için…

Şimdi biz kendimizi etüt edip hatalarımızı düzeltmezken rakiplerimiz ne yapıyor? Onlar bizi seyrediyor, açık noktalarımızı, zayıf halkalarımızı keşfedip aynı gollerden tekrar tekrar atıyor. Fenerbahçe’ye karşı ardarda iki maçta aynı golü yiyoruz, Melo ardarda iki maçta aynı yerde bekleyip topu ağlara gönderiyor. Allah korusun ama önümüzdeki hafta Trabzon maçında Halil oynarsa eminim, o da attığı golün aynısını atabilir bize… Çünkü biz kendimizi inceleyip önlem almaya zahmet etmiyoruz.

Benim tek dileğim, yeni yönetimin hem futbol takımını, hem kulüp yönetimini inceleyip aynı hataların tekrarlanmamasını sağlaması… Başka türlü hiçbir yere varamayacağımız belli.

2-0’dan 2-2’ye maçı getirmemiz bu sezon becerdiğimiz tek geri dönüş oldu. Bununla teselli olup haftaya sezonu üçüncü bitirmeye çalışacağız. Başka hedef kalmadı çünkü…

https://twitter.com/#!/OzgunKartal

Gizli santrfor

Şu an okunanlar